Çocuk işçiliği ile ilgili hükümetler nasıl politika geliştirmeli?

Abone Ol
Hükümetlerin ekonomi politikası, ucuz iş gücünü, uzun çalışma saatlerini garantiye alarak patronlara garanti ederek yasamayı ve yürütmeyi işler hale getirdiği müddetçe ayrı bir çocuk işçiliği ile mücadele politikası geliştirilemez. ILO’nun (Uluslararası Çalışma Örgütü )138 sayılı İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi, 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi uluslar arası çocuk işçiliği ile ilgili mücadele de temel sözleşmeler olsa da önleyici adımlar atmak yerine yasaklayıcı bir tarzı temsil etmektedir. Patronlara çocuk işçi çalıştırmayın denirken bir taraftan da meslek liseleri başta olmak üzere stajı zorunlu hale getirip, çocuk işçiliğini teşvik ediyorlar. Yine çıraklık da ucuz iş gücü olarak yaygın bir şekil de üretim sürecin de yerini alıyor. Bir taraftan yasaklayıcı sözleşmeler ve yasalar devreye girerken bir taraftan da bu yasaların etrafından dolaşılacak kanunlar çıkartılıyor. Çocuk işçiliğinde hükümetlerin politikası yasal önlemler geliştirmenin dışına çıkmıyor. Birçok hükümetin uyguladığı serbest piyasa ekonomisinin normal süreçleri ve kriz süreçlerine göre çocuk işçiliğin de artış yahut azalış seyri gözleniyor. ILO ve UNICEF’in yayınladığı son rapora göre son 20 yıldır çocuk işçi sayısı artış göstererek 160 milyon çocuk işçi üretim sürecinin bir parçası durumunda. Rapordaki diğer önemli bulgular ise şöyle:
  • Çocuk işçi olarak çalıştıran çocukların yüzde 70’i (112 milyon) tarım sektöründe çalışıyor. Ardından yüzde 20 ile hizmet (31,4 milyon) ve yüzde 10 ile sanayi (16,5 milyon) sektörleri geliyor.
  • Çocuk işçi olarak çalışan 5-11 yaşları arasındaki çocukların yaklaşık yüzde 28’i ve 12-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 35’i okula gitmiyor.
  • Çocuk işçiliği her yaştan erkek çocukları arasında kız çocuklarından daha yaygın. Haftada en az 21 saat yapılan ev işleri dikkate alındığında, çocuk işçiliğinde toplumsal cinsiyet farkı azalıyor.
  • Kırsal alanlarda çocuk işçiliği yaygınlığı (yüzde 14), kentsel alanların (yüzde 5) neredeyse 3 katı.
(https://www.unicef.org/turkey/bas%C4%B1n-b%C3%BCltenleri/%C3%A7ocuk-i%C5%9F%C3%A7ilerin-say%C4%B1s%C4%B1-20-y%C4%B1ld%C4%B1r-ilk-kez-artarak-160-milyona-y%C3%BCkseldi) Hükümetlerin ekonomi politikası, ucuz iş gücünü, uzun çalışma saatlerini garantiye alarak patronlara (işverenlere doğru bulmuyorum bu tanımı) garanti ederek yasamayı ve yürütmeyi işler hale getirdiği müddetçe ayrı bir çocuk işçiliği ile mücadele politikası geliştirilemez. Merkezi ekonomik model temelinde yoksulluğu ve işsizliği ortadan kaldıracak bir politika geliştirilemediği süreçlerde çocuk işçiliğin sömürünün en ağır süreci olduğu tespitinin dışına çıkılması mümkün değildir. Uluslararası İyi Niyet Bakanlığına da ihtiyaç yok.