Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2014-2022 yılları arasında 42 ülke ve bölgede 242 binden fazla 15 yaşındaki çocuğu inceledi.
DÖS, cinsel olarak aktif 15 yaşındaki bireylerin önemli bir kısmının korunmasız cinsel ilişkiye girdiğini vurguluyor. Bu da istenmeyen gebeliklere, güvenli olmayan kürtajlara ve çeşitlik hastalıkların kapılmasına neden oluyor.
Prezervatif kullanımında düşüş
Verilere göre, 2014 seviyeleriyle karşılaştırıldığında, prezervatif kullandığını bildiren ergenlerin sayısında önemli bir düşüş yaşandı.
DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Henri P. Kluge konuyla ilgili şunları dile getirdi: "Raporun bulguları endişe verici olsa da şaşırtıcı değil. Yaşa uygun kapsamlı cinsellik eğitimi birçok ülkede ihmal edilmeye devam ediyor ve cinsel davranışı teşvik ettiği yanlış varsayımıyla son yıllarda giderek daha fazla saldırıya uğruyor. Oysa gerçek şu ki, gençleri doğru zamanda doğru bilgiyle donatmak, sorumlu davranış ve seçimlerle bağlantılı en iyi sağlık sonuçlarına yol açıyor. Bu gerici çabaların acı meyvelerini topluyoruz ve hükümetler, sağlık otoriteleri, eğitim sektörü ve diğer temel paydaşlar mevcut durumun temel nedenlerini gerçekten fark edip düzeltmek için adımlar atmazsa daha da kötüsü olacak."
Temel bulgular
Cinsel ilişkide prezervatif kullanan ergenlerin oranı 2014 ile 2022 yılları arasında erkeklerde yüzde 70'ten yüzde 61'e, kadınlardaysa yüzde 63'ten yüzde 57'ye düştü.
Ergenlerin neredeyse üçte biri ne prezervatif ne de doğum kontrol hapı kullandığını bildirdi.
Rapora göre doğum kontrol hapı kullanımının 2014 ile 2022 arasında nispeten sabit kalırken bireylerin yüzde 26'sı kendilerinin veya partnerlerinin doğum kontrol hapı kullandığını bildirdi.
Kapsamlı cinsellik eğitimine ihtiyaç
Bulgular, gençlere kapsamlı cinsel sağlık eğitimi ve kaynakları sağlamanın önemini vurguluyor.
Galway Üniversitesi'nden raporun baş yazarı Dr. András Költő şunları dedi: "Kapsamlı cinsellik eğitimi, bu boşlukları kapatmanın ve tüm gençlerin ergenlikten yetişkinliğe geçişte hayatlarının özellikle savunmasız bir anında seks hakkında bilinçli kararlar alabilmelerini sağlamanın anahtarıdır. Ancak eğitim bilgi sağlamanın ötesine geçmelidir. Gençlerin rıza, yakın ilişkiler, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim gibi konuları tartışmak için güvenli alanlara ihtiyaçları var ve biz -hükümetler, sağlık ve eğitim yetkilileri ve sivil toplum örgütleri- şeffaf, yargılayıcı olmayan iletişim ve karar alma gibi önemli yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmalıyız.”
