CHP'li Toprak, hazırladığı haftalık değerlendirme raporunda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ahmak davasına, polis memuru Şeyda Yılmaz'ın öldürülmesine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretine, Sayıştay'ın kamu kurum ve kuruluşları için açıkladığı 2023 denetim raporlarına ve İsrail'in saldırılarına ilişkin değerlendirme yaptı. 

Toprak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Demokrasi tramvay gibidir. İstediğin istasyonda biner, istediğin istasyona varınca da inersin" sözlerine atıfta bulunarak, şunları kaydetti:

"Demokrasiyi menzile vardığında inilecek bir tramvay olarak gören Erdoğan 2007, 2010, 2017’deki anayasa değişikliği referandumlarıyla otokrat iktidarını pekiştirecek, yargıyı siyasi kontrolüne alacak adımlar attı. Şimdi iktidarı kaybetme korkusuyla, yargı üzerindeki vesayet kurup siyasi rakiplerini cezalandırma çabasında. Yıllarca mağduriyet malzemesi yaptığı siyaset yasağını şimdi kendisine İstanbul’da üç seçim hezimeti yaşatan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na karşı siyasi silaha dönüştürmek istiyor. Hakimi değiştirilen Asliye Ceza Mahkemesinin ardından Bölge Adliye Mahkemesi eliyle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için ‘ahmak’ sözcüğü bahanesiyle siyasi yasak isteniyor. Öncelikle hukuk ve adaletin gereği olarak beklenen; yargının siyasi vesayete karşı anayasa hükmü olan bağımsızlık ve tarafsızlıkla bu siyasi yasak ve hapis talebini reddetmesidir.

Yargının bu tavrı vicdanlarda adalete ve yargıya güveni tekrar yeşertecektir. Adil ve doğal olan istinafın bu yönde karar vermesidir. Ancak bugüne kadar askeri darbe yönetimlerinin getirdiği siyasi yasakları kabul etmediğini defalarca sandıklarda sergileyen milletin, Ekrem İmamoğlu için iktidar vesayetiyle yargıdan çıkması olası bir siyasi yasak kararına karşı tavrı da aynı olacaktır. 22 yıl önce Erdoğan’ın siyasi yasağına ‘hayır’ diyerek iktidara taşıyan demokrasi aşığı bu millet, kendisine yaşatılan mağduriyeti İmamoğlu’na yaşatmak isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da aynı karşılığı verecektir."

"Tüm siyasi partiler bir araya gelerek çağdaş bir ceza ve infaz reformunu hayata geçirmeli"

Toprak, polis memuru Şeyda Yılmaz'ı öldüren katilin 26 suç kaydı olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

"19 yaşında 26 suç kaydı olan bir kişinin 27 yaşındaki kadın polisi şehit etmesi, güvenlik güçlerinin eğitim ve profesyonelliği yanında, iktidarın rutine dönüşen infaz yasası değişiklikleriyle yargıyı etkisizleştirmesini, cezasızlığı olağanlaştırmasını tartışmaya açtı.

İnfaz yasası Covid-19’da 2020’de çıkartılanla birlikte son 4 yılda üç kez değiştirildi. Salgında korona izniyle eve gönderilen hükümlülerin tamamı daha sonra infaz değişikliğiyle serbest kaldı. İktidar ittifakının küçük ortağının talebiyle yapılan değişiklikte ise suç organizasyonu elebaşıları, mafya liderleri, uyuşturucu, hırsızlık, gasp, taciz-tecavüz-cinsel istismar, çete ve mafya suçluları salındı. Cezasızlığa dönüşen infaz sistemi, güvenlik güçlerinin görev şevkini olumsuz etkilerken, Narin Güran olayında ve İstanbul’da polisin şehit edilmesinde güvenlik birimlerinin eğitim, istihbarat vb. alanlardaki profesyonelliğinin de sorgulanması gereklidir. Yaklaşık 2 aydır 40 haneli bir köyde herkes sorgulanıp, onlarca kişi tutuklanırken, Narin cinayetinin nedeni ve faili hâlâ açığa çıkarılamadı. Karakoldan kaçan, bir polisin silahıyla diğer polisi şehit eden 19 yaşındaki zanlının eylemindeki ihmal de sorgulanmalı. Zanlıya çöp poşeti giydirip, hayvan nakil aracıyla adliyeye götürmek, yasalarla varlık bulan hukuk devletinde, güvenlik ve yargının yasal sorumluluk alanının ihlali yanında, yargılama aşamasında zanlıyı mağdur gösterebilecek uygulamalardır.

Temel sorunları çözmeyen yargı reformu paketleriyle göz boyama peşindeki iktidar, yargı ve infaz sistemindeki ağır tahribatın, yargıya güvensizliğin tek sorumlusudur. Toplumda hak, hukuk, adalete susamışlığı giderecek kaynak TBMM’dir. Bu konuda tüm siyasi partiler bir araya gelerek çağdaş bir ceza ve infaz reformunu hayata geçirmeli, milletin adalete, bağımsız ve tarafsız yargıya güveni yeniden tesis edilmelidir."

"Kamuda yolsuzluk, usulsüzlük, israf ve denetimsiz harcamaları..."

Erdoğan Toprak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler toplantısı gerekçesiyle gerçekleştirdiği ABD ziyaretinde 8 bakan ve Merkez Bankası Başkanı'yla New York’ta katıldığı toplantıda, yatırımcıların ikna olmadığı ve beklemeyi tercih ettikleri anlaşılıyor. Uygulanan ekonomi politikaları ve dillendirilen söylemlerin umulan güveni yaratamadığını, yatırımcıların daha uzun bir süre Türkiye’yi izlemekle yetineceğini gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.

Toprak, Sayıştay'ın kamu kurum ve kuruluşları için açıkladığı 2023 Denetim Raporlarını da değerlendirdi. Toprak, "Sayıştay Başkanlığı’nın kamu kurum ve kuruluşları için açıkladığı 2023 Denetim Raporları yolsuzluk ve usulsüzlüklerin sıradanlaştığını, ihalelerin, israfın, denetimsiz harcamaların devasa boyutlara vardığını ortaya koydu. Kamu-Özel İş Birliği projeleri bütçe ve hazine üzerindeki en büyük ‘kara delik’ olarak raporlarda yer aldı. 2023 Sayıştay Denetim Raporları, 22 yıllık iktidarın kamuda yolsuzluk, usulsüzlük, israf ve denetimsiz harcamaları olağanüstü boyutlara taşıdığını, kamu kaynaklarının heba edildiğini, iktidara yakın şirketlere kamu üzerinden haksız kazançlar aktarıldığını ortaya çıkarıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Toprak, BDDK'nın bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borcunu ödeyemeyenler için 60 aya kadar yapılandırma imkanı getirmesine illişkin, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Vatandaşın kredi kartı ve bireysel kredi borçlarını ödeyememesi, yasal takip ve icra-hacizlerinin patlaması, iktidara sıkı para ve kredi kısıtlamalarında geri adım attırdı. Kart ve kredi borçlarına 60 aya kadar yapılandırma getirilirken, öngörülen yapılandırma faizi bu borçları daha da kabartacak ve milyonları batağa sürükleyecektir. Bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borçlarına getirilen 60 ay yapılandırma olanağı; iktidar ve ekonomi yönetiminin sıkı para-faiz politikalarının iflası, yaklaşan büyük ekonomik ve sosyal yıkım tehlikesi karşısında paniğin işaretidir."

"İsrail, Lübnan’a saldırarak Gazze katliamlarını gündemden düşürüyor"

Erdoğan Toprak, israil'in Lübnan ve Gazze'ye saldırılarına ilişkin şunları kaydetti:

Selvi: Her sabah yeni bir kayyım haberiyle uyanabiliriz Selvi: Her sabah yeni bir kayyım haberiyle uyanabiliriz

"İsrail’in Lübnan’a başlattığı siber saldırı ve bombardımanlarda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve çok sayıda üstü düzey komutanın öldürülmesiyle Lübnan’ın işgali ihtimali artıyor. İsrail, Lübnan’a saldırarak Gazze katliamlarını gündemden düşürüyor. Çağrı cihazları ve telsizler üzerinden Hizbullah’a karşı yapılan kitlesel saldırılar ve ardından İsrail’in yoğun bombardımanlarıyla Lübnan’da yaşanan ürkütücü katliam ve yıkım tablosundan sonra uluslararası kamuoyu ve medyada Gazze geri plana düştü. Gazze’de ateşkes ihtimali zayıfladı. İsrail’in Lübnan harekatı, Gazze’yi dünya gündeminde geriye düşürerek Başbakan Netanyahu’nun istediğini elde etmesine olanak sağlamış görünüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM 79’uncu dönem Genel Kurul açılışı için gittiği ABD’den erken dönmesi umulan sonuçların alınamadığını gösteriyor. AGİT Genel Sekreterliği, ABD’den F-16 ve Almanya’dan Eurofighter alımları ile Akkuyu Nükleer Santralı’na Rusya yaptırımları vb. sorunların aşılamadığı anlaşılıyor. İktidar medyası ve İletişim Başkanlığının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a atfen öne sürdüğü ‘Dünya Lideri’ söylemine karşın New York’taki ikili görüşmelerde, diplomatik temaslarda ortaya çıkan tablo, dış politikadaki başarısızlığı ve kamuoyuna yansıtılan beklentilerin boşa çıktığını gösteriyor."

Editör: Haber Merkezi