Doların taht savaşı: El Salvador’un Bitcoin hamlesi ve sonrası

Abone Ol

Kripto paraların benimsendiği ülkelerin birer kara para aklama merkezi haline gelmeleri olası. El Salvador’un hamlesi ülkenin ekonomik gücünün çok daha ötesinde, psikolojik bir etkiye sahip. Yakın zamanda zincirleme bir reaksiyona dönüşürse ABD’nin gücünü fiilen etkileyebilir.

Kripto para piyasalarının doğası olarak kabul edilen sert düşüş ve çıkışların ardında, kısa vadeli alım-satım dinamikleri dışında, makro dinamiklerin de son derece önemli bir etkisi var. Bu durumun bir örneğine bu hafta içinde El Salvador’un Bitcoin’i resmi para birimi olarak ilan etmesinin hemen ardından tanık olduk. El Salvador’un tüm uyarılara karşın verdiği kararın ardından piyasalarda oldukça sert bir düşüş yaşandı ve bu yazıyı kaleme aldığım esnada $ 45.873 seviyesine kadar gerilemiş durumdaydı. Bitcoin ve Ethereum başta olmak üzere kripto paraların yaygınlaşma hızı ve ticari işlemlerde kullanımı arttıkça akıllara yeni dünyada geleneksel rezerv para birimlerinin akıbetine ilişkin sorular geliyor. Tek kutuplu dünyaya geçiş ile 1944 yılında imzalanan Bretton Woods anlaşması sonrasında dünyanın rezerv para birimi koltuğuna yerleşen Dolar, Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomik ve politik gücünü kaybetmeden günümüze kadar gelmesiyle birlikte bu pozisyonunu korumayı başarmıştı. Ancak içinde yaşadığımız dünya, başta teknolojik gelişmeler olmak üzere pek çok makro dinamiğin etkisi altında çok kutuplu bir dünya olma yönünde hızla ilerliyor. Çin ve ABD arasında tırmanan ekonomik ve teknolojik rekabet, finans piyasalarına da yansıyor. Geçtiğimiz yılın en trend tartışma konularından biri olan ve gündemdeki yerini hala koruyan “Global Currency Reset” (Küresel Para Birimi Değişimi) teorisini savunanlar, ABD’nin aşırı kaldıraçlı olduğunu ve kaynak zengini gelişmekte olan ekonomilere kıyasla daha az rekabetçi hale gelmesi nedeniyle USD’nin rezerv para birimi konumunu kaybedeceğini ileri sürüyorlar. Bu görüşün aksini savunanlar ise yalnızca ABD’nin değil, tüm büyük modern ekonomilerin yüksek borç seviyelerine sahip olduğunu ileri sürüyorlar. Ayrıca ABD, gelişmekte olan ekonomilerin aksine piyasaya sürme tekeline sahip olduğu para birimi cinsinden borçlanıyor. Bu ve buna benzer pek çok faktör sebebiyle Küresel Para Birimi Değişimi teorisini bir komplo teorisi olarak nitelendirenler de azımsanmayacak kadar çok. Kripto paraların yükselişiyle birlikte 2019 yılında alevlenen tartışmaların fitilini yakan, İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney olmuş, Carney kripto paraların Dolar’ı tahtından indirebilecek güçte olduğunu iddia etmişti. Bunun için ilgili kripto para birimlerinin yaygın kullanıma girmesi ve El Salvador örneğinde olduğu gibi resmi para birimi haline gelmesi gerekiyor.  El Salvador, resmi para birimi olarak USD kullanıyordu ve tamamen dolara bağımlı bir ekonomiye sahipti. Brezilya, Küba, Paraguay, Panama ve Meksika gibi Bitcoin’i resmi para birimi haline getirme konusunda yeşil ışık yakan diğer ülkelerde de varılmak istenen nokta benzer: dolara olan bağımlılığı azaltmak, enflasyonu yavaşlatmak ve sermaye girişi sağlamak. Bu ülkelerin bir kısmında bankacılık sistemi gelişmiş durumda değil ve bu nedenle bireyler kadar işletmeler de ticari işlemlerde problem yaşıyorlar. Kripto para altyapıları oluşturulmasıyla bu sorunu aşmak da önemli bir yan fayda olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan, kripto paralarla ilgili sürekli olarak gündemde olan sorunlar da baki: alan, düzenlemeden ve denetimden yoksun, zira denetim altında tutulabilecek bir otoriteden bahsetmek mümkün değil. Bu alandaki yasal düzenlemelerin geliştirilebilmesi ve ihtiyaçları karşılayabilecek olgunluğa gelmesi zaman alacak. Zira yasalar, deneyimlerin yol gösterdiği ihtiyaçlar doğrultusunda geliştiriliyor ve şu anda hiçbir ülke böyle bir deneyime sahip değil. Dolayısıyla hukuki altyapının geliştirilebilmesi için zamana ihtiyaç var. Ayrıca kripto paraların yaygın olarak benimsendiği ülkelerin, söz konusu denetim mekanizmalarının eksikliği nedeniyle bir kara para aklama merkezi haline gelmeleri de olası. ABD – ÇİN SAVAŞININ KAZANANI BİTCOİN OLUR Kripto paraların resmi kullanıma girişiyle ilgili hemen her hamlenin ardından bu piyasalarda büyük dalgalanmalar gerçekleştiğine şahit oluyoruz. Tartışmaya açık bir alan olmakla birlikte, bu dalgalanmaların bir kısmının piyasanın olağan dinamiklerinden kaynaklanmadığını iddia etmek de son derece mümkün. El Salvador’un hamlesi ülkenin ekonomik gücünün çok daha ötesinde, psikolojik bir etkiye sahip. Yakın zamanda farklı ülkelerdeki benzer hamlelerle kripto paralara resmiyet kazandırabilecek bir dizi zincirleme reaksiyona dönüşebilir ve bu durumda liderin gücünü fiilen de etkileyebilecek bir hal alır. Diğer yandan, ABD ve Çin arasındaki mücadele de ateşi körükleyecek bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Çin şu anda kripto paralara karşı mesafeli bir duruş içinde. Dolayısıyla USD’nin pozisyonunu zedeleyebilecek dahi olsa piyasalardaki dalgalanmalara müdahil olmadığını görüyoruz. Ancak ABD ve Çin arasındaki olası bir sermaye savaşı durumunda ortaya çıkacak olan tablo da yine Bitcoin ve kripto paralar lehine olacaktır. Şayet ABD ya da Çin karşı tarafı zayıflatmak amacıyla yatırım yasakları gibi hamlelere girerek sermaye akışını engelleyecek olursa, bu durumda söz konusu ülkenin fiat parasından Bitcoin ve diğer kripto paralara kayma söz konusu olabilir. Böyle bir tabloda iki süper gücün savaşında galip gelen tarafın, hiçbir ülkeye ve merkeze bağlı olmayan bir varlık olan Bitcoin ve diğer kripto paralar olması da olası. Görünen o ki çok kutuplu dünya, tek bir rezerv paranın piyasaları domine edemeyeceği, herhangi bir ülkenin üretim tekelinde olmayan para birimlerine ihtiyaç duyulacak yeni bir düzeni de beraberinde getirebilir.