28 Mayıs’ta muhalefet kazandığı takdirde meclis ve CB’nın siyasi varlığı arasında oluşacak kontrast bir denge ve denetim (checks and balances) sistemi yaratabilir mi? Anayasa hukuku uzmanı, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu yazdı.
Cohabitation (koabitasyon/birlikte oturma), parlamento çoğunluğu ve başkanlık çoğunluğunun karşıt siyasal eğilimde olduğu dönemler için Fransa’da kullanılan kavram. Yarı-başkanlık rejimi uygulayan Fransa’da 1986-88, 1993-95 ve 1997-2002 dönemlerinde Cumhurbaşkanı, karşıt siyasal parti liderini başbakan olarak atadığı için bunu “cohabitation”, yani yürütme içi denge-denetim olarak nitelendi.
Türkiye’de parlamenter rejimi kaldıran 2017 kurgusu, ne başkanlık ne de yarı-başkanlık öngördü. Hükümet ilga edildiği halde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CBHS) dendi. Bu kurgu için erkler ayrılığı gerekçesi kullanılmış olsa da, 27. Yasama döneminde TBMM, parti başkanı olan CB güdümü altına alındı.
Yasama ve yürütme ayrışmasının İlk işareti 14 Mayıs’ta verildi. Eğer 28 Mayıs’ta, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Erdoğan’dan çok oy alırsa, 28. Yasama döneminde TBMM çoğunluğu Cumhur İttifakında, Yürütme ise Millet İttifakı’nda olacak.
“Türkiye tipi cohabitation”, istikrarsızlık mı getirir, yoksa 2017 kurgusu bağlamında denge ve denetim işlevi görebilir mi?
14 Mayıs’ta kullanılan çifte oylar oylar sonucu TBMM’de salt çoğunluğu elde eden Cumhur İttifakı, Yürütme’yi kaybedince
istikrar dedi: ‘
Yasama ve yürütme çoğunluğu aynı siyasal akımda toplanmaz ise yönetimde istikrar sağlanamaz’.
Bu iddia ne ölçüde doğru?
2017 Anayasa kurgusu için öne sürülen
gerekçe şu idi: yürütme ve yasama, kendi görev ve yetkilerini yerine getirecek ve kullanacak; böylece
erkler ayrılığı ve istikrar sağlanacak. Uygulama ve gerçekleşen ise, tam
tersi yönde oldu. Nasıl?
- Yürütme istikrarsızlığı: 2018’de atanan çok sayıda bakan, CB tarafından görevden alındı, üstelik olmayan yetki ve neden Resmi Gazete’de yazılarak:
“af talebi kabul edildi!”. Hazine ve Maliye Bakanı birden çok kez değiştirildi. Merkez Bankası Başkanından TÜİK Başkanına kadar yöneticilerde sürekli değişiklikler, kamu yönetiminde liyakat, istikrar ve etkililik yokluğunun en belirgin göstergeleri oldu.
- Yasama istikrarsızlığı: Yasama çoğunluğuna sahip Cumhur İttifakı bileşeni AKP ve MHP’nin Meclis grupları, hiçbir yasayı kendi inisiyatifi ile hazırlayamadı; Cumhurbaşkanlığından ve bakanlıklardan gelen
yasa taslaklarını teklife çevirerek yasalaştırdı. Muhalefet partilerinin önerileri, gündeme bile alınmadı. Kendi gündemini belirleyemeyen TBMM’nin bürokrasi güdümündeki yasama faaliyeti nedeniyle 27. dönem, “
istikrarsız yasama” dönemi oldu.
7145’ten 7454 sayılı yasaya kadar çıkarılan 310 yasadan, 171 uluslararası sözleşmeyi uygun bulma kanunu ayrık tutulursa, 86’sı torba ve yalnızca 53’ü tek konulu yasa oldu. Bazı yasalar, onlarca kez değiştirildi; değiştirilen maddeler, sık aralıklarla yeniden değiştirildi. Yalnızca torba yasalar ile 191 yasada birden çok kez olmak üzere, toplam 355 yasada değişiklik yapıldı.
Siyasal cohabitation, yargıçların da Anayasa’nın emredici hükümleri çerçevesinde yetkilerini kullanarak, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermesini mümkün kılacaktır.
-
Siyasal ve hukuki istikrarsızlık: 27. dönemde hukuki ve siyasal istikrarsızlık, sürekli oldu. Tek kişi iradesi dışında hiçbir siyasal karar mercii öngörmeyen Anayasal kurguda sınır tanımayan tasarruflar, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine (CBK) de yansıdı. Cumhurbaşkanlığı, gerekçesiz ve çoğu torba tarz toplam 147 CBK ile adeta “
paralel yasama” faaliyeti yürüttü. Yasalar ve kararnameler yığını, bir tür “
mevzuat enkazı” yarattı.
-
Yargı: Yürütme güdümünde ve gölgesinde karar veren yargı, insan haklarının güvencesi olmaktan çıkarılarak sistematik hak ihlalleri için araçsallaştırıldı.
-
Uluslararası ilişkiler: Ulusal alandaki kuralsızlaştırma, kurumsalsızlaştırma, kazanımları değersizleştirme ve sistemsizleştirme, uluslararası savrulmalara da yansıdı. Cumhuriyet dönemi dış politikası ve Anayasa’nın amir hükümleri bir yana bırakılarak
kişisel ilişki ve tercihler, kısa dönemli çıkarlar öne çıkarıldı. Avrupa Mahkemesi kararları uygulanmadı. Yargı dosyalarındaki tutarsız tavır ve uygulamalar, Türkiye’yi uluslararası toplum önünde zor durumlara düşürdü. Kadına yönelik şiddetin yaygınlaştığı bir sırada Anayasa çiğnenerek İstanbul Sözleşmesinden çıkış ve Paris Anlaşması onaylandığı hâlde çevresel yağmaya devam, kurallara inançsızlığın tipik göstergeleri oldu.
-
İktisadi istikrarsızlık: Uzmanlık alanlarına sürekli müdahale edilen
düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, tek kişi güdümüne alındı. Piyasa ekonomisi, yerini
vahşi kapitalizme ve yağmaya bıraktı. Faize müdahale edilerek çifte kur korumalı mevduat düzenlemesi, belli çevrelerin yararına sonuçlar doğurmuş olsa da toplumu, onarımı
zor bir iktisadi krize sürükledi. Derin yoksulluk yaratan iktisadi alt-üst oluşlara ilişkin yalnızca iki sayısal örnek:
TL’nin dolar karşısında değeri: Haziran 2018: 4, 5/ Mayıs 2023: 19,5
Soğan kg. fiyatı: Haziran 2018: 0, 89 kuruş / Mayıs 2023: 30 tl
- Kişi+parti+Devlet birleşmesi: Anayasızlaştırma ürünü olan bu üçlü birleşme, Türkiye Cumhuriyeti kamu tüzel kişiliğini çökertti ve toplumsal dokuyu zedeledi.
Siyasal cohabitation, yargıçların da Anayasa’nın emredici hükümleri çerçevesinde yetkilerini kullanarak, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermesini mümkün kılacaktır.
COHABITATION OLURSA…
28 Mayıs oylamasında eğer Millet İttifakı adayı Cumhurbaşkanı seçilirse, istikrar nasıl sağlanacak?
-
Yürütme: Cumhurbaşkanı ve yardımcıları ile bakanlar, yürütme ve idare olarak Devleti yönetecekler. Cumhurbaşkanı, CBK yoluyla anayasal sınırlar içinde normatif işlemler yapacak. Yasal düzenlemeler için, CB ofisi ve bakanlıklar, TBMM’ye
ihtiyaç ve etki analizleri gönderecek. Yürütme olarak CB ve bakanlar arasındaki ilişki,
“talimat” ile değil, Anayasal görev ve yetkiler çerçevesinde yürütülecek. Anayasa’nın Cumhurbaşkanı’na tanıdığı yetkiler bizzat kendisince kullanılacak. Örneğin, Bütçe kanun teklifini TBMM’ye sunma görev ve yetkisi CB tarafından doğrudan kullanılacak (md.161). CB yardımcıları ise, vekalet dışında, daha çok danışma ve eşgüdüm işlevi görecek.
-
Yasama: TBMM, anayasal görev ve yetkiler çerçevesinde, yürütme ve idare tarafından iletilen
ihtiyaçları ve etki analizlerini de dikkate alarak toplumsal sorunlara çözüm amacıyla
Anayasa’ya uygun yasalar yapacak. Yasama,
kendi gündemini belirleyebilecek ve müzakere sürecini işletebilecek. Böylece, TBMM’de temsil edilen siyasal partiler arasında
kamu yararı temelinde
uzlaşma yolları da açılabilecek.
Siyasal bakımdan yürütme ile farklılaşan partiler, araştırma ve soru önergeleri yoluyla
yürütme üzerinde denetim yollarını da işlevsel kılabilir.
-
Yargı: Siyasal cohabitation, yargıçların da Anayasa’nın emredici hükümleri çerçevesinde yetkilerini kullanarak, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vermesini mümkün kılacaktır.
-
Uluslararası ilişkiler: Diplomasi, diplomatlarca liyakat esasına göre icra edilen bir meslektir. Bu kurala dönüş, Türkiye Cumhuriyeti’ne uluslararası toplum önünde yeniden saygınlık kazandıracaktır.
Fransa başbakanlarından İzmir doğumlu E. Balladur’ün önerdiği kavram olan cohabitation üzerine çok yazıldı. Türkiye’deki olası uygulaması ise, ‘demokrasiye geçiş’ işlevini görebileceği için, demokrasi tarihi bakımından da bir kazanım olabilir.
ERKLER AYRILIĞI AMACI…
Kuvvetler ayrımı, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olup, üstünlük, ancak Anayasa ve kanunlardır (Anayasa, Başlangıç).
Cohabitation, Anayasa’nın
erkler ayrılığı tanımına uygun bir işleyişin asgari gerekleri yerine getirmeye elverişli bir zemin oluşturabilir. Hak ve özgürlüklerin güvencesi olarak anayasa biliminin eksen kavramı erkler ayrılığı çerçevesinde
denge ve denetim düzeneklerinin asgari ölçüde de olsa işletilmesi, siyasal, iktisadi ve toplumsal istikrara kayda değer katkılar sağlayacaktır:
-
Siyasal: 2017 Anayasa kurgusu uygulamasında
cohabitation, CB artık partili olmayacağı için geçiş döneminde
demokratik hukuk devleti sürecini başlatabilir.
-
İktisadi: Hukuk ve liyakat gerekleri, iktisadi güven ve istikrarın sağlanmasında belirleyici olabilir.
- Toplumsal: Siyasal ve iktisadi istikrarın sağlanması, toplumsal uzlaşma ve barış sürecine de ivme kazandırabilir.
-
Karşılıklı denge ve denetim araçları: TBMM’de çoğunluk (Cumhur İttifakı) ve Yürütme (Millet İttifakı) ayrışması, 2017 Anayasa kurgusu bağlamında denge ve denetim düzeneği olarak görülebilir mi?
Kuralları koyan yasama,
kuralları uygulayan yürütme ve
uyuşmazlıkları çözen yargı, anayasal görev ve yetkilerini
erkler ayrılığı bağlamında kullanabileceklerdir. Örneğin TBMM, CBK’nin düzenleme alanında kanun çıkarabilecek; buna karşılık CB’nin geri gönderdiği yasları ancak 301 oy ile yeniden kabul edebilecektir. Bu ve benzeri karşılıklı araçlar, kamu yönetiminde kayırma yerine
liyakati, keyfilik yerine
hukuku, tek kişi yerine
ortak akıl sürecini, yasamada ise,
Anayasa’ya saygılı ve
kamu yararı gereklerine uygun
nitelikli yasa sürecini başlatabilir.
Fransa başbakanlarından İzmir doğumlu E. Balladur’ün önerdiği kavram olan cohabitation üzerine çok yazıldı. Türkiye’deki olası uygulaması ise, ‘
demokrasiye geçiş’ işlevini görebileceği için, demokrasi tarihi bakımından da bir kazanım olabilir.