- Cumhurbaşkanının dün gece açıklamaları ne olursa olsun, bir cümlesi aslında tüm bunların hayal olduğunu ortaya koydu. “ Göreceksiniz ik, üç ay içinde enflasyon nasıl düşecek.” TÜİK bile enflasyonu düşürmeyi beceremez bu süre içerisinde. Türkiye’nin kur artışından kaynaklanan maliyetini boş verin tüm dünyada enflasyon artıyor. Türkiye 2003 den 2013 yılına kadar düşük kurun dayanılmaz hafifliğini yaşadı. Kur, Enflasyon, faiz hepsi birlikte düştü. 2003 yılında 10 liraya aldığın pantolonu, 10 yıl boyunca yine 10 liradan aldık, 8 liraya düşmedi. Bugünde aynı şey olacak. Düne kadar fiyatlara yansıyanlar dolar on yıl boyunca düşse bile (ki buna imkan yok ) fiyatlar düşmeyecektir. 5 liradan 10 liraya çıkan sütü polisiye kuvvetlerle belki 9 liraya düşürebilirler.
- Türkiye’nin en büyük sorunu yüksek dış borcu yani döviz borcu. Bu yetmiyormuş ki gibi YAP-İŞLET-DEVRET modelinde müteahhitlere borcu dövize bağladılar. Bu da yetmedi iç borçlanmaya yönelik döviz tahvili ve dövize endeksli tahvil çıkardılar. Şimdi de dövize endeksli tahvil. Türkiye’nin iç borcu da döviz oldu. TL ile üretim yapıp tüm borcunu dövize bağlıyorsun. Zeka küpü hareketler gerçekten. 2003-2013 arasında düşük kur ile ülkeyi sanayide, tarımda üretimden vazgeçirip ithalatçı yaptılar. Bugün de Türk Lirasını tamamen piyasadan siliyorlar. Türk Lirasını kaldırıp doları geçerli para birimi yapmak tam anlamıyla bu demek.
- NAS izin vermiyor deyip faizi %19 dan %14 seviyesine çektiler. Dünyanın dayağını yedik ülke olarak, ağzımız burnumuz darmadağın oldu. Şimdi dövize endeksli mevduat ile faizin ucunu sınırsız açtılar. Diyelim dolar durmadı ( ki bence durma olasılığı yok) bir yıl sonra 30 lira oldu. Vatandaş dolar 13 lira iken dövize endeksli mevduata bağladı. Vade sonunda vatandaşa vereceğin faiz %132 olacak. Bu tefeci faizini devlet karşılayacak. Hani faiz haramdı. Dövizi düşüreceğim diye son 15 günde 10 milyar dolar harcadın bir de. Eksi 35 milyar dolar olan MB döviz rezervi yeniden eksi 45 milyar dolara düştü.
- Üretim içinde ciddi sıkıntı. Döviz oynaklığı işadamlarının yatırım kararlarını etkiler. Döviz daha düşer mi yoksa çıkar mı diye düşünmekten yatırım kararı alamazlar. Bu durum üretimi ve ticareti kilitleyebilir. Düşünün ki yediden yetmişe tüm ülke üretimi, gelecek planlarımız bıraktık döviz, coin, altın alıp satarak günümüzü kurtarıyoruz. Bakın herkes finans uzmanı.
Dev hortumun tam ortasında: Dövize endeksli mevduat
Akademisyenler, ekonomistler canhıraş şekilde konunun ne büyük felaket olacağını anlatacaklardır ancak, birileri para kazanıyorsa kimse onları bir müddet dinlemeyecektir.
Dün gece Cumhurbaşkanının açıklamaları dövize ciddi satış getirdi. Bunun en büyük sebebi “Dövize Endeksli Mevduat” ürünüydü. Zeki ve kısa günü kurtaracak bir ürün öncelikle bunu kabul ediyorum.
Anladığım kadarıyla ürünü anlatayım. Elinizde dolar var veya dolar almak istiyorsunuz. Çünkü dolardaki artışın devam edeceğini düşünüyorsunuz. Bu yeni ürün diyor ki; sen 100 dolar alma. Ben sana dövize endeksli mevduat hesabı açayım. Hesabı açtığım anda dolar diyelim ki 1300 lira. Hesabı 1300 TL olarak diyelim %15 faizle açaçak. Bir yıl sonra 1300 liranın TL mevduat faizi ile birlikte size 1495 lira ödeyecek. Vergi yok. Diyelim bir yıl sonra siz 13 liradan anlaştığınız dolar 20 lira oldu. Dolarda kalsaydınız 1300 liranız 2000 lira olacak, 700 lira kazanacaktınız. Halbuki bu üründen 195 lira kazandınız. 700 – 195 = 505 lirayı devlet size ödeyecek. Böylece döviz kurundan kaybedebileceğiniz kazancınızı devlet garanti altına alıyor. Ve yine bir kuruş vergi yok. Kısaca en az %15 mevduat geliriniz garanti, kurdan kazanacağınız gelir ise sınırsız.
Bireysel olarak olarak harika kazanç kapısı gibi görünse de ülkeyi batağa sürükleyen adımlardan yeni birisi olarak hayatımızdaki yerini alacak. Akademisyenler, ekonomistler canhıraş şekilde konunun ne büyük felaket olacağını anlatacaklardır ancak, birileri para kazanıyorsa kimse onları bir müddet dinlemeyecektir. Dilimiz döndüğünce, akademisyen ve ekonomistlerin affına sığınarak ben de etkilerini anlatmaya çalışayım.