Direnen kadın özgür gelecek

Abone Ol
İran rejiminin 43 yıldır halka çektirdiği zulmün artık sonu geliyor gibi görünüyor. Onların devrim dediği korku imparatorluğunun karşısında artık yeni ve güçlü bir kadın devrimi var.

Loading...

Mahsa Amani anısına… Yazıma sevgili Sezen Aksu’nun şu sözleriyle başlamak istiyorum ‘’…özgürlük kaç ölüm ister? kaç kadın, kaç evlat, kaç kavga, kaç savaş, kaç işkence, kaç cehennem ister?’’ Bana kalırsa katil İran rejiminin 43 yıldır halka çektirdiği zulmün artık sonu geliyor gibi görünüyor. Onların devrim dediği korku imparatorluğunun karşısında artık yeni ve güçlü bir kadın devrimi var. Başı ‘’kurallara’’ uygun örtülü olmadığı gerekçesiyle darp edilerek öldürülen 22 yaşındaki yaşıtım Mahsa Amani acı verici ölümüyle bir halk kahramanı, bir devrim öncüsü oldu. Mahsa’nın ölümünün ardından saçlarını kesip bir anarşizm bayrağı yapan kadınlar protestolarına sokaklara taşarak devam ediyor. Yüzlerce kişi gözaltında olsa da direniş sürüyor. Maalesef protestoların sembol isimlerinden olan 20 yaşındaki Hadis Necefi de rejimin kolluk kuvvetlerince öldürüldü. Avrupa Birliği, İran’a protestoculara karşı olan şiddeti durdurması ve interneti açması yönünde çağrı yapsa da bir karşılığı olmadı. Başkent Tahran’da ise erkekler, yönetime destek için miting düzenleyerek gösteri yapanları dinsizlikle suçladı. Ne kadar tanıdık bir senaryo değil mi? Bizde de durumların farklı olduğunu söylemek zor. Resmi olmasa bile fiili bir şeriat düzeninin içinde olduğumuz gerçeğine kim hayır diyebilir ki? İslami söylemleriyle yaşam biçimine müdahale eden iktidar, Seyyid Ali Hamenei’nin  küçük bir kopyası gibi kadınları küçümsüyor, insan haklarını yok sayıyor ve bunu yaparken dini hassasiyetleri öne sürüyor. Şahsen içimde yakında 1979 İran’ı gibi olacağız hissi var.
Demek istediğim şudur ki; Dünyanın bütün kadınları birleşin! Bu korku imparatorluklarıyla başa çıkacak olan sadece biziz.
2 Ekim’de İran ve dünyanın çeşitli yerlerinde kadınlar Mahsa için direnecek. Gelmek isteyen kadınlarımız için yazmış olayım. İstanbul’da saat 16:00’da Kadıköy’deki Beşiktaş İskelesi önünde bir eylem gerçekleşecek. Gerçek devrim görmek isteyen İran yönetimi kadınlara baksın. Baksın ve korksunlar çünkü öyle görünüyor ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Afgan kadınlar da İran’da ki protestoya destek vermek için Kabil’de İran konsolosluğu önünde bir araya geldi. Taliban güçleri havaya ateş açarak topluluğu dağıtsa da bütün korku iktidarlarının, kadın gücünden gözlerinin korktuğu da bir gerçek. İran, İslam Devrimi öncesi şiirin, şarabın ve kültürün simge ülkelerindeyken biriydi. Gerek dini gerek kültürel olarak çok zengin bir ülke olan İran’da 2011 yılındaki araştırmaya göre dini gruplar bu şekilde; İslam: 74,682,938 kişi Hristiyanlık: 117,704 Zerdüştlük: 25,271 Yahudilik: 8,756 Diğer: 49,101 Belirtilmeyen: 205,317 Bana kalırsa bu biraz bizdeki ‘’Türkiye’nin %99’u Müslüman, Türkiye Müslüman bir ülkedir.’’ Masalına benziyor. Hepimiz biliyoruz ki fişlenmemek için kendi dini görüşünü gizleyen insanlar en az burada olduğu kadar İran’da da mevcut. Türkiye’de ki dini gruplara bakacak olursak yine benzer sonuçlar görmemiz mümkün. İslam (%89.5) Diğer dinler (BahâîlikHristiyanlıkYahudilikTengricilikYezîdîlik) (%0.5) Dinsizlik (Deizm) (%4.5) Dinsizlik (Agnostisizm) (%2.7) Dinsizlik (Ateizm) (%1.7) Cevapsız (%1.1) Henüz 40-50 yıl önce oldukça fazla olan diğer din gruplarının zorunlu göç etme ve kendilerini gizleme sebepleri de yine İran’la benzer olarak yaşam biçimine müdahale, can güvenliğinden emin olamama gibi şeyler. Demek istediğim şudur ki; Dünyanın bütün kadınları birleşin! Bu korku imparatorluklarıyla başa çıkacak olan sadece biziz. Biz öğrendikçe, güçlendikçe önümüzdeki nesiller güçlenecek, bilecek ve haksızlığa baş kaldıracak. O yüzdendir ki bize olan bu nefretleri, öfkeleri. Kadınlar yapamaz, edemez, günah, haram diyenlere inat direneceğiz. Bırakın saçlarımızın dalgalanmasından, özgürlüğümüzden korksunlar. Biz direneceğiz, biz kazanacağız. ‘’ Bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı öldüremezsiniz’’ -Che Guevara