Loading...
4-5 ay öncesine kadar iktidar kanadı tarafından adaylığı en çok istenen Kılıçdaroğlu, bugün tam tersine istenmeyen adaya dönüşmüştür. Bunun temel nedeni beklentinin aksine kazanma olasılığının her gün giderek yükseliyor olmasıdır.Yine asgari ücretin arttırılması, emeklilere bayramda ikramiye ödenmesi, elektrik faturalarında TRT payının kaldırılması, KYK borçlarının silinmesi gibi iktidarın attığı tüm adımlar Kılıçdaroğlu’nun siyasal çıkışlarının ardından geldi. Gerek siyasal söylem düzeyindeki kapsayıcılığı gerek 6’lı masadaki rolü gerekse iktidara attırdığı somut adımlar bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun artıları olarak öne çıktı. Bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun adaylığının fiili olarak öne çıkması diğer adayların bir adım geriye düşmesine yol açmıştır. Bu durum son dönemdeki araştırma ve anketlere de yansımıştır. Kılıçdaroğlu bütün bu araştırma ve anketlerde siyaseten öne çıkmış, güç ve popülaritesini arttırmıştır. Bu durum iktidar ve iktidarı destekleyen medya tarafından görülmektedir. Ama kabul edelim ki bu durum, onlar açısından beklenmeyen bir tablonun ortaya çıkmasıdır. Sonuçta iktidarın da, onu destekleyenlerin de temel beklentisi 6’lı masanın dağılması ve bu süreçte birden çok adayın ortaya çıkmasıydı. Bunların hiçbiri olmadı. Beklenen hiçbir şey olmadığı gibi Kılıçdaroğlu, sadece 6’lı masanın değil, diğer muhalefet partilerinin de ortak adayı haline gelme yolunda önemli bir mesafe kat etmiştir.
Seçimi kazanmanın yolu adayı ve onunla birlikte belirlenecek az sayıda çalışma ekibini açıklamak geç olmadan açıklamak, nasıl olsa kazanıyorum rehavetine kapılmadan, seçmene güven vermek, umut siyasetini sahiplenmek sahada siyasi ve sivil muhalefetin birlikte aynı hedef etrafında çalışmasına bağlıdır.ARTIK İSTENMEYEN ADAY Son dönemde Kılıçdaroğlu adı etrafında iktidar çevrelerinde -ve parti çeperinde- çıkarılan tüm tartışmaların ortak keseni, onun adaylığının önünü kesme amaçlıdır. Bu açıdan 4-5 ay öncesine kadar iktidar kanadı tarafından adaylığı en çok istenen Kılıçdaroğlu, bugün tam tersine istenmeyen adaya dönüşmüştür. Bunun temel nedeni beklentinin aksine kazanma olasılığının her gün giderek yükseliyor olmasıdır. Kılıçdaroğlu bunu, Erdoğan karşısında en güçlü siyasi aday olduğu için değil, Türkiye’nin ortak geleceğine ilişkin somut politikalar önerdiği, birlikte yaşama iradesi ortaya koyduğu ve ortak bir geleceği birlikte kurma konusundaki samimiyeti ile sağlamıştır. Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğini seçilmesi önünde engel görmek, bu kimliğinden dolayı oy alamayacağını ifade etmek hatta bu kimliğinin iktidar tarafından seçim sürecinde toplumsal kutuplaşma için kullanılmak isteneceği, hatta kullanabileceği ne kadar gerçekse; bu tuzağa düşmemek de Türkiye’de değişim isteyen herkesin görevidir. Şunu ifade ederek bitireyim; Kılıçdaroğlu için 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi, Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu seçimi değildir. Bu seçim, kişiler arası bir rekabet değil bir düzen, bir sistem ve bir rejim tercihidir. Bu tercihin bir ucunda Erdoğan ve var olan otoriter düzenin devamı ve tahkimi, siyasetin tamamen yok olması varken; diğer ucunda bu düzenin, bu sitemin, bu rejimin sona ermesi, siyasetin alanının genişlemesi, demokrasinin yeniden güçlenmesi, adalet ve özgürlüğün yeniden tesis edilmesi, Meclis’in güçlenmesi, yasama, yürütme ve yargının bağımsız olması, düşünce ve ifade özgürlüğünün olacağı, ortak bir geleceğin hep birlikte kurulacağı Türkiye vardır. Son olarak Kılıçdaroğlu’nun kazanma olasılığının yükselmesi seçeneklerden sadece bir tanesidir ama bu kazanmanın garantisi değildir. Seçimi kazanmanın yolu adayı ve onunla birlikte belirlenecek az sayıda çalışma ekibini geç olmadan açıklamak, nasıl olsa kazanıyorum rehavetine kapılmadan, liderlerin parti çıkarlarını 6’lı masa hedeflerine öncelemeden, seçmene güven vermek, umut siyasetini sahiplenmek sahada siyasi ve sivil muhalefetin birlikte aynı hedef etrafında çalışmasına bağlıdır.