Deutsche Welle, ‘Varlık Fonu’na hisse devirleri ne anlama geliyor?’ sorusuna yanıt aradığı haber analizinde, analistlerin Varlık Fonu’na yapılan hisse devirlerinin şirketler üzerindeki siyasi kontrolü arttıracağını ve yavaşlayan ekonominin canlandırılması için mega projelerin finansmanında kullanılacağını savunduğunu kaydetti. “Analistler Varlık Fonu’na yapılan hisse devirlerinin şirketler üzerindeki siyasi kontrolü arttıracağını ve yavaşlayan ekonominin canlandırılması için mega projelerin finansmanında kullanılacağını savunuyor” diyen Alman yayın kuruluşu, “Aktif büyüklüğü bakımından Türkiye’nin en büyük bankası Ziraat Bankası da dahil olmak üzere, THY , Halkbank, Türk Telekom, Borsa İstanbul, BOTAŞ ve TPAO gibi bazı kuruluşların kamuya ait ve değeri milyarlarca doları bulan hisseleri Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredildi. Analistler hisse devirlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yetkilerini genişletecek başkanlık sistemi referandumu yaklaşırken hükümetin şirketler üzerindeki siyasi kontrolünü arttıracağı ve yavaşlayan ekonominin canlandırılması için mega projelerin finansmanında kullanılacağı görüşünde” ifadelerini kullandı. Deutsche Welle, Teneo Intelligence Analisti Wolfango Piccoli’nin TVF’ye devrolan şirketlerle ilgili “Bu adımın şirketler üzerindeki siyasi kontrolü arttırma ihtimali kuvvetli. Hükümet şu anda bir dizi yüksek profilli altyapı projesini finanse etmekte sıkıntı çekiyor. Erdoğan bunların, onun yurtiçindeki prestijini arttıracağını ve iktidarını, neredeyse hiç kontrol ve denge mekanizması olmayan bir başkanlık sistemini getirmek için pekiştireceğini umuyor. Devlet varlıklarının TVF’ye devri ekonomiye siyasi müdahalenin arttığı bir dönemde gerçekleşti. Varlık Yatırım Fonu’na devirler son 18 ayda 600’den fazla özel şirketin Fethullah Gülen ile bağlantısı olduğu iddiasıyla hükümet tarafından el konulduğu bir dönemde meydana geldi” şeklindeki sözlerini aktardı. Ekonominin üçüncü çeyrekte 27 çeyrektir ilk kez daraldığını belirten Deutsche Welle, “Merkez Bankası (TCMB) geçen ay açıkladığı yılın ilk enflasyon raporunda büyümede aşağı yönlü risklerin devam ettiğinin altını çizerek ekonominin 2017’de ılımlı bir büyüme sergilemesini beklediğini açıklamıştı” diye yazdı. Alman yayın kuruluşu haberinde ayrıca; Capital Economics gelişen piyasalar kıdemli ekonomisti William Jackson’ın, “Fonun devredilen şirketlerdeki payının hükümet projelerini finanse etmede kullanılabileceği görüşleri var. Ancak endişe yaratan birkaç nokta var. Birincisi Türk devletinin bir çıkarı olduğu bazı anahtar şirketleri özelleştirme olasılığının bulunmadığına işaret ediyor. Bu da reform gündeminin tekrar başlama olasılığının olmadığına kanıt oluşturuyor. Diğer bir neden de tekrar mali gevşeme için olanak sağlaması. Bizler (Körfez ülkelerindeki gibi) varlık fonlarının daha sonra satılarak ödemeler dengesinin iyileşmesine katkıda bulunacak, önemli derecede döviz varlıkları içerdiğini düşünüyoruz. Fakat Türkiye’nin varlık fonunda lira varlıkları olacak, o yüzden bir ödemeler dengesi şokunun yaşanması durumunda kullanılamaz” şeklindeki görüşlerine de yer verdi.