Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Erbakan, Davutoğlu ve beraberindeki heyeti kapıda karşıladı. İki lider ve parti heyetlerinin görüşmesi bir saat sürdü. Görüşmede, TBMM’de grup kurulmasının yanı sıra İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırıları ele alındı. Davutoğlu ve Erbakan, görüşmenin ardından basın açıklaması yaptı. 

Davutoğlu, İsrail’in saldırılarıyla ilgili Meclis’te yapılacak olan kapalı oturuma ilişkin şunları kaydetti:

''Baktığımızda ne ülke olarak Türkiye’nin ne İslam dünyasının ne de uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler’in bu büyük insanlık katliamlarına cevap oluşturabildiklerini söylemek mümkün değil. Kimse topu başkasına atmasın. İslam ülkelerini, dünyayı kritik edebiliriz. Ben de hükümete sormak istiyorum. Siz ne yapıyorsunuz? İsrail’e karşı hiçbir müeyyidenin uygulanmadığı yerde, kapalı Meclis oturumunda söylenecek sözlerin anlamı kalmaz.’’

'Üçüncü blok iktidarı terbiye edecektir’

''Türkiye’de iki büyük siyasi tehlike görüyorum. Birisi kutuplaşma, diğeri ise partiler arası bölünme. Bugün Meclis’te bununla karşı karşıyayız’’ diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Aynı hassasiyetleri taşıyan, benzer konularda aynı fikirleri taşıyan partilerin bir araya gelmesi, mümkünse bazılarının birleşmesi, mümkün değilse en azından bu aşamada Meclis’te üçüncü bir güçlü blok oluşturulması bizim siyasi tercihimiz ve düşüncemiz. Bu konuda hepimizin gerekli fedakarlığı yapması lazım. Üçüncü bir Meclis blokunun oluşması hem iktidarı terbiye edecektir hem de iktidardan kopmakta olan geniş kitlelere bir alternatif oluşturacaktır. Bu konuda Gelecek Partisi olarak yeni düşünce ve fikirlere açık olduk.’’

'Yasalar ve cezalar yeterli değil’

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da Gelecek Partisi heyetine teşekkür ederek ''Görüşmelerimizin, bu diyaloğun hayırlı sonuçlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum’’ dedi. Erbakan, şöyle konuştu:

''Görüşmemizde Türkiye’nin, milletimizin temel sorunlarını ele alarak karşılıklı fikir alışverişinde ve istişarelerde bulunduk. Bunların en başında gelen konulardan bir tanesi, Türkiye’deki kadın ve çocuk cinayetleri. Bu noktada yasaların, caydırıcı cezaların yeterli olmaması sebebiyle, toplumdaki ahlaki erozyon nedeniyle bu sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı ortaya koyduk. Kasten adam öldürmeye suçlarda caydırıcı bir cezanın olmaması, idam cezası gibi... bu gibi cinayetlerin ardı arkası kesilmeden devam etmesine yol açıyor.’’

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbakan, ''Mevcut iktidar, 22 seneden beri borç, faiz, zam ve vergi ekonomisini uyguladı. Şimdi tekrardan bu modeli uygulamaya devam ediyor. Orta Vadeli Program’da da ortaya koydukları başka bir şey değildir. Mevcut iktidarın bu sorunları çözebilmesi mümkün gözükmemektedir’’ dedi.

İsrail’in Gazze’nin ardından Lübnan’da sürdürdüğü saldırılara ilişkin ''Çok önemli bir tehlike ve tehdit’’ ifadelerini kullanan Erbakan, Gelecek Partisi ile görüşmelere devam edeceklerini belirterek, şöyle devam etti:

''Mevcut iktidarın gerekli adımları atmadığını ve halen de atmamakta olduğunu görüyoruz. İsrail’e ticaret geçen yıllar içerisinde 4-5 misli artırıldı. Şu anda da Azerbaycan petrolü, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden, bizim üzerimizden İsrail’e yakıt olarak ulaşmaya devam ediyor. Filistin üzerinden İsrail’e ticaretin devam ettiği artık şahit ve delilleriyle ortaya çıkmaya başladı. Mevcut iktidarın doğru adımları atmasına vesile olmak, özet olarak hayra vesile olup, şerre fren olmak doğrultusunda TBMM’de bulunan partiler olarak bir iş birliğinin yeni yasama yılında Meclis çalışmalarında daha aktif rol alabilmek bakımından iş birliğinin olabileceğini ele aldık. Bununla ilgili önümüzdeki dönemde görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Partilerin birleşmesi, herhangi bir partinin kapanıp diğeriyle birleşmesinden ziyade bu aşamada biz TBMM’de güçlü bir grup oluşturulması ve bu grup sayesinde Meclis’te daha etkin rol alınması konusunda bir görüşme yaptık. Belki arkasından seçime yakın dönemde bu grubu oluşturan partiler arasında bir seçim ittifakının da gündeme gelmesi söz konusu olabilir."

Bahçeli'nin açıklamaları

İki lider açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Devlet Bahçeli’nin haftalık grup konuşmasında yaptığı "Uzattığım el, 'Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin' teklifidir" açıklamasını Davutoğlu, şöyle değerlendirdi:

Hatimoğulları'ndan Bahçeli'ye yanıt: Biz bir Türkiye partisiyiz zaten Hatimoğulları'ndan Bahçeli'ye yanıt: Biz bir Türkiye partisiyiz zaten

"Ben çok olumlu değerlendiriyorum. Türkiye’nin artık kutuplaştırıcı ve dışlayıcı dilden, birleştirici bir siyasi dile dönmesi lazım. Sayın Bahçeli’nin bugünkü açıklamalarını son derece olumlu buldum. Yeni dönemde ümit deriz ki bütün partiler, birbirlerine karşı daha nazik, siyasi ahlaka uygun şekilde davranırlar.’’

Erbakan da aynı soruya, ''Ben de aynı fikirdeyim. Yeniden Refah Partimiz, kurulduğu günden bu yana siyasette nezaketin ve zarafetin hakim olması gerektiğini ifade ediyor. Kutuplaşma, çatışma gibi bir durumdan kurtulmak ve her kesimden insanımız arasında diyaloğun, istişarenin, hoşgörünün hakim olması faydalı olacaktır. Bugün bizim yaptığımız görüşme de kendisinin açıklamalarına paralel bir görüşme’’ yanıtını verdi.

'Çözüm süreci' iddiaları

"Çözüm sürecinin yeniden başlayacağı" iddialarına ilişkin Davutoğlu, şunları dedi: ''Terörle mücadele ve demokratikleşme adımları, birbirinden kopuk ve ayrık düşünülemez. Gerçek demokrasinin olduğu yerlerde terör barınamaz. Terörün var olduğu yerlerde de gerçek demokrasi olmaz. Türkiye’de bütün siyasi aktörlerin her şeyden önce teröre karşı net bir tavır sergilemesi, sonra da bütün siyasi aktörlerin kim olursa olsun, düşüncelerini hiçbir sınır olmadan ifade edebilme özgürlüğünü yaşaması lazım. Çözüm sürecinin sıkıntısı, çözüm sürecinin kamu düzenini neredeyse ihmal ederek, yok ederek çözüm süreci düşünenler, terör faaliyetlerini arttırdığı zaman sıkıntı doğdu. Kamu düzeni ihmal edilerek hiçbir süreç işletilmez. Ama mutlaka demokratikleşme ve özgürlükçü bir yasal çerçeveye kavuşma yönünde adımlar atılması lazım. Özgürlük ve güvenliği bir arada sağlamak lazım."

Kaynak: anka