TÜSİAD Genel Kurul toplantısı yapılan değerlendirmeler sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' ve 'gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma' suçundan re'sen soruşturma başlatmıştı.
AK Parti'den arka arkaya gelen sert açıklamaların ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de TÜSİAD Genel Kurulu'nda yapılan konuşmalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. TÜSİAD'ı "vesayetçi" ilan eden ve "planlı siyaset mühendisliği" yapmakla suçlayan Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
* TÜSİAD’ın vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir. Kurulduğu 1971 yılından bu yana siyaseti yönlendirmeye, millet iradesini tariz, tahkir ve tahrip etmeye dayalı bir strateji izleyen TÜSİAD’ın, hükümetlere doğrudan ve gazete manşetleriyle meydan okuduğu karanlık dönemler hala unutulmamıştır.
* Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğü hakimdir. Bunun tam tersini pişkince iddia ve ifade edenler, üstünlerin ve seçkinlerin hukukuna özlem duyan bir avuç elit ve kaymak tabakadan başkası değildir.
* Türk yargısının takdir ve tasarruflarını eleştirmek, haksızlık ve hazımsızlık olmakla birlikte uyumsuz ve uzlaşmaz bir muhalefet dilinin saplantılı tezahürüdür. TÜSİAD’ın iç ve dış çıkar gruplarına sözcülük yaparak, Türk milletinin seçim ve tercihleri etrafında kuşku oluşturma gayret ve gayesi art niyetlilik, siparişi alınmış planlı siyaset mühendisliğidir.
'TÜSİAD, muhalefet cenahını konsolide etme arayışındadır'
Bahçeli, CHP'nin bir sonraki genel seçimde göstereceği cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi çalışmalarını eleştirerek, "muhalefet partilerinde, özellikle CHP’yi rehin almış Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıyla ilgili sıcak ve sıkıcı tartışmaların her gün yeni bir boyut kazandığını" belirtti. Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
* Ayrıca tavşan aday pazarı da açılmış, müzakere ve münakaşalar çıta yükseltmiştir. CHP ve diğer muhalefet partilerinin TÜSİAD Başkanı’nın melez ve mesnetsiz açıklamalarına verdiği destek de açıktır. Asıl iş ve iştigal alanlarından taşarak, Türkiye’ye karşı beşinci kol faaliyetine heveslenen; üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve büyüme konusunda geniş çaplı bir vizyon ortaya koymaktan mahrum olan TÜSİAD’ın, zımnen ve özneyi gizleyerek Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına katılma iştahı ise gözden kaçmayacak ölçüde ortadadır. TÜSİAD muhalefet cenahını konsolide etme arayışındadır.
'Hükümeti devirme değilse bile yıpratma'
* O halde CHP’nin bir yandan tavşan adayları gündemde tutarken diğer tarafta yedek kulübesinde beklettiği TÜSİAD Başkanı’nı Cumhurbaşkanı adayı olarak tespit ve değerlendirmesi siyasi ve ideolojik ahlaklarıyla tutarlılık gösterecektir.
* Hiç kimse boşa sallayıp dolu tutmanın çabasında olmamalıdır. TÜSİAD’ın, hükümeti devirme, değilse bile yıpratma, dahası muhalefete ön açma operasyonun çatı kuruluşu haline dönüşmesi hukuksuz, anti demokratik ve gayri ahlaki bir savrulmadır.
* Türkiye’de sistemin iflas ettiğini söylemek, ekonomik bir vizyon ortaya koymak yerine siyasi hedef takibine tevessül etmek baştan ayağa tutarsızlık ve şark kurnazlığıdır. Nitekim kurnazlığa gerek yoktur, buna aldanacak ve kanacak bir vicdan sahibi asla olmayacaktır.
Son söz olarak diyeceğim şudur: CHP’nin ve yanında-yöresinde yuvalanan marjinal muhalefet partilerin potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarının eşkali belli olmaya başlamış, robot resmi de çizilmiştir. TÜSİAD Başkanı kendine güveniyorsa ve cesareti varsa sadece gizli kapaklı diyalogları ve al-ver süreçlerini ilan ve ifşa ederek, ne kadar şeffaf ve demokrat olduğunu ispat edebilecektir.