İktidarın tepesindekilerin dili sertleştikçe daha kaygı verici gelişmeler de meydana gelebilir. Bu olayların nasıl örgütlendiğini, kimlerin ne rol oynadığını, Türkiye’de bağımsız bir yargı iş başına gelmeden anlayabilmemiz mümkün değil.Erzurum’da meydana gelen biraz irili olanı. Ama Türkiye’nin her yerinde irili ufaklı pek çok olay meydana geliyor. İktidarın tepesindekilerin dili sertleştikçe daha kaygı verici gelişmeler de meydana gelebilir. Bu olayların nasıl örgütlendiğini, kimlerin ne rol oynadığını, Türkiye’de bağımsız bir yargı iş başına gelmeden anlayabilmemiz mümkün değil. Ama şu anda herkesin anlaması gereken bir şey var: Erzurum saldırısı, seçimlerin neden birinci turda bitmesi gerektiğini çok açık bir şekilde anlatan bir “musibet”tir. Seçimin ikinci tura kalması halinde Türkiye’nin içine gireceği tünelde, nerelerden ne taşların demokrasinin üzerine geleceğini kestirmek mümkün değil… O yüzden oyunuzu çok bilinçli bir şekilde kullanın. Erzurum’daki taşlarla demokrasiyi sembolik olarak recmetmeye çalışanlara vereceğiniz en iyi cevap budur!
Erzurum’da atılan taşlar neyi anlatıyor?
Erzurum saldırısı, seçimlerin neden birinci turda bitmesi gerektiğini çok açık bir şekilde anlatan bir “musibet”tir. Seçimin ikinci tura kalması halinde Türkiye’nin içine gireceği tünelde, nerelerden ne taşların demokrasinin üzerine geleceğini kestirmek mümkün değil…
Türkiye’de sokakta meydana gelen saldırıların “örgütlü” ve “planlı” olup olmadığını anlamak için size çok basit bir kontrol listesi verebilirim.
a) İlk olarak, saldırı anında polisin tavrına bakın: Olayın ağırlığıyla münasip bir müdahale var mı, yoksa seyir mi ediyorlar?
b) Saldırının ardından yapılan “resmi” açıklamalara bakın: Saldırı kınanıyor mu? Saldırıya uğrayanlarla bir duygudaşlık belirtiliyor mu? Yoksa saldırıya uğrayanlar mı suçlanıyor?
c) Son olarak, olayın ardından adalet mekanizmasının nasıl işlediğine bakın: Saldırganlar, nasıl muamele görüyor? Savcılar tutuklamaya sevk ediyor mu? Tutuklanan var mı? Ciddi bir yargılama söz konusu mu?
Sadece bu üç basit soru öbeğini sorarak, tanık olduğunuz bir saldırının, “bir avuç öfkeli gencin” işi mi, yoksa planlı ve örgütlü bir saldırı mı olduğunu kolayca anlayabilirsiniz.
Erzurum’dan gelen haberlere, fotoğraflara bu gözle bakınca ne görüyorsunuz?
Ellerinde taşlar tutan gençler korkusuzca polisin yanında duruyorlar…
En küçük bir gösteride en şiddetli şekilde su sıkan TOMA’lar İmamoğlu’na ve mitinge katılanlara taş yağdıran “öfkeli gençlerin” karşısında, kıyıya vurmuş şişman balinalar gibi hareketsiz ve çaresiz bir şekilde olup bitenleri izliyor…
İçişleri başkanının, Erzurum belediye başkanının ve diğer yetkililerin olaylar sonrasında yaptıkları açıklamalara bakın, hemen hepsi İmamoğlu’nu provokatörlük yapmakla suçluyorlar…
Olaylar sonrası gözaltına alınanlar derhal serbest bırakılıyor…
El büyüklüğünde taşlar fırlatıldı bu “olaylar” sırasında.
Kadınlar çocuklar dahil onlarca kişi yaralandı.
İnsanların kafaları yüzleri kanlar içinde kaldı.
Taşlardan birisi otobüsün üzerinde konuşan İmamoğlu’nun korumasının bacağına isabet etti. Aynı taş İmamoğlu’nun başına da gelebilirdi.
Birisine el büyüklüğünde taş atmak çok ciddi bir şeydir.
Karşınızdaki insan ağır şekilde yaralanabilir ve hatta ölebilir.
Bu olayı planlayanlar, milim milim taşların nereye, kime isabet edeceğini hesaplamadılar elbette…
Ama muhalefete ve değişim isteyen herkese bir göz dağı vermek için hareket ettiklerine hiç şüphe yok…
Ben daha önce bu köşede seçime giderken bazı provokasyonların meydana gelebileceğini yazmıştım.