651. haftasında Cumartesi Anneleri Kırbayır ailesi ile birlikte “Berfo Anne öldü ama biz varız. Berfo Anne’nin Cemil’ine ulaşma düşünün takipçisiyiz” diyerek bir araya geldi. Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları,  651. kez evlatlarının akıbetini sordu ve oturma eylemini kayıp Cemil Kırbayır’a adadı. “Failler belli kayıplar nerede?” pankartının yeniden açıldığı eylemde, Cumartesi Anneleri gözaltında kaybettiklerinin fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı. Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, “Bu devlet öldürdüklerinin cenazelerini kaybediyor. Şimdi de bu mezarlığa gömemezsiniz diyorlar. Bu ülkeyi kaosa sürükleyen devlete sesleniyoruz. Bizden çaldıklarınızın hesabını vereceksiniz” dedi. Cemil Kırbayır’ın kardeşi Fatma Kırbayır ise, “Cemil hep bu milletin işi, aşı için mücadele etti. Berfo anama verdiğiniz sözü tutun” dedi. “ADALET ARAMIYORUZ, ADALET İSTİYORUZ” Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır ise, “37 yıl önce bugün Cemil Kırbayır hayattaydı. Bu ülkenin vatandaşı olarak yaşamaya hakkı bu topraklarda payı vardı. Mezar taşı bile çok görüldü.  Bu meydan şahittir ki adalet istiyoruz. Adalet aramıyoruz” dedi. Kırbayır ayrıca, 12 Eylül zihniyetinin her alanda hüküm sürdüğünü belirtirken, “80 yaşında Hatun Ana’nın vefatında bir mezar yeri yasaklandı” diyerek tepki gösterdi. Açıklamaya Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da katıldı. Tanrıkulu söz alarak,  Cumartesi Anneleri’nin mücadelesinin yanında olarak takipçi olmaya devam edeceğini belirtti. “12 EYLÜL ZİHNİYETİ İLE HESAPLAŞILMALI” İnsan Hakları Derneği adına açıklamayı Nur Sürer okudu. Sürer konuşmasında, Türkiye’nin 12 Eylül zihniyeti ile hesaplaşması gerektiğini belirtirken, “12 Eylül darbecilerini cezasızlıkla ödüllendiren, onların her türlü devlet olanağından faydalanmalarını sağlayan ve öldüklerinde devlet töreni düzenleyenler; darbelerle ve darbecilerle hesaplaşamaz” dedi. MÜCADELE DEVAM EDECEK Sürer ayrıca, “105 yıllık ömrü oğlunu bulmaya yetmeyen Berfo Ana’nın Cemil’e ulaşma mücadelesi şüphe yok ki çocukları, torunları ile sürecek” diyerek Berfo Ana’nın bıraktığı yerden Cemil’i aramaya faillerinden yargı yoluyla hesap sormaya devam edeceklerini belirtti. NE OLMUŞTU? Kırbayır ailesi Ardahan’ın Göle ilçesinde Okçu köyünde yaşıyordu. 12 Eylül askeri darbesinin ertesi günü 13 Eylül 1980 tarihinde , Kırbayır Ailesinin evine baskın düzenlendi. Kars Eğitim Enstitüsü’nde öğrenci olan oğulları Cemil Kırbayır’ı gözaltına aldı. Cemil, önce Göle’de oradan da Kars Askeri Gözetimevine getirildi. İşkencehaneye dönüştürülen Eğitim Enstitüsü’nde sorgulandı. Onu işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık vardı ama ailesine “Firar etti bir daha bize sormayın” denildi ve Cemil’den bir daha haber alınamadı. Ailesinin ve İnsan Hakları Derneği’nin  ısrarlı takibi ile 2011 yılında hazırlanan TBMM İnsan Hakları Komisyonu raporunda; Cemil Kırbayır’ın gözaltında öldürüldüğü ve bedeninin bilinmeyen bir şekilde yok edildiği kararına varıldı. Raporda kaybetme suçuna karışan asker, polis ve MİT mensuplarının açık kimlikleri yer aldı. Komisyon tüm belge, bilgi ve beyanları göndererek Kars Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı 6 yıldır sorumlular hakkında dava açmadı. İç hukuktan sonuç alamayan İHD avukatı Eren Keskin davayı AİHM’e taşıdı. Hükümet bu yıl AİHM’e gönderdiği savunmada, Anne Berfo Kırbayır’ın 26 Ekim 2011 tarihli başvuruyu yaptıktan sonra öldüğünü, varislerinin de davayı onun ölümünden sonra sürdürme niyeti olduğunu gösteren bilgi ya da belge  yoktur diyerek, AİHM’in yargılamayı dava listesinden çıkarmasını istedi. Ayrıca savunmada Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedilmesiyle ilgili;“Bu tekil olayın darbe rejiminin toplumun bir kesimine karşı devlet politikası çerçevesinde olduğuna dair bir bulgu yoktur” denilerek 12 Eylül savunuldu.