Loading...
Bugün itibariyle Türkiye’de toplumsal ve siyasal muhalefet çok ciddi ve belirleyici bir güç durumuna gelmiş durumdadır. Buna karşın Cumhur İttifakı ise devletin, şiddet tekelini ve onun araçlarını kullanarak bu muhalefetin bir bütün olarak hareket etmesini engellemektedir. Ne yazık ki, Millet ittifakı henüz bu kuşatmaya meydan okuyacak bir tavrı ortaya koymamıştır.Millet İttifakı’nın farklı siyasal, ideolojik hattan gelen bileşenlerinin ortaklaştığı nokta demokrasinin, bütün kurum ve kurallarıyla işlerlik kazandığı “Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemin” yaşama geçirilmesi iken; AK Parti ve Cumhur İttifakı ise odağına güvenlikçi kaygılarla beslediği otoriter bir sistemi daha da yerleşik hala getirmeye çabalamaktadır. Bugün itibariyle Türkiye’de toplumsal ve siyasal muhalefet çok ciddi ve belirleyici bir güç durumuna gelmiş durumdadır. Buna karşın Cumhur İttifakı ise devletin, şiddet tekelini ve onun araçlarını kullanarak bu muhalefetin bir bütün olarak hareket etmesini engellemektedir. Ne yazık ki, Millet ittifakı henüz bu kuşatmaya meydan okuyacak bir tavrı ortaya koymamıştır. Ancak bu zorunluluk, önümüzdeki süreçte bu ötelenmez bir gerçeklik olarak Millet İttifakı’nın karşısına gelecektir. Bir taraftan HDP ve sosyalistler, diğer taraftan Cumhur İttifakı’na katılmayan milliyetçi ve muhafazakâr parti ve aktörler bu yeni birleştirici siyasetin dışında tutulamazlar. Dolayısıyla Cumhuriyet’in demokrasi ile taçlandırılacağı bu yeni kurucu siyasette herkesin katkısı hayati önemdedir. Toplumsal ve siyasal ayrıştırma söylemi, adalet mekanizmasını araçsallaştırarak muhalefete yönelik topyekün bir kuşatma projesini hayata geçiren AK Parti’nin negatif siyasetine karşı, bütün toplumu uyaracak ve yeni bir gelecek hayali etrafında birleştirecek pozitif bir söylem ve siyaset yaşamsal önemdedir. Bu çevrede Türkiye’nin tarihsel serüveni, siyaset kurumunun mutlaka gözetmesi gereken bir husustur. Zira toplumun geniş kesimlerinin ciddi bir değişim talebinin bulunduğu bir dönemde; bu denli genç seçmenin olduğu bir ülkede mevcut düzene meydan okuyacak bir siyaset mutlaka karşılık görecektir. Değişim talebi, demokrasi talebi, Cumhuriyet’in medeniyet tercihini birleştiren muhalefet Türkiye için yeni bir yüzyılı başlatacak güce kavuşmuş olacaktır. Son olarak şu tespiti yapıp bitirelim. AK Parti’nin seçimi kazanma olasılığı tarihinin en düşük ihtimalidir. Bunun da ötesinde kazansa bile ülkeyi yönetecek gücünü ve potansiyelini kaybetmiştir. Muhalefetin bu çerçevede bir siyaset üretmesi, topluma bunu anlatması ve toplumu buna inandırması seçim sonucunu belirleyecek temel argümanlardandır.