Davutoğlu’nun işareti: ADRES

Abone Ol
Slogan; Adalet, Demokrasi, Refah, Eşitlik ve Siyasi Ahlak kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor: ADRES Gelecek. Gelecek Partisi, ikinci kuruluş yıldönümü kutlamasını Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde yaptı. Aslında parti, 19’unda değil 12 Aralık’ta kurulmuştu ama Haliç Kongre Merkezi için çıkarılan zorluklar üzerine program bir hafta ötelenmek zorunda kaldı. 81 şehri temsilen partili katılımcılar, STK temsilcileri ve basın derken salon hınca hınç dolmuştu. Ahmet Davutoğlu, konuşmasını yapmadan önce davullu zurnalı, yeşil-beyaz pankartlı pek çok kutlama yapılıyordu. Davutoğlu’nun salona gelişiyle beraber coşku da en üst seviyeye çıktı.
Böylece, Ahmet Davutoğlu yapageldiği bir şeyi ısrarla tekrarlayarak insanların aklına sokmaya çalışıyor: Gelecek Partisi kadroları “temiz siyasetin” sözcüsüdür.
Gerek çalınan şarkıların sözünde gerekse de afişlerdeki mottolarda birkaç şey özellikle vurgulanıyor. Dürüstlük, erdem, yolsuzluklara bulaşmamış olmak… Taban bu faziletin Ahmet Davutoğlu’nun şahsında vücut bulduğunu düşünüyor. “Liyakat” terimi sürekli tekrarlanıyor. Mülakatların kaldırılacağı, nepotizm ortamına son verileceği vaatler arasında. Davutoğlu, partisinin logosu olan çınarın beş kolundan söz etti. Artık her yerde bu beş kolu yineleyeceklerini söyledi. Bu da sanırım beklenen erken seçimdeki -Gelecek Partisi literatüründe “hemen seçim”- sloganları olacak. Slogan, Adalet, Demokrasi, Refah, Eşitlik ve Siyasi Ahlak kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor: ADRES Gelecek. Ahmet Davutoğlu, bu konuşmasında da sık sık Siyasi Ahlak Yasası çıkartmak istemesinin Başbakanlığına mal olduğunu hatırlattı. Böylece, Ahmet Davutoğlu yapageldiği bir şeyi ısrarla tekrarlayarak insanların aklına sokmaya çalışıyor: Gelecek Partisi kadroları “temiz siyasetin” sözcüsüdür. Makam sahibiyken, isteseler çok daha yüksek mevkilerde olabilecekken ilkeleriyle örtüşmediği için elinin tersiyle iten insanlar… Yüksek İstişare Kurulu’na girmemek, Şehir Üniversitesi’nin başına gelenler… Selçuk Özdağ ile yaptığım söyleşide de kendisi benzer teklifler aldığını söylemişti. Tabii bu aynı zamanda “dava ilkelerdir, ilkelerin de esas sahibi biziz,” manasına geliyor. Davutoğlu konuşmasında da bunun altını çizdi. Kazanımların asla kaybedilmeyeceğinin teminatının Gelecek Partisi olduğunu söyledi. ADRES’in beş koluna tek tek girdi. Ne anlam ifade ettiğini olanca açıklığıyla -yapılan tezahüratlarla sürekli kesilmesine rağmen- anlattı. Konuşmasından önce yayınlanan video da çarpıcıydı. Türkiye’nin demokrasi tarihi kişiler ve önemli olaylar üstünden kronolojik bir şekilde anlatılırken AKP döneminin ilk yılları hariç olumlu hiçbir söz edilmedi. Ekrana Cumhurbaşkanının fotoğrafından sonra korteji oluşturan otomobiller, uçak, saray fotoğrafları verildi. Bu esnada protestolar da yükseldi salondan.
“Onlar gidecek, biz Gelecek’iz!” sloganı herkesin dilindeydi. Ama Davutoğlu buradaki özneyi muğlak bırakmadı. Onlar derken kimi kast ettiğini Beştepe diye adres gösterdi.
“Onlar gidecek, biz Gelecek’iz!” sloganı herkesin dilindeydi. Ama Davutoğlu buradaki özneyi muğlak bırakmadı. Onlar derken kimi kast ettiğini Beştepe diye adres gösterdi. Ekonomik sorunlara da değinen Davutoğlu tek suçlunun ülkeyi yönetenler olduğunu söyledi: “Eğer Türkiye’ye dediğiniz gibi bir operasyon çekiliyor ve bunu önleyemiyorsanız acizsiniz; eğer böyle bir şey yoksa milleti aldatıyorsunuz!” İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesi, AİHM kararlarının önemi, beyin göçünün acilen durdurulması gerektiği yine Davutoğlu’nun konuşmasının göze çarpan bölümleriydi. Doktorlar başta olmak üzere akademisyenlere ve yetişmiş insanlara çağrıda bulundu. Onları asla suçlamadığını ama bu hükümetin elinde herkes gibi bir gelecek umutlarının kalmadığını söyledi.
Batman ve Van’dan gelen katılımcılar çok aktiflerdi. Halaylar çekildi, “Edirne’den Batman’a” pankartları açıldı, “Serok Ahmet” diye salon inletildi. Batmanlıların yaptırdıkları atkıların bir tarafında “Serok Ahmet” yazıyordu.
“Bu sistem devam ettiği takdirde demokratik toplum düzenini sürdürmek mümkün olmayacaktır. Bu çerçevede ülkemizin tarihi tecrübesi ve mevcut yapısını gözönünden bulundurarak her türlü vesayetten arındırılmış tam demokratik güçlendirilmiş parlamenter sistemi, yeni ve özgün sistemimiz olarak kamuoyumuza sunduk.” Ahmet Davutoğlu, Türkiye tasavvurunu “kendisine nesnel bakabilen, gördüğünden korkmayan, gerçeklerin üstünü örtmeyen, çeşitliliği teşvik eden, katılımcı sistemlerle karar almaya çalışan, temel değerleri herkes için uygulayan ve bu zemin üzerinde yeni bir siyaset anlayışını geliştiren” insanlardan oluşan bir ülke olarak anlattı.
İstanbul Sözleşmesine geri dönülmesi, AİHM kararlarının önemi, beyin göçünün acilen durdurulması gerektiği yine Davutoğlu’nun konuşmasının göze çarpan bölümleriydi. Akademisyenlere ve yetişmiş insanlara çağrıda bulundu.
“Seçime gitmeye var mısınız?”, “Seçimde bu baskıcı yönetime dur demeye var mısınız?”, “Omuz omuza Anadolu’yu ve Rumeli’yi ayağa kaldırmaya var mısınız?” soruları büyük bir coşku ve sevinçle karşılandı salonda. Özellikle Batman ve Van’dan gelen katılımcılar çok aktiflerdi. Halaylar çekildi, “Edirne’den Batman’a” pankartları açıldı, “Serok Ahmet” diye salon inletildi. Batmanlıların yaptırdıkları atkıların bir tarafında “Serok Ahmet” yazıyordu. Davutoğlu da kendisine “Yörük Ahmet”, “Serok Ahmet”, “Dadaş Ahmet” diye tanıttı. “Bir Müslüman olarak” en önem atfettiği değerlerin -ADRES- Müslümanların yoğunlukta olduğu coğrafyada değil de İskandinavya’da görülmesinden üzüntü duyduğunu ifade etti. Gelecek Partisinin Türkiye’yi Batı standartlarında demokrasiye geçireceğinin sözü verildi. “Acaba bu kalabalığın kaçı, anketlerde yüzde 35-30 bandından gözüken ‘Kararsızlar/Protesto/Oy Vermeyeceğim’ diyen kesim arasında?” Diye düşünmeden edemedim.