CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaklaşık dokuz yıldır Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın özgürlüğüne kavuşması gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı "Korkma! Barış" başlıklı yazısında Özgür Özel'i "paradigmanın ve çözümün bir parçası" olarak nitelendirdi ve yazısı nedeniyle Demirtaş’a teşekkür etti.
Özgür Özel, Demirtaş'ın sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'e konuşan Özel, "Demirtaş’ın yazısını büyük bir memnuniyetle okudum. Yazıda birçok önemli nokta bulunmakla birlikte, şu yaklaşımın altını önemle çiziyorum: ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin devletidir. Bu anlamda Cumhuriyeti demokratikleştirme görevi de hepimizindir. Kaybettiğimiz tüm evlatlarımızın, şehit ve gazilerimizin hatıralarına bağlı kalarak birlikte kazanalım.’ Bizim yıllardır tutarlı bir şekilde gündeme getirdiğimiz ve ‘Kürtlere tam olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum, bu devlet benim de devletimdir diyecekleri bir Türkiye teklif ediyorum’ ifadesiyle ortaya koyduğumuz demokratikleşme vizyonuna bu özlü ifadelerle verdiği destek için Demirtaş’a teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
'Demirtaş'ın mağduriyeti sonlanmalı'
"Ortadoğu’nun içinden geçtiği bu sancılı dönemde Türkiye’de huzur ve barışa büyük ihtiyaç duyuyoruz" diyen Özel, "Ülkemizde huzur ve barışın tesisi için Demirtaş gibi deneyimli ve başarılı bir siyasetçinin aktif katkıları çok değerli olacaktır. Her ne kadar kendisi gündeme getirmese de bu katkının etkin şekilde yerine getirilebilmesi için Demirtaş’ın yaşadığı mağduriyetin de sonlandırılması gereklidir" dedi.
Özel, şöyle devam etti:
* Adalet Bakanlığı hızlı bir şekilde AİHM’nin verdiği kararı temel alarak yeniden yargılama işlemlerini başlatmalı ve Demirtaş özgürlüğüne kavuşmalıdır. Bunun bir son değil, Demirtaş’ın bölgede istikrara ve ülkemizde demokratikleşmeye katkıları için yeni bir başlangıç olacağı inancındayım. CHP olarak ülkemizin tüm sorunlarının çözümünü demokratikleşmede görüyoruz. Böyle bir ortamda aydınların, aktivistlerin, meslek örgütü temsilcilerinin, seçilmiş siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin hapiste tutulmasının Türkiye’ye de sürece de faydası yoktur.
Demirtaş: Türkiye Cumhuriyeti Kürtlerin de devletidir
Demirtaş, Barış Araştırmaları Derneği’nin (Qad) sitesinde yayınlanan yazısında özetle şunları ifade etmişti:
* Kürtler kendi ayrı devletlerini kuramadılar, Türkiye’nin her yerine yerleştiler, Türkiye’ye entegre oldular. Devlet de Kürtleri eritemedi. O halde Kürtlerin devlet talebini, devletin de bölünme korkusunu ortadan kaldıracak yeni paradigmanın en açık kavramsal içeriğini ortaya koyalım: Türkiye Cumhuriyeti devleti, Kürtlerin de devletidir.
* Devlet de artık tekçi resmi ideolojiyi tümden bir kenara atarak Kürtlere tüm kapıları sonuna kadar açmalı; Kürtlerin diline, kültürüne, kimliğine saygı duymalı, bunları anayasal ve yasal güvence altına alarak eşit yurttaşlık temelinde entegrasyona zemin yaratmalıdır.
* Benim yeni paradigmadan anladığım budur, Erdoğan’ın ve Bahçeli’nin arkasında durduğu irade de Özel’in “Kürtlere devlet vaat ediyorum” söylemi de Öcalan’ın çağrısı da budur.