Loading...
Sayın Erdoğan; “Bir yıl içinde tüm yaralar sarılacak tüm binalar yeniden yapılacaktır” dedi. Ben de olsam böyle derdim. Morali yüksek tutmak gerek. Yaşadığımız tecrübeler bunun olamayacağını gösteriyor.Acilen özellikle deprem beklenen bölgelerde hasarlı binaların tespiti ve güncellenmesini yapalım. Deprem sonrası yıkılan yere yeniden bina dikmeyelim. Müteahhitler için “Mali Sorumluluk Sigortasını” zorunlu hâle getirelim. Deprem anında kim, nerede, nasıl hazır olacağını bilsin. Ezberletelim. Kurumların başına liyakatli yöneticiler getirelim. AFAD'ın yöneticisi ilahiyatçı değil, mühendis oldun. Kızılay bir partilinin aile şirketi olmaktan çıkarılsın. Deprem anında uzmanlar, askerler, tırlar, jeneratörler, vinçler, vinç operatörleri, sağlık çalışanları, yemekhaneler, hastaneler, madenciler, AFAD, AKUT, Kızılay nerede toplanacak, nereye hareket edecek önceden belirleyelim. Bu kaçıncı deprem. Artık ezberledik. Kurtarma operasyonları ile birlikte en çok gereksinim duyulanlar; tuvalet, kadın pedi, çocuk bezi ve maması, ilaç, battaniye, soba. Bu malzemelerin 24 saat içinde tüm depremzedelere ulaşmasını için gerekli ön çalışmaları yapalım. Hatta bu şehirlere “Depremde Destek Şehirleri” belirleyelim. Aynı plan, program ve çalışmayı bu şehirlerde yapalım. İstanbul’a iki, üç şehir destekçi belirleyelim. İstanbul’ da bir deprem anında destek şehirlerinde asker, polis, afad, sağlık ekibi, vinç, operatör, inşaat ustası, madenci nerede toplanacağını, İstanbul da nereye gideceğini bilsin. Devlet koordinasyonu sağlasın vatandaş 12 saatte felaket bölgesine kalbiyle, kanıyla, ciğeriyle yetişiyor; diğer devletler 24 saat sonra uzmanları, alet, gereçleri, sahra çadırlarıyla yardıma koşuyor zaten. Bu depremde bir yıldır savaşan Rusya ve Ukrayna bile 24 saatte yardıma koştu. Lütfen bu sefer çabuk unutmayalım. Mart ayında ligler başlıyor. Büyük olasılık Nisan ayında gündemimiz hakemler, futbol, futbolcular ve spor kulübü yöneticileri olacak; mayıs sonunda da enkazın üstünde şampiyonluk kutlamalarını coşkuyla yapacağız. 2020 yılında insanlarımız ölürken yoğun bakımlarda can çekişirken, Covid’in bulaşma riski zirvedeyken böyle yaptık çünkü. Umarım bu sefer böyle olmaz. KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİN OLASI EKONOMİK VE FİNANSAL ETKİLERİ; Sayın Erdoğan; “Bir yıl içinde tüm yaralar sarılacak tüm binalar yeniden yapılacaktır” dedi. Ben de olsam böyle derdim. Morali yüksek tutmak gerek. Yaşadığımız tecrübeler bunun olamayacağını gösteriyor. İzmir depremi ve Elâzığ depremi sonrasında evsiz kalanlardan hâlen konteynerlerde yaşayanlar var. Vatandaşlardan, kurumlardan, dünyanın diğer devletleri ve kurumlarından yardım yağacaktır. Hatta 1999 depreminde olduğu gibi “Deprem Türkiye’nin ekonomisine büyük katkı yapacak. İnşaat ile yeniden şahlanacağız” diyenler bile çıkacaktır. Ben hiç sanmıyorum. 1999 depreminin kamu maliyesine getirdiği yük sürdürülemeyince 2001 krizinin en büyük çarpanı oldu. 1999 depreminin hesaplanan yükü 27 milyar dolardı. ABD enflasyonunu ekleyince bugün ki değeri 50 milyar doları buluyor. Kahramanmaraş depremi, 1999 depreminin üç katı zarar verdi diyor uzmanlar. 150 milyar dolarlık ekonomik kayıp demek. 1999 depremi, 2001 krizini tetikledi. 1999 depreminin üç katı büyüklüğündeki 2023 depremi ise, 2001 krizinden daha büyük olan 2021 krizinin üzerine geldi. İktidar, yıllardır ekonomiyi inşaat ve ihracat üzerinden yürütüyordu. İhracatı artırayım derken İthalatı ve dış ticaret açığını patlattı. Diğer yatırım ürünlerindeki reel gelir kalmadığı için tüm yatırım, gayrimenkul fiyatlarına gidip devasa bir köpük yarattı. Aylardır konut sektöründeki alım satım durmuş durumdaydı. Deprem ile iyice sekteye uğrayacak. Deprem bölgesindeki konut fiyatları son iki yılda altı kat artmış. Buraya ciddi bir para girdi demektir. Artık o paranın üstüne su içilecek. Deprem bölgesinin milli gelirimizdeki payı %10 civarında. Sanayi üretiminden, ihracata kadar hemen hemen payı aynı. Bölge ekonomik olarak ayağa kalkıp bu katkıyı ne kadar sürede yeniden vermeye başlayacak belli değil.
İhracatın etkisi ne yazık ki cari açığın artma hızını bile kesemiyor. Artık inşaat sektörü de ekonomi için lokomotif olamaz. Yirmi yıldır yoruldu. Üstüne bir de deprem yükü bindi. İşimiz çok ama çok zor arkadaşlar.İhracatın etkisi ne yazık ki cari açığın artma hızını bile kesemiyor. Artık inşaat sektörü de ekonomi için lokomotif olamaz. Yirmi yıldır yoruldu. Üstüne bir de deprem yükü bindi. İşimiz çok ama çok zor arkadaşlar. Mevcut iktidarın çok büyük hataları oldu. Ama varlık barışı, imar affı ve “TL’nin değerini düşürüp ihracatı patlatacağım” inadı büyük yaralar açtı. Deprem kısa vadede tedarik zincirini de etkileyecektir. Etkileme büyüklüğünü bilemiyorum ama etkileyeceği kesin. Diğer yandan da aniden gelen soğuk ve don gıda fiyatlarını etkiyecektir. Bu ay ve önümüzdeki aylarda enflasyonun yüksek seyredeceği aşikâr. Son 20 yıldır Türkiye, tarihinin en büyük deprem, sel, yangın, maden kazası felaketlerini yaşadı. Hepsinde aynı diyalog geçti. “-Nerede bu devlet? - Siyaset yapmanın sırası mı?” Artık anlamalıyız, bir şeyleri yanlış yapıyoruz. Bu yanlışta ısrar etmeye devam edersek sonumuz hiç hayırlı olmayacak. “Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim.” Ahmet Arif. DOLAR/TÜRK LİRASI: 3 Şubat haftası, bankaların döviz mevduatlarında yine hafif azalma var. “Son bir yıldır, “dövizin yastık altına gittiğinden şüpheleniyorum” diyordum hatırlarsanız. Deprem sonrası görevliler Hatay da 4 milyon doları enkaz altından çıkardılar. Dolarda bir miktar kıpırdanma var ama bunun sebebi doların diğer major paralar karşısında değer kazanması. TL ye karşı ekstra bir hareket yok. 99 depreminde dolar hareketine baktım. Zaten sürekli değer kazanıyormuş. Depremin ilk bir, iki haftası sakin kalıp yükselişine devam etmiş. BİST100: ‘99 depreminde borsa hiç açılmamıştı. Deprem mağduru yatırımcı korundu. Açığa satış yapıp aşağıdan alacak köpek balıkları önlendi. 2023 depreminde borsa üç gün açık kaldı. Üçüncü gün basiretsiz yönetim uyandı. Deprem bölgesinde canıyla uğraşan 380 bin yatırımcı mağdur edildi. Borsa ne zaman açılır bilemem. Düşerek açsa bile haftalık kapanış 4600 puanın üstünde olmalı yoksa gevşeme sertleşebilir. ‘99 depreminde borsa açıldığı hafta gevşemiş sonra toparlayıp yukarı dönmüştü. O zamanlarda yabancı vardı. Onların çıkması için borsanın değer kazanması gerekiyordu. Bugün yabancı yok. Yerli babalar aynı yükselişi sağlayabilir mi, emin değilim. ALTIN/ONS: Bu hafta 1872 doların üstüne atamazsa 1825 dolar kesin. 1785 ve 1825 dolar arasından sanki risk alınır gibi geliyor bana. Euro/USD: Geçen hafta; “1,08 sallansa bile 1,06’nın yıkılmayacağını düşünüyorum.” Tahmininde bulunmuştum. 1,0666 seviyesini gördü. Bu hafta 1,0610 destek. Kırılacağını tahmin etmiyorum. Ama bir an önce 1.0810 üstüne çıkmalı. 1,060 – 10675 arası Avroya dönme riski alınır sanki.