Engelli birey ve ailelerin yıllardır çözülmeyen sorunu…

Abone Ol
2013’te maaş almaya hak kazanmış engellilere kriter getirildi. Bir engellinin maaş alabilmesi, ailesinin gelir durumuna endekslendi. Üstelik ailesinin gelir durumunda değişiklik varsa verdiği parayı fazlasıyla geri istiyor hükümet. Bir gruba atfedilen farkındalık günlerinin amaçlarından biri, ilgili yetkililerin dikkatlerini sorunlara çekmek ve çözüm bulmaktır. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü de bu bağlamda değerlendirmek gerekir. Alanında başarılı olmuş engelli kişileri alkışlamak, “Bir gün biz de engelli olabiliriz” bakış açısıyla duyarlılık göstermek bir farkındalık değildir. Ki engelli olma ihtimali iyi niyetli bir yaklaşımdan öte bencilliği ön plana çıkaran bir yaklaşımdır. Kalıplaşmış söylem ve davranışların ötesinde bir iletişim dili geliştirmemiz gerekmektedir. Soyut kavramlar üzerinden topluma mesaj vermek yerine de somut adımların atılması gerekmektedir. Mesela yıllardır haksız yere kesilen engelli maaşlarının kesilmesi sorununun çözümü somut bir adımdır. Engelli kişilerin ve ebeveynlerinin, 5-6 yıldır gündeme getirdiğim ve bugüne kadar da herhangi bir yetkiliden en ufak bir dönüş alamadığım bir sorun... Bu sorun, 2013 yılında 2022 sayılı yasada yapılan bir düzenleme ile oluştu (25.01.2013 tarihli Resmî Gazete Sayısı: 28539). Yapılan düzenleme ile maaş almaya hak kazanan engelli kişilere kriter getirildi. Bir engellinin maaş alabilmesi, ailesinin genel gelir durumuna endekslendi. Bir anlamda engelli bireyin bağımsızlığı ortadan kalktı. Hükümet, düzenlemeyle “aileyi, engelli bireye bakmakla yükümlü” tuttu. Engelli kişinin anne ve babası olmasa da durum aynı… Yaşananlar bu kadarla da kalmıyor. Devletten maaş alan engelli bireyin ailesinde gelir durumunda bir değişiklik yaşanmış ve bu resmi kurumlara bildirilememişse ceza kesiliyor…  “Geçmişe dönük maaşın yüzde 50 fazlasıyla geri ödeme” kararını da ekleyerek verdiği parayı fazlasıyla geri istiyor hükümet. Ve maalesef bunu birçok engelli kişi veya yakını bilmiyor. Günümüz teknolojisinde tek bir yazılım geliştirilerek ilgili birimlerin bu değişen gelir durumunu bilebilecek imkânı olmasına rağmen engelli kişi veya yakınının başvurması gerekmesi de ayrı bir tezat. ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İKİ FARKLI KARARI Kişilerin itirazı veya mahkemeye vermesi sonuç getirmiyor, sadece taksitlendirme imkânı sunuluyor. SGK topu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Bakanlık topu SGK’ya atıyor. Bu süreçte yaşanan gelişme ise duruma itiraz eden vatandaşların mahkemeye başvurmaları. Hürriyet Gazetesi’nden M. Hasan Benli’nin (11.02.2021-14.02.2021) tarihli haberlerine göre maaş kesintisine itiraz eden vatandaşlar sorunu mahkemeye taşıdı… Anayasa Mahkemesi maaş kesilmesiyle ilgili iki farklı karar verdi. İlk dava, Bursa’da yaşayan D.A’ya ait. Yüzde 98 oranında zihinsel engelli olduğu gerekçesiyle, 1994 yılından itibaren kendisine bağlanan engelli maaşı 2013 yılında yapılan değişiklikle kesilmesi üzerine aile durumu mahkemeye taşıdı. AYM, “Devletin, engellileri koruyup toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlaması gerektiğine” hükmetti. “Başvurucunun engellilik durumunda hiçbir değişiklik olmamasına karşın aradan çok uzun zaman geçtikten sonra farklı bir hesaplama yöntemi getiren kanuni bir düzenlemeye dayanılarak engelli aylığının tümüyle kesilmesi hukuki güvenlik ve meşru beklentilerin korunması ilkelerine uygun olmamıştır.” açıklaması ile aileyi haklı buldu ve lehte karar verdi. Fakat iki ay sonra AYM bu sefer engelli maaşı kesilmesiyle ilgili bir başka başvuruyu oy çokluğuyla reddederek, “engelli maaşının kesilmesinin Anayasa’ya uygun olduğuna” karar verdi. Özellikle ekonomik şartların zorlaştığı zaman diliminde, engelli bireyleri ve ailelerini bu kadar yakından ilgilendiren ve mahkemelere düşüren sorunu çözmek için bunca yıldır adım atmayan yöneticilerin, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü kutlamasını samimi bulmuyorum.