Doğal Sayılar

Abone Ol
NASA Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Doğu Akdeniz Havzası ile ilgili kuraklık uyarısı yapmıştır. Bu uyarıda, son 900 yılın en kurak yıllarının yaşandığı tespiti yapılmıştır. Kısacası, son yıllarda Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası’nda kuraklık meselesi iklim değişikliğine bağlı olarak giderek şiddetlenmektedir. Açtığı kuyulardan sonu gelmeyecekmiş gibi su çeken, bunu yaparken hiçbir tavsiyenin, yönlendirmenin yapılmadığı ve bu yüzden gölleri kurutan insan, yağmur yağsın diye kurban kesiyor. Türkiye, Asya ve Avrupa arasında yer alır ve gölleri de içeren 779 452 km²lik bir yüzeye sahiptir. Anadolu doğuya doğru aşamalı olarak yükselen yüksek bir platodur. Türkiye’de pek çok iklimi görülmektedir, Karadeniz Bölgesinin ısısı İç Anadolu’ya göre farklıdır ve Ege ve Akdeniz Bölgeleri de İç Anadolu’dan farklıdır. Yıllık yağış miktarının aritmetik ortalaması 642,3 mm ve bu miktar toplam su hacminin 501,0 km³’üne tekabül etmektedir. Türkiye’nin yüzey suları potansiyeline ilişkin rakamlar şöyle ifade edilebilir: 186,05 km³ akış hacmi, tüketilebilir-kullanılabilir su hacmi 95,0 km³ ve gerçek tüketilen su miktarı 25,9 km³, yeraltı suları için yıllık kullanılabilir yeraltı suyu potansiyeli 12,0 km³, yeraltı suyu hacmi 7,6 km³ ve gerçek kullanım miktarı olarak 5,7 km³ biçimde paylaştırılmıştır. Türkiye, toplam sulanabilir tarım alanı olan 25.853.674 hektarın sadece 4.200.623 hektarını sulayabilmektedir. Tarla sulama suyu kullanım yöntemlerinin revizyona ihtiyacı var, şu andaki vahşi sulama teknikleri ile su kaybı yaklaşık %30-40 oranında. Türkiye’nin tahmini olarak toplam 4,2 milyar m³ kentsel suya ihtiyacı vardır. Dağıtım sistemi-şebekesi kayıpları açık olarak izah edilmiyor, fakat çoğu kentsel yerleşim alanında bu oran %30 olarak tahmin ediliyor. Bu gerçeklerin dışında bir de kaçak kuyu suyu kullanımı var ki, göllerimizi mahvediyor. Burdur Gölü’nün su seviyesi son 35 yılda 13 metre alçaldı. Çekilen suların terk ettiği alanlar çamur tabakalarıyla kaplandı. Seyfe Gölü’nde eskiden ada olan alanlar tarla parsellerine dönüştü. Sultansazlığı’na ismini veren rüzgârda dans eden sazlıklar kurudu. Kars’ın Arpaçay ilçesinde kuş cenneti Kuyucuk Gölü kurudu. Burdur Gölü’nde sadece 2014 yılında kaybedilen su miktarı 3 milyar damacana oldu. Meke Gölü kuruyor. Terkos Gölü 3. Havaalanı nedeniyle tehdit altında. Bafa Gölü özelliğini yitirdi. Acıgöl kuruyor. Tuz Gölü yaz aylarında tamamen kuruyor. Konya Havzasında yeraltı su seviyesini düşüren 50 binden fazla su kuyusu bulunuyor.
Toplum, git gide, 1850 yılında kuraklığı bitirmek için tüm boz ve sarı renkli sığırların öldürülmesi çağrısında bulunan Mlajeniye dönüştürülürken, kim kuraklıkla ilgili gerekli tedbirleri alacak, bilemiyorum.
Bir insanın biyolojik yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan su miktarı 25 lt/gün olarak belirlenmiştir. Modern kentlerde sağlıklı yaşam için içme, yemek, banyo, bulaşık, çamaşır ve benzeri gereksinimler için hesap edilen su miktarı 150 lt/gündür. Dünya genelinde bölgelere göre kişi başına su tüketim miktarları sanayileşmiş ülkelerde 266 litre iken Afrika’da 67, Asya’da 143, Arap ülkelerinde 158, Latin Amerika’da 184 litredir. Türkiye’de ise kişi başına günlük su tüketimi ortalama 111 litredir. DSİ Genel Müdürlüğü verileri, 2030 yılında su kaynaklarının %100 verimle kullanılacağını öngörür. 2030 yılında nüfusu 100 milyona ulaşacak olan Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir su 1100 m³ olacak ve gerçekleşmesi mümkün olmayan bu hedefe ulaşılsa bile Türkiye su sıkıntısı çeken ülke durumuna gelecektir. Yer küreye yılda yaklaşık 1000 mm yağış düşerken, bu rakam Türkiye için 640 mm’dir. Diğer önemli husus, bu yağış gereksinim duyulduğu zaman ve gereksinim duyulduğu yere yağmamakta, zamansal ve mekânsal dağılımı çok değişim göstermektedir. Su güvenliği açısından, Türkiye’ye gelen suyun çok iyi regülasyonu ve çok daha dikkatli kullanması gerekmektedir. Türkiye’de toplam nüfusun %68’ine kanalizasyon hizmeti verilmektedir. Belediyelerin sadece %8’inde arıtma tesisi vardır. Toplam nüfusun %36’sının atık suları arıtılmaktadır. Türkiye’nin kullanılabilir su potansiyeli 110 milyar m³ olup, ülkemiz bu potansiyelin 40 milyar m³’ünü kullanmaktadır. Şehir içme suyu şebekelerinde, şebekedeki kayıplar kesin olarak bilinmez, ayrıca kaçak kullanımlarda büyük boyutta olmasına rağmen kesin bir rakamsal ifadesi yoktur. Genel olarak kaçakların %40 ile %65 oranları arasında olduğu söylenegelmektedir. Yerel yönetimler bu kayıpları tüm teknik olanaklarını kullanarak %25 mertebesine indirmeye çalışmaktadır. Meteoroloji’nin kuraklık araştırmasına göre, 2005 yılında 13 il kurak, 10 il çok kurak, 4 il de çöl haline geldi. Son 30 yılda değişen tablo Türkiye’yi hızla su fakiri ülkeler arasına sokuyor, haritalar yeşilden sarıya dönüyor. Türkiye’nin iklim değişikliğinden çok fazla etkileneceği daha önce yapılan birçok çalışmada vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri'nin uzay programı olan NASA Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Doğu Akdeniz Havzası ile ilgili kuraklık uyarısı yapmıştır. Bu uyarıda, son 900 yılın en kurak yıllarının yaşandığı tespiti yapılmıştır. Kısacası, son yıllarda Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası’nda kuraklık meselesi iklim değişikliğine bağlı olarak giderek şiddetlenmektedir. Toplum, git gide, 1850 yılında kuraklığı bitirmek için tüm boz ve sarı renkli sığırların öldürülmesi çağrısında bulunan Mlajeni’ye dönüştürülürken, kim kuraklıkla ilgili gerekli tedbirleri alacak, bilemiyorum.