Erzurum’un Köprüköy ilçesine bağlı Yağan köyünde yaşayan iki çocuk annesi Dilan Yıldırım 4 Ağustos’ta şüpheli bir şekilde öldü.
Dilan Yıldırım’ın ölümünün ardından gözaltına alınan evli olduğu erkek İ.Y. ertesi gün serbest bırakılırken, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli kadın ölümüne ilişkin soruşturma başlatıldı.
İ.Y. isimli erkek, Dilan Yıldırım’ın ''intihar ettiği'' iddiasında bulunurken; Dilan Yıldırım’ın annesi Sedya Süme ise 'kızının öldürüldüğünü' öne sürdü.
Kızıyla yaşamını yitirmeden yaklaşık bir saat önce neşeli bir şekilde konuştuğunu ve eve akşam yemeğe davet ettiğini anlatan Sedya Süme, "Kızım beni aradığında ‘anne bir halı örtüsü aldım, seninle kardeşim davetlisiniz’ dedi. Benim kızımın hiçbir sorunu yoktu. Benim kızıma 'kaynanasının sinirlendiği ve eşine şikayet ettiğini' söylediler. Kızıma buna sebep eşi içerde kızımın boyuna yumruk vurdu, kızım bayıldı. Sonra üzerine su dökmüşler ama ayılmamış. Vurdu, öldürdü kızımı. Daha sonra kıyafetlerini değiştirip hastaneye götürmüşler evdekilerle. Benim kızımı öldürüyorlar saat 11.00’de bana 14.00’te haber veriyorlar" iddiasında bulundu.
'Kızım da bir 'Narin' olmuştur, sesimizi duyun'
Sedya Süme, şöyle konuştu:
* Kızımı niye yakındaki devlet hastanesine götürmediler? Neden ambulansı aramadılar? İntihar süsü verdiler. Devlet kızıma sahip çıksın. ‘Dilan’ın annesi, babası fakir; hiçbir şey yapamazlar’ diyorlar. Devlet neden bana sahip çıkmıyor? Recep Tayyip Erdoğan bu sesimi duysun. Bugün burada mağdur bir aile var, sesimi duysun.
* Benim kızıma ne oldu? İki çocuk ile ortada kalmışız. Benim kızıma ne oldu bunların evinde? Önce kızımın ‘boğazı ağrıyordu, bayıldı, öldü’ dedi eşi. Sonra da 'intihar' dediler. Bunlar beni kandırıyorlar ama devleti nasıl kandıracaklar? Böyle bir dünya var mı? Kızım da bir 'Narin' olmuştur. Sesimizi duyun.