AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın 21 Mart’ta Nevruz kutlamalarına katılacağını açıklayan Çelik, şunları söyledi:
* Nevruz'u Türk Dünyasından, Balkanlara, Ortadoğu'dan Mezopotamya'ya kadar her yerde kardeşlik bayramı, baharın müjdecisi olarak kutluyoruz. Kadim geleneğimizin en önemli anmalarından, bayramlarından bir tanesi. Bu çerçevede, 21 Mart günü saat 15:00’da Haliç Kongre Merkezinde Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla bir program gerçekleştireceğiz.
* Türk Devletlerinden sorumlu genel başkan yardımcılarımız bunu koordine ediyor. Dünyanın içinden geçtiği bu kaos döneminde, Türk Dünyasından Orta Doğu'ya, Mezopotamya'dan Balkanlara kadar bütün bu bölgeye kardeşlik mesajı verilmesi açısından Nevruz kadim bir bayram olarak kutlanmış olacak. Buna bütün herkesi bekliyoruz. Türkiye'nin içinde yürüyen terörsüz Türkiye süreci açısından da bakıldığında, bu Nevruz’un Türkiye’nin terör belasından kurtulması, terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması bakımından da önemli bir aşama olmasını temenni ediyoruz.
Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci ivme kazanazak
* Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış sürecinde iki madde dışında uzlaşma sağlandığı duyuruldu. Bundan sonra Ermenistan'ın Azerbaycan'ı hedef alan yasaları ya da birtakım anayasa maddelerini değiştirmesi de son derece önemli olacaktır. Yıllarca sorunu çözmek için kurulmuş ama sorunun çözümünden çok karmaşıklaşmasına yol açmış AGİT/MİNSK grubunun da artık dağıtılmasının zamanı gelmiştir, herhangi bir misyonu kalmamıştır. Bundan sonrasında bütün adımlar gerçekleştiği zaman Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme süreci ivme kazanacak, bundan bütün bölge halkları kazançlı çıkacaktır. Kafkasya barışı kazançlı çıkacaktır.
AK Parti ve DEM Parti buluşmasına da değinen Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
* Bugün 2 saate yakın bir görüşme yaptık. Burada siyasetin dilinin doğru kurulması gerekir. Nasıl bir dili tercih ettiğimizi en ayrıntılı şekilde sizlerle paylaşıyorum. Önceliğimiz PKK'nın silahları bırakması ve kedini feshetmesidir. Öncelikli konumuz bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğidir. Ben ve Efkan Bey daha önceki süreçlerde de bulunmuştuk. O süreçlerin işleyişine dair yoğun tecrübemiz var. Gelinen noktada sayın Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade önemli fırsat penceresi araladı. Ne denirse densin, tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi çerçevesinde önümüzdeki teklifleri bu çerçevede ele alacağız. Devletin niteliklerinden, milletin değerlerinden pazarlık gibi yaklaşımı kesinlikle gündemimize almıyoruz. Genel olarak Türkiye'de bu konularla ilgili önümüzdeki dönem için 'Türkiye Yüzyılı' diye sayın Cumhurbaşkanımız biraz değinmişti. Önümüzdeki süreçte açılacaktır bu. Demokrasi standartları yükseltmelidir.
* Karşılıklı konuşmak Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak’ için sağlıklı bir dil oluşturulması açısından son derece önemli. Burada siyasetin dilinin doğru kullanılması gerekir. Bizim bu görüşmelerde önceliğimiz, yapılan çağrıda ortaya konulduğu gibi PKK’nın silahları bırakması ve kendisini feshetmesidir. ‘Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet’ ilkesi çerçevesinde biz önümüze gelen teklifleri ele alacağız. Devletin niteliklerinden ve milletin değerlerinden taviz verme gibi herhangi bir yaklaşımımız yok. Bu konulularla ilgili pazarlık gibi bir yaklaşımı kesinlikle gündemimize almıyoruz.
* Bu konuyla ilgili olarak şu an konuşulması gereken gündem, terör örgütünün silah bırakması ve kendisini feshetmesidir. Bunun dışında şart, ön adım sayılabilecek herhangi bir şeyin gündeme gelmemesi gerekir. PKK silah bırakmalıdır ve bu, bütün unsurlarıyla gerçekleşmelidir. Yani tabelanın farklı olması bir şeyi değiştirmez. Bu hangi adla olursa olsun; PKK, YPG, SDG, bütün unsur ve uzantılarıyla, tabelalarıyla bu silahın bırakılması ve örgütün feshedilmesi gerekir
Yeni Şam yönetimi ve YPG arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğini savunduğumuz için Suriye içerisinde Baas rejiminden de kalan bir takım silahlı grupların yer almasını doğru bulmuyoruz. Bizim açımızdan YPG ve SDG bir terör örgütüdür ve bugün bulunduğu yerler açısından da kimlerle iş birliği yapıldığı görülmektedir" dedi ve şöyle yanıtladı:
* Anlaşmanın maddelerinde yer alan içerikler kapsamında biz bu anlaşmanın Suriye için olumlu bir sonuç doğurabileceğini değerlendiriyoruz. Fakat bazı YPG liderlerinin bu anlaşmaya yönelik farklı yorumları da meseleyi olumsuz bir noktaya götürür. Bizim açımızdan da olumsuzdur. Anlaşmanın maddelerinin gerçek anlamda Suriye’nin toprak bütünlüğüne katkı verecek ve bunu sağlayacak şekilde hayata geçmesi gerekir. Burada tabi ki Suriye yönetimini de destekleyeceğiz.”