De-Fi (Merkeziyetsiz Finans) Rusya’yı kurtarır mı?

Abone Ol
Dünyanın en büyük kripto borsalarından Binance, Coinbase ve Kraken, çağrılara karşın Rus kullanıcıların hesaplarını dondurmayacaklarını açıkladılar. Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği saldırıların tahmin edilemeyecek boyutlara ulaşmasının ardından, uygulanan yaptırımlar da beklentilerin ötesine geçmeye başladı. Geçtiğimiz hafta içinde hükümetler tarafından ardı ardına açıklanan yaptırım kararları ve yalnızca bazı bankaları kapsamasına karşın, çok önemli bir adım olan SWIFT yasağının ardından, pek çok teknoloji şirketi de Rusya ile ticari ilişkilerini dondurma kararı aldı. Bu hafta içinde ilk açıklama Apple’dan geldi. Şirket Salı günü itibariyle ürünlerinin Rusya pazarındaki satışlarını durdurduğunu açıkladı. Ayrıca Rus devleti destekli medya kuruluşları olan Sputnik News ve RT News uygulamaları, Rusya dışında tüm dünyada App Store’dan kaldırıldı. Bu kararı takiben Google da bu uygulamaları tüm Avrupa genelinde Play Store’dan kaldırdığını açıkladı. Öte yandan doğu bloğundaki teknoloji şirketlerinden ise hiçbir haber çıkmıyor. Çin, Rusya’nın saldırılarını “işgal” olarak adlandırmayı reddederken, Çin menşeli teknoloji devleri Huawei, Xiaomi ve AliBaba gibi şirketler açıklama yapmadıkları gibi, kendilerine yöneltilen sorular karşısında da sessizliklerini korudular. Batılı teknoloji şirketleri de bir yandan ağır yaptırımlar açıklarken, diğer yandan bu ambargoların Rusya ve diğer ülkeleri kendi teknolojilerini üretme konusunda agresif adımlar atmaya ittiğinin de farkındalar. Dolayısıyla bu satranç oyununun uzun vadeli etkileri konusunda da haklı bir endişe içindeler. Cumartesi günü bazı Rus bankalarının bankalar arası mesajlaşma sistemi SWIFT'den çıkartılmasına dair kararın ardından, finans teknolojileri alanında da ardı ardına yaptırım haberleri gelmeye başladı. Ödeme ve kredi kartı sistemi devlerinden Mastercard, isimleri gizli tutmak suretiyle birden fazla finansal şirketi ödeme ağından çıkarttı ve sürecin seyrine göre yaptırımları derinleştirebileceklerinin sinyalini verdi. Bu kararı takiben Mastercard’ın yakın rakibi Visa da yaptırım listesindeki şirketlerin ağ erişimini engellediğini açıkladı. Bu yaptırımların ardından Rus rublesindeki değer düşüşü hız kazanırken, Rus vatandaşlarının bankamatiklerde uzun kuyruklar oluşturduklarına ve ülke genelinde nakit sıkıntısı yaşandığına tanık olduk.
Dünyanın en büyük kripto borsalarından Binance, Coinbase ve Kraken, çağrılara karşın Rus kullanıcıların hesaplarını dondurmayacaklarını açıkladılar.
Finans alanındaki bu yasakların ardından gözler haliyle merkeziyetsiz finansa, yani kripto para dünyasına çevrildi. Ukrayna Başbakan Yardımcısı Mykhailo Fedorov, büyük kripto para borsalarını, Rus kullanıcıların cüzdanlarını engellemeye ve bu alternatifin de önünün kesilmesi yönünde destek olmaya çağırdı. Batı’nın uyguladığı finansal yaptırımları delmenin bir yolu olarak görülen kripto para piyasalarına ilişkin, başta ABD Senatörü Elizabeth Warren olmak üzere farklı çağrılar da geldi. Ancak dünyanın en büyük kripto borsalarından Binance, Coinbase ve Kraken, bu çağrılara karşın Rus kullanıcıların hesaplarını dondurmayacaklarını açıkladılar. Öte yandan hükümetlerin yasaklı listesinde yer alan hesapların ise dondurulması yönünde karar aldılar.  Coinbase CEO'su Brian Armstrong Cuma günü Twitter üzerinden yaptığı açıklamada “Yasalar aksini söylemediği sürece herkesin temel finansal hizmetlere erişim hakkı olduğuna inanıyoruz.” diyerek, küçük yatırımcının ve Rus halkının cezalandırılmasını doğru bulmadıklarını açıkladı.
Ruslar kripto para yatırımcılığı konusunda tecrübeli ve bilgililer ve genel kabul açısından dünyada 18. sırada yer alıyorlar. Rusya Çin’in aksine kripto para ticareti ve madenciliğini yasaklamayacağını açıklamıştı.
Tüm bu gelişmelerin ötesinde bahsedilmesi gereken en önemli nokta,  kripto para dünyasının, kısıtlı hacmi ve likiditesi dolayısıyla alternatif bir sistem olarak değerlendirilemeyeceği gerçeği... Ruslar kripto para yatırımcılığı konusunda tecrübeli ve bilgililer ve genel kabul açısından dünyada 18. sırada yer alıyorlar. Her ne kadar Rusya Merkez Bankası cephesinden kafa karıştırıcı açıklamalar gelse de, Rusya Çin’in aksine kripto para ticareti ve madenciliğini yasaklamayacağını açıklamış, Putin, bu teknolojiye ev sahipliği yapmaya devam etmek istediklerini ve regüle etme yoluna gideceklerini ifade etmişti. Bilindiği üzere blokzincir sistemlerinin ana amacı da hiçbir otoritenin sistem üzerinde kendi iradesi doğrultusunda karar verme yetkisi olmamasını sağlamak... Bu açıdan bakıldığında kripto borsaları tarafından alınan kararın, sistemin felsefesiyle uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan, cüzdanların dondurulmasının reddi, bazı oligarkların servetlerini kripto paralara park etmesine neden olsa da, kripto sistemi ekonominin geneli açısından bir çözüm alternatifi olamaz. Zira kripto sistemi, alternatif bir finans sistemi olmasına karşın, tüm transfer işlemlerini yönetmek üzere kurgulanmış bir sistem değildir. Bunun en önemli sebebi ise kripto sisteminin böyle bir hacmi destekleyebilecek küresel likiditeye sahip olmaması. Rusya’nın her gün yaklaşık olarak 50 milyar dolar tutarında döviz işlemi gerçekleştirdiği tahmin ediliyor. Bu rakam, piyasanın en yüksek işlem hacmine sahip olduğu durumlarda dahi, dünya çapındaki tüm Bitcoin işlemlerinin hacmine ancak yaklaşabiliyor. Dolayısıyla merkeziyetsiz finans sistemi, henüz bu büyüklükteki işlem hacimlerini kaldırabilecek, böyle bir akışı kontrol edebilecek boyutta değil. Öte yandan, amacı da bu değil. Geçtiğimiz haftaki yazımda bahsettiğim, Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkartılma tehditlerine karşı geliştirdiği SPFS sistemi de, 200 ülkede 11.000 kurumdan oluşan bir ağ olan SWIFT’e karşı bir alternatif teşkil edemiyor. Dolayısıyla ne SPFS ne de kripto para sistemleri, tüm işlem hacminin üzerinden yürütülebileceği büyüklük ya da kullanım oranlarına sahip değiller. Öte yandan bu sistemlerin süratle geliştiriliyor olduğunu ve büyük bir hızla kutuplaşan Batı ve Doğu blokları arasındaki gerilim nedeniyle bu gelişimin ivmesinin artacağını da rahatlıkla söyleyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda, başta güvenlik ve özerklik kaygıları nedeniyle, ülkelerin ellerini güçlendirecek olan bu gibi teknolojilere çok daha yoğun yatırımlar yapacaklarını düşünüyorum. Ayrıca farklı bloklara dahil olan ülkeler arasında işbirliklerinin süratle kuvvetlenmesi ve dünyanın teknolojik açıdan da iki kutuplu alternatiflere bölünmesi son derece olası…