Ekonomiye dair yeni bir hikâye mevcut mu?

Abone Ol
Ekonomi ile ilgilenen ekonomi politikalarında mutlak bir değişiklik öngörüyor. Kimisi sermaye kontrolünün geleceğini, kimisi 2021 Eylül öncesi politikalara geri dönüleceğini, kimisi ikisinin arasında bir yerde kalınarak 2024’teki seçime kadar şekilde yürütüleceğini, kimisi ise maliye politikasının daha fazla müdahil olacağı yepyeni bir politika tasarımını öngörüyor. Seçim sona erdi. Seçimin galibi olan Cumhur İttifakı’nın ilk açıklamaları, seçim sonrasında mevcut ekonomi politikalarının devam edeceği yönünde. Mevcut politikaların sürdürülebilir olmadığının açıkçası herkes farkında. Bu nedenle bu açıklamalar kamuoyunda pek kabul görmedi. Seçim sonrasında kurun ipinin biraz gevşetilmesi, mevcut politikalarda değişiklikler yapılacağına işaret ediyor. Net rezervlerin eksiye düşmesi ise bunun bir zorunluluk olduğunu gösteriyor. Seçimin üzerinden henüz birkaç gün geçmişken kulislerde ekonomi yönetimine Mehmet Şimşek’in geçeceğine dair söylentiler yayılmaya başladı. Şimşek’in adının anılması ile birlikte nedense piyasalarda makul politikalara geri dönüleceği düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Hükümetin en üst yetkilisinin düşük faiz politikası devam edecek açıklamasına karşın piyasalarda makul politikalara geri dönüleceği fikrinin yaygınlaşması, piyasa katılımcılarının yeni bir hikâye arayışında olduğu biçiminde yorumlanabilir.
Kulislerde ekonomi yönetimine Mehmet Şimşek’in geçeceğine dair söylentiler yayılmaya başladı. Şimşek’in adının anılması ile birlikte nedense piyasalarda makul politikalara geri dönüleceği düşüncesi yaygınlaşmaya başladı.
Ekonomi ile ilgilenen herkes seçim sonrasında ekonomi politikalarında mutlak bir değişiklik öngörüyor. Kimisi sermaye kontrolünün geleceğini ve mevcut politikaların bir şekilde devam edeceğini, kimisi politika faizlerinin artırılarak 2021 Eylül öncesi dönemdeki politikalara geri dönüleceğini, kimisi ikisinin arasında bir yerde kalınarak 2024 yılında gerçekleşecek yerel seçimlere kadar bu politikanın ağır aksak bir şekilde yürütüleceğini, kimisi ise bunların dışında maliye politikasının daha fazla müdahil olacağı yepyeni bir politika tasarımının geleceğini öngörüyor. Politikalara dair çok sayıda öngörü olsa da seçim sonrasında ekonomide hâkim olan durumun belirsizlik olduğu aşikâr. Kimse bir hafta sonra neler olacağını öngöremiyor. Enteresan tarafı, hükümetin en yetkili isminin düşük faiz politikası lehine açıklamalarına rağmen bu belirsizlik ortadan kalkmış değil. Herkes belirsizlik bulutlarının bir an önce dağıtılmasını bekliyor. Peki Mehmet Şimşek’in göreve gelmesi belirsizlik bulutlarının dağılması için yeterli mi? Şimşek’in elinde sihirli bir değnek yok. Şimşek göreve gelse bile -ki henüz netleşmiş değil- ekonomiye dair yeni bir hikâye ortaya koyabilmeli; ekonomik birimlere umut verebilmeli. Mevcut durumda bunun çok zor olduğu aşikâr. Çünkü yürürlüğe konulan politikaların bir sabah yeni bir ekonomi bakanı atamasıyla ortadan kaldırılmayacağının garantisi yok. Ne de olsa geçmiş geleceğin aynası.
Belirsizlik bulutları önümüzdeki dönemde pek fazla eksilmeyecek. Belirsizliğin hakimiyeti, döviz kurunun Türkiye ekonomisi üzerinde Demokles’in kılıcı gibi durmaya devam edeceğinin de temel göstergesi.
Ekonomi yönetimi ayrıca nihayetinde bir ekip işi. Bu ekibin kimlerden oluşacağı, ne kadar özerk bir yapıya sahip olacağı ve hareket alanının ne kadar geniş olacağı da son derece önemli. Önümüzdeki yılın seçim yılı olması, özerklik ve hareket alanının sınırlı kalacağına işaret ediyor. O nedenle şu andaki politikalardan çok da sert bir şekilde kopacak bir politika beklememek lazım. Hasbelkader sert bir U dönüşü yaşansa bile tekrar bir sert U dönüşünün yaşanma olasılığının çok da düşük olmadığının altını çizmek gerekir. Yukarıda ifade ettiğimiz tüm hususlar gösteriyor ki Türkiye ekonomisinin üzerindeki belirsizlik bulutları önümüzdeki dönemde pek fazla eksilmeyecek. Belirsizliğin bu hakimiyeti, döviz kurunun Türkiye ekonomisi üzerinde Demokles’in kılıcı gibi durmaya devam edeceğinin de temel göstergesi. Önümüzdeki hafta ekonomide dair sunulacak hikâyenin gerçekten yeni bir hikâye olup olmadığını göreceğiz. Sonrasında yorum yapmak bizler için de çok daha kolay olacak.