Loading...
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca sebep olduğu zarar savcı beye rücu ettirilir mi, yoksa “aferin, çok iyi yaptın, eksik soruşturma yaptığın yetmiyormuş gibi bunu eleştirenleri de mahkemeye çektirerek yargılattın, bravo” diyerek taltif mi ederler göreceğiz.Aralarında pek çok avukat, insan hakları savunucusu ve gazetecinin bulunduğu belirlenen 30 kişi hakkında ayrı ayrı açılan davaların bir kısmı bu hafta İzmir Ağır Ceza Mahkemelerinde görüldü, bir kısmı da haftaya görülecek. Görülen davaların tümü beraatle sonuçlandı, görülecek olanların da bu şekilde sonuçlanacağını kestirmek için müneccim olmaya gerek yok, zira ortada kimseye herhangi bir hakaret bulunmadığından ve retweet edenlerin savcıyı herhangi bir yere hedef göstermek gibi bir kasıtları bulunmadığından, suçun unsurları da oluşmadığından bu sonuç kimse için şaşırtıcı olmadı. Hakaret için retweetcilere ceza verilseydi, tabi mesele cezayla kalmayacak, arkadan savcı bey tazminat davalarını da yapıştıracaktı. Böyle bir hukuk sisteminde ciddi bir gelir elde etmesi de çok mümkündü elbette. Olmadı. Böylelikle “beni terör örgütlerine hedef gösteriyorlar” diyerek açık mesleki hatasını eleştiren insanlara dava açan ve o ana kadar adını kimsenin bilmediği savcının ismini meseleyle ilgili herkes duymuş oldu. Ne var ki, iş bununla da kalmadı, beraat kararı verildiği için Devlet, yargılanan sanıkların avukatlarına dosya başı yaklaşık 17 bin 500 liradan oluşan karşı vekalet ücreti ödeyecek, yani bizler ödediğimiz vergilere ek olarak bir de “yüksek savcı egosu” vergisi ödemek durumunda kalacağız. Yaklaşık 1 milyon lirayı bulacağını tahmin ettiğim bu ödemelere sebep olduğu için bilmiyorum Hakimler ve Savcılar Kurulu, savcı beye ne der? 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca sebep olduğu zarar savcı beye rücu ettirilir mi, yoksa “aferin, çok iyi yaptın, eksik soruşturma yaptığın yetmiyormuş gibi bunu eleştirenleri de mahkemeye çektirerek yargılattın, bravo” diyerek taltif mi ederler göreceğiz. İşini düzgün yapmayan herkes gibi, yargı mensupları da dünyanın her yerinde eleştirilebilir. Eleştiriden kendisine bir pay çıkartmak yerine, eleştiren herkese dava açtırmak, üstelik bunu da Devletin kendisine sağladığı kamu gücünü kötüye kullanarak yapmak herhalde alkışlanacak bir tutum olmamalıdır. İlgili AİHM kararlarında da belirtildiği gibi, yargı organları ve mahkeme kararları eleştirilebilir ve bu kişiler kendilerine yöneltilen hakaret ve şiddet çağrısı içermeyen eleştirileri kabul etmek durumundadır. Eleştiri hakkı, ifade özgürlüğünün önemli bir unsurudur. Yargı mensupları da eleştiriden bağışık değillerdir.