AKP’ye ve Erdoğan’a o büyük gücü sağlayan 2010’ların düşük faiz ortamında, şehir rantlarının tüketilmesini sağlayan kredi mekanizması oldu.
Bütün bunları Erdoğan niye yaptı?
İşler iyi değildi ama daha iyi değil, bildiğin berbat oldu.
Erdoğan’ın ülkesine, ülkemize sadece 1 ay gibi kısa sürede yarattığı zararı hesaplamaya hesap makineleri yetmiyor.
Nasrettin Hoca gibi düştüğü yere bakıp, “zaten inecektim” demek de çok anlamlı değil.
Hoş havuz paçavraları için bu da yetiyor.
Ama gerçek ne?
Erdoğan neden zaten sırat köprüsüne girmişken, köprünün üstünde parende atmaya kalktı?
Bu sorunun cevabını doğru vermezsek geleceğe dair söyleyeceklerimiz de yanlış olacaktır.
Kritik sorular aslında işin özünü açıklar.
KAOS
Soru basit ve net:
Erdoğan ülkeyi neden bu ağır kaosun içine soktu?
Sorunun cevabını bulduğumu düşünüyorum.
Bu sorunun cevabı için Erdoğan iktidarının 20 yılının kısa bir özetini çıkarmak gerekecektir.
Erdoğan’ın gücün zirvesine çıktığı 2010 yılına yolculuk yaptığınızda, Türkiye’de o zamana kadar hiç olmayan bir şeyler oluyordu.
Türkiye’de ilk defa uzun vadeli finansmanla konut satılabiliyordu.
Türk Lirası üzerinden 10 yıl vade ile borçlanıp ev alabilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, AKP’ye akılların alamayacağı bir fırsatı sundu.
Müteahhitlerin şehir rantlarını kullanarak betonu yuvaya dönüştürme projesi, AKP için görülmedik bir büyümeye imkân veriyordu.
Şehrin merkezinde 1 dönüm arazı 100 milyon liralık rant yaratabiliyordu.
Şehrin çeperleri ise 1’e 100 vermese de arazi bolluğu sayesinde çok daha büyük kapıları aralayabiliyordu.
Türkiye, devlet ya da müteahhittin hormonlu katkısı olmaksızın, konut faizlerinin aylık %0,6 yıllık 7’lere kadar gerilediğini gördü.
AKP’ye ve Erdoğan’a o büyük gücü sağlayan işte bu düşük faiz ortamında, şehir rantlarının tüketilmesini sağlayan kredi mekanizması oldu.
Erdoğan’ın faizle olan derdinin arkasında geçmişin güzel günlerine olan hasreti var.
Aynı ırmakta tekrar yıkanacağına inanan bir akıl faizi düşürdüğünde, 2010’ların başına döneceğini düşünüyor.
Faizin düşmesi insanların konut kredisi almak için Bankalara koşturacağı inancını perçinliyor.
Peki, Türk parasının tel kadayıfa dönüşmesi faizin düşüşünden mi kaynaklandı?
Hem evet, hem hayır.
Faiz düştüğü için değil, Erdoğan tarafından düşürüldüğü için Türk Lirası diye bir para artık yok.
Aynı ırmakta tekrar yıkanacağına inanan bir akıl faizi düşürdüğünde, 2010’ların başına döneceğini düşünüyor.
Erdoğan’ın hayalini kurduğu Müslüman toplumu, ancak çok paraya hükmederse ve ondan başka kimsede paranın hâkimiyeti olmazsa yaratacağına inandığını artık iyi biliyoruz.
Erdoğan bu yolda önüne çıkan hiçbir şeyi dikkate almadı.
Buna kendi halkının da dâhil olması bunun en acı sonuçlarını verdi.
7 Haziran 2015 seçimlerinde Erdoğan’ı istemeyenler, Erdoğan’ı isteyenlerden tam %50 fazlaydı.
Hani o Erdoğan hiç seçim kaybetmedi palavrası var ya 2015 7 Haziran’ında oyları parça pinçik oldu.
7 Haziran’dan sonra Erdoğan iktisat alanında kazandığı, kazandırdığı her değeri tüketerek iktidarını halkına karşı korumaya çalıştı.
Bütün ideolojik liderler gibi yanılgısının esiri oldu.
“Ben halkımın iyiliğini ondan iyi bilirim” diyerek tam 6 yılı tüketti.
2018 Haziran seçimleri için Mehmet Şimşek icadı 220 milyarlık KGF balonu ile uçan Türkiye bilançosu, seçimden sadece 2 ay sonra kurun 7.5 lirayı görmesiyle patladı.
Türkiye Başkan seçtiği Erdoğan’a sene geçmeden en büyük 3 şehrini vermedi.
Erdoğan’ın hayalini kurduğu Müslüman toplumu, ancak çok paraya hükmederse ve ondan başka kimsede paranın hâkimiyeti olmazsa yaratacağına inandığını artık iyi biliyoruz.
Zaten 2018 seçimleri de mühürsüz oyların ve Üsküdar’a geçen atlının zaferinden ötesi değildi.
Erdoğan tarihte benzeri çok olan ideolojiye tutsak olmuş liderler gibi, ülkeyi kendi aklına göre şekillendireceği yanılgısına düştü.
Yanlış fikir olduğu su götürmeyen bu siyaset kendisinden daha da yanlış bir zamanda yanlış bir ülkede ve acı ama çok yanlış bir lider tarafından hayata geçirilmeye çalışıldı.
Bunca yanlıştan doğru çıkmayacağı aşikârdı…
Fakat Erdoğan için vazgeçmek yok olmak demek.
O yüzden hiç tereddütsüz faizi düşürdü.
Faiz düşünce her şeyin eskisi gibi olacağını düşünüyordu. Herkes koşarak ev alacaktı.
Bu basit akıl yürütmeden başka izahı olmayan politikanın mizahını bile yapacak hal kalmadı.
Erdoğan “kitabını yazdım” dediği ekonominin kaidesi ile baş edemeyince, Kur’an’a sığındı.
Kur’an iyi bir sığınaktır. Ama sizin kalkanınız değildir.
2018 seçimlerinden önce de Bakara suresi aynı idi.
Ama ne demiştiniz.
Verin bana yetkiyi…
Verdik yetkiyi…