Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ekol TV'de Candaş Tolga Işık’ın sunduğu "Az Önce Konuştum" programına katıldı.
Diploma tartışmaları hakkında açıklama yapan İmamoğlu, "YÖK raporunu imzalayanlar yalan konuşuyor. 1991'de mezun olan birine denklik veriyorsan, o kişinin okula girdiği 1987'den beri okuduğu okulun denk olduğunu kabul ediyorsun demektir. Birilerinin diploması yok bende transkript var, belge var, fotoğraf var; okul arkadaşlarımı çağırsam burada bugün miting yapardım. Millet neden benim diplomamla uğraşıyor? Çünkü buradan önüne bir engel koyabilir miyiz diye düşünüyorlar. Uydurma gerekçelerle bana yakın olan kişilerin mal varlıklarına el konuldu. Ayıp değil mi, nedir? Ekrem İmamoğlu bana rakip olmasın. 8 yaşındaki çocuk bana ‘Sen rakip olma diye mi bunları sana yapıyor?’ diyor bana" dedi.
Kent Lokantası ziyareti sonrası hakkında soruşturma başlatılan gurme Vedat Milor hakkında ilk kez konuşan İmamoğlu, "Vedat Milor'la konuştunuz mu hiç?" sorusuna "Yok, konuşmadım çünkü konuşsam ceza katmerli büyür diye endişe ediyorum. Açıkçası ben Sayın Milor'la tanışmam. Oraya geldiğinde de yayınlandıktan sonra haberim oldu, hatta arayıp teşekkür ettim, sosyal projeye katkı sunduğu için. Bu manada çok üzücü. Burası bir ticarethane değil. Bunu tüm alem biliyor. Bugün belki de Türkiye'de en fazla bilinen sosyal hizmete dönüştü. Bu bir mecburiyet, herhangi bir kurum değil" yanıtını verdi.
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
* Orada insanlar onuruyla beraber bir hizmetten faydalanma fırsatını tanıyor yerel idare. Oradaki insanlar mutlu çünkü çocuğunun, torununun cebine para koyamayan bir emekli geliyor, dışarıda 200 liraya yiyemeyeceği yemeğe 40 lira vererek yiyor. Siz kalkıyorsunuz buradan hınç alıyorsunuz. Bunu karşınıza bir rakip olarak koyuyorsunuz ve buradan öfkeyle müdahale etme gayretine giriyorsunuz. Bu zavallılık tepeden tırnağa yayılmış durumda
Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı
İmamoğlu programda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına dair adım atacağı iddiaları hakkında da "Biz yaptığımız toplantının detaylarını paylaştık. Birkaç kez söyledim. Saygı duyduğum bir çerçeveden Sayın Mansur Yavaş’ın kıymetli başkanımızın, değerli ağabeyimizin ifade ettiği biçimiyle aynen söyledim: ‘Ben erken buluyorum Cumhurbaşkanı adaylığı tespitini, ön seçime karşı değilim ama bugün yapılmamalı. Böyle bir sürece de talip değilim. Ama elbette ki CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı hepimizin adayıdır. Ben partimin bu yolculuğuna ve adayına asla zarar verecek bir şey yapmam" diye konuştu.
'Adaylık kimsenin tapulu malı değil'
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
* Kendi görüşü. Bu kavramlar bizim için net olan, geçerli olan bir mesele. Bir başka husus var. Şu konuşuldu aslında: Mansur Yavaş başkanımız bu süreçte adaya bir şey olursa, aday başarısız olursa, aday eksik kalırsa diyerek bu kaygısını dile getirdiğinde çok net dile getirdiğim şekli de söyleyeyim… Adaylık kimsenin tapulu mülkü değil ki… Haşa Allah’ın emri de değil. Resmi olarak YSK’ya teslim edene kadar adayı değiştirebilirsiniz. Başına bir şey gelebilir, hasta olabilir, Allah geçinden versin her şey olabilir. Dolayısıyla o gün geldiğinde partimiz oturur en doğru kararı verir. Bu cümlenin üzerine kendileri de ‘Partimizin adayı, partimizin kararı bizim için asla ve asla tartışılacak bir şey değildir’ dedi. Bu görüşünü tekrar etmesinin mahsuru vardır yoktur, o kendi takdiri. Ona bir şey diyemem.
'Hiçbir cümlesi beni incitmiyor'
* Sayın Mansur Yavaş'ın hiçbir cümlesi ben incitmiyor. Yüz yüze konuştuğumuz ve ortak karar aldığımız üçlü masa beni ilgilendiriyor. İyi bir dostluğumuz var. Günün sonunda en doğru kararı yine hep birlikte alacağımızı, en kriz anında bile birlikte olacağımızı, yol arkadaşı olduğumuzu, dava arkadaşı olduğumuzu ben asla defterimden kaldırmıyorum.
'İktidarın oyununu bozduk'
* Bugün partimiz bir karar almıştır. CHP TBMM grubu bu kararı çok büyük çoğunluğuyla kararı imza altına almıştır. 1 milyon 750 bin üyemiz oy kullanacak. Bu esnada da Ekrem İmamoğlu’na saldırılar artıyor. Artacak tabi. Oyununu bozduk iktidarın. Partilimiz bu sebeple de sandığa gelip oy verecek, partisinin adayına da destek olacak. Çünkü her oy partisinin adayını güçlendirecek her eksik oy da Cumhurbaşkanı’nın sürecini güçlendirecek. Bunun farkında olan CHP’liler mutlaka 23 Mart’ı bir demokrasi şöleni gibi geçirecek.
'Ön seçim bir demokrasi devrimidir'
Ön seçim bir demokrasi devrimidir. 40 küsur gün kala Muharrem İnce’nin adaylığı ilan edildi. Ne anlatacaksınız 40 küsur günde? Bu bakışla kaybettik seçimleri. 2023 seçimlerinde farklı bir yöntem geliştirdi muhalefet. Birçok eksiğimiz, sıkıntımız vardı. 6 parti aday olarak Genel Başkanımızı gösterdi. 50 küsur gün kalaydı yanlış hatırlamıyorsam. İkinci tura giderken Zafer Partisi’nin katılımıyla 7 parti olduk. Yine seçimi kaybettik. Dönelim 2018 genel seçimlerine. 40 küsur gün kala Muharrem İnce’nin adaylığı ilan edildi. Ne anlatacaksınız 40 küsur günde? O günün farklı modeli önümüze kondu. Neredeyse her parti genel başkanını aday çıkarttı, CHP hariç. Bu bakışla kaybettik seçimleri.