Emek

Green Transfo işçileri greve çıktı: 'Şalter inecek, bu iş bitecek!'

İktidarın grev yasağına rağmen Hitachi Energy'de sürdürülen 20 günlük direnişin anlaşmayla sonuçlanmasının ardından Green Transfo Energy işçileri de greve çıktı. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye 263 metal işçisi daha greve başladı.

Abone Ol

Kocaeli Çayırova'da bulunan Green Transfo Energy işletmesi işçileri işverenin teklifi olan altı aylık yüzde 38'lik zam oranını kabul etmeyerek greve çıktı. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye 263 metal işçisi, kısa süre önce MESS üyeliğinden ayrılan Green Transfo Energy işletmesinde önce yürüyüş düzenledi. 

Green işçileri, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Yönetim Kurulu üyeleri ve Gebze 2 Nolu Şube yöneticilerinin de katılımıyla fabrika bahçesindeki yürüyüşte sık sık “Şalter inecek bu iş bitecek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Grev haktır, yasaklanamaz!”, “Sefalet ücreti istemiyoruz!” sloganları atıldı.

Yürüyüşün ardından dayanışmaya gelen işçilerle buluşan Green Transfo işçileri, fabrikanın kapısına grev pankartını astı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de sendikalaşma hakkının önüne çıkarılan engellere dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

* Sendikanın bir işyerinde ya da işletmede örgütlenmesinin ardından işverenlerin yetki itirazları nedeniyle yıllara varan adli süreçler yaşanıyor ve bu süreçlerin sonunda ne yazık ki toplu iş sözleşmesi masasına oturulamıyor. Anayasa Mahkemesi bu yıl hem bizim başvurumuz üzerine hem de Nakliyat-İş Sendikamızın başvurusu üzerine yetki itirazlarına ilişkin iki önemli karar verdi. Bu kararlarda yetki itirazı davalarının sendikasızlaştırma aracı olarak kullanıldığı, yasaların değiştirilmesi gerektiği açıkça belirtiliyor.

'Grevlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz'

Toplu iş sözleşmesi masasına oturulduğunda da işçilerin karşısına başka engellerin çıkarıldığını ifade eden Atar, MESS’e bağlı dört işletmede grevlerin Cumhurbaşkanı Kararı ile haksız ve hukuksuz şekilde yasaklandığını hatırlattı. Atar, sözlerini şöyle sürdürdü:

* Daha önceki yıllarda olduğu gibi yine Anayasa’ya aykırı grev yasaklarıyla karşı karşıya kaldık. Yasak kararının yayımladığı günün sabahında açıklama yaparak ‘Grev bizim anamızın ak sütü gibi helal bir hakkımızdır, anayasal hakkımızdır, yasaklarınızı tanımıyoruz’ diye haykırdık. Grevlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Defalarca söyledik, bir kez daha söylüyoruz: Grev hakkı, sendikal hakların, toplu iş sözleşmesi hakkının tamamlayıcı, olmazsa olmazı ve ayrılmaz bir parçasıdır! Biz grev yasaklamalarına karşı bütün gücümüzle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam ediyoruz.

'Milyonlarca emekçiyi açlığa ve sefalete mahkûm ettiler'

Özellikle son üç yılda uygulanan ekonomi politikaları ve Orta Vadeli Program’da ortaya konulan emek karşıtı hedeflere de değinen Atar, şöyle konuştu:

* Görüyorsunuz, daha dün asgari ücret gece saatlerinde apar topar, yangından mal kaçırırcasına açıklandı. Milyonlarca emekçiyi açlığa ve sefalete mahkûm ettiler. İşte böyle bir dönemde grev hakkı, özgür ve adil bir toplu pazarlık ve toplu iş sözleşmesi hakkı her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Biz grevlerimizle, örgütlü mücadelemizle onların milyonlarca emekçiye giydirmek istediği deli gömleğine, sefalet kuşatmasına karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanıyoruz. Biliyoruz ki haklarımızı almamız için örgütlü olmak zorundayız. Biz metal işçileri örgütlüyüz ve haklarımız için birlikte mücadele ediyoruz.

'Grevlerine sahip çıkan tüm kardeşlerimizi kutluyorum'

Metal işçilerinin verdiği mücadelenin tarihi bir mücadele olduğunu da vurgulayan Atar, şu ifadeleri kullandı:

* Bu yürüttüğümüz mücadele sadece metal işçilerinin 5 işletmede yürüttüğü hak hukuk mücadelesinin çok ötesindedir. Metal işçileri nasıl 1963 yılında Kavel grevimizle birlikte bu ülkenin çalışma yaşamına grev hakkıyla birlikte özgür toplu iş sözleşmesi hakkını armağan etmişse, bu mücadelelerimizle de grev yasaklarının nasıl püskürtüleceğini, bu yasaklarla nasıl mücadele edileceğini herkese gösteriyoruz. Bu mücadeleye omuz veren, her şeyi göze alarak grevlerine sahip çıkan tüm kardeşlerimizi kutluyorum.

'Metal işçileri bu kavgayı  er ya da geç mutlaka kazanacaktır'

Özkan Atar, bin 600 grevci işçiyle birlikte yola devam ettiklerini belirterek, şunları söyledi:

* Bizim açımızdan her yeni yapacağımız toplu iş sözleşmesi, bir önceki toplu sözleşmenin üzerinde yeni hakları elde edeceğimiz, işçi sınıfının mücadele hanesine  yeni bir tuğla koyacağımız bir mücadele mevzisidir, bir mücadele alanıdır. Birleşik Metal İş Sendikası’nın üst seviyesi yoktur. Bizim hedefimiz fabrikalarda yaptığımız üretimle, ürettiğimiz değerden ortaya çıkan kazançla bu ülkede ve dünyada sınıfsız ve sömürüsüz bir yaşamı inşa etmektir. Bizim grevlerimiz de toplu sözleşmelerimiz de meydanlarda verdiğimiz mücadele de bizim bu ütopyamıza, idealimize  hizmet etmektedir. Metal işçilerinin bu yoldaki mücadelesi bitmeyen bir kavgadır. Metal işçileri bu kavgayı  er ya da geç mutlaka kazanacaktır.

'Bu sarı sendikalar işbirlikçidir, ihanetçidir'

Grev yasaklarına karşı direnenlere destek vermeyen sendikalara tepki gösteren Özkan Atar, “Adında sendika olup da grev yasaklamalarına karşı metal işçilerinin verdiği bu tarihi mücadeleye dair tek satır dayanışma mesajı yayımlamaya cesaret edemeyen, işçi ve emek düşmanlarına koltuk değneği olan teslimiyetçi ve işbirlikçi sendikal yapının da işçi sınıfının bu durumda olmasında rolü büyüktür; bu sarı sendikalar işbirlikçidir, ihanetçidir!” dedi.

Açıklamanın ardından grev önlüklerini giyen Green Transfo işçileri, halaylar ve sloganlarla grevlerini başlattı.