Loading...
Tarihe Birinci Tayvan Boğazı Krizi olarak geçen siyasi tıkanıklık, Bağlantısızlar Hareketi devletlerinin araya girmesi ve Komünistlerin 1955 yılının mart ayında Kinmen bombardımanını sona erdirmesiyle çözülmüştür.Böylelikle İkinci Dünya Savaşı süresince Milliyetçi Parti kuvvetlerini destekleyen ABD, ilk defa Tayvan konusunda kendisine garantör bir rol biçmiştir. Burada hatırlatmakta fayda var ki; ABD’nin bu tutumu takınmasında, aynı dönemde tezahür eden Kore Savaşı'nda Çin Halk Cumhuriyeti'nin, SSCB ile Kuzey Kore güçlerini desteklemesi zemin oluşturmuştur. Tarihe Birinci Tayvan Boğazı Krizi olarak geçen siyasi tıkanıklık, Bağlantısızlar Hareketi devletlerinin araya girmesi ve Komünistlerin 1955 yılının Mart ayında Kinmen bombardımanını sona erdirmesiyle çözülmüştür. Komünistler ve Milliyetçiler arasındaki 23 Ağustos 1958 tarihinde hava ve denizde tezahür eden çatışmalar ise İkinci Tayvan Boğazı Krizi’ni başlatmıştır. Komünistler, Tayvan Boğazı'ndaki Kinmen Adaları'nı, Milliyetçi cenah ise ana karada bulunan ve bir liman şehri olan Şiamen'i top ateşine tutmuştur. Komünistlere bağlı Çin Halk Kurtuluş Ordusu(PLA) gemileri, Kinmen Adaları'nı ablukaya altına alarak milliyetçilerin ikmal gemilerinin adalara yaklaşmasını engellemiştir. ABD, milliyetçilerden gelen Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun topçu bataryalarını bombalama talebini geri çevirmiş ancak savaş uçakları ve uçaksavarlarla destek sağlayarak adalara ikmal sağlanması adına amfibi gemilerini devreye sokmuştur. İkinci kriz, komünistlerin 25 Ekim günü ateşkes ilanıyla sonlamıştır. İlerleyen yıllar içerisinde direkt bir çatışma ortamı doğmasa da taraflar iç savaşı sonlandıracak herhangi bir anlaşmaya imza atmamıştır. Birleşmiş Milletlerde hangi hükümetin Çin'i temsil edeceği tartışmaları 1971 yılına kadar sürerken Çin Cumhuriyeti, NATO ülkelerinin büyük bir kesimi tarafından Çin'in meşru temsilcisi olarak görülmüştür. Ayrıca Varşova Paktı üyeleri, Bağlantısız ülkeler, İngiltere, Hollanda gibi bazı Batılı ülkeler, Çin ana karasında hâkim olan Halk Cumhuriyeti'ni Çin'in meşru temsilcisi olarak tanımıştır. "İki Çin" şeklinde isimlendirilen bu dönemin ardından, pek çok ülkenin diplomatik ilişkilerini Çin Halk Cumhuriyeti'nden yana yürütmesiyle 1971 yılında BM Genel Kurulu'nda yapılan oylama neticesinde Pekin hükümeti, Çin'in tek meşru temsilcisi olarak kabul edilmiş Tayvan ve Çin Cumhuriyeti'nin BM ve diğer uluslararası platformlardaki statüsü belirsiz bir konuma düşmüştür.
Birleşmiş Milletlerde hangi hükümetin Çin'i temsil edeceği tartışmaları 1971 yılına kadar sürerken Çin Cumhuriyeti, NATO ülkelerinin büyük bir kesimi tarafından Çin'in meşru temsilcisi olarak görülmüştür.1975 yılında Çan Kay-şek'in, ertesi yıl da Mao Zedong'un ölmesiyle Çin-Tayvan ilişkileri biraz daha ılıman bir hâl almaya başlarken Tayvan, 1987 yılında ilk defa Çin ana karasına seyahatlere izin vermiştir. Ertesi yıl kabul edilen "22 Nokta Düzenlemesi" ile Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Tayvan yatırımlarına vergi muafiyetleri ve mülkiyet hakkı garantisi getirilmiştir. "1992 Uzlaşması" ile ilişkilerindeki işlevsel meselelere daha fazla odaklanabilmek adına Tayvan ve Çin, egemenlik konusunu belirsiz bırakmakta anlaşma sağlamış ancak ekonomik ilişkilerin gelişmesi ve etkileşimlerin artması taraflar arasındaki gerilimleri devam ettirmiştir. 1995 yılının temmuz ayında ise dönemin Tayvan lideri Lee Teng-hui'nin, mezun olduğu ABD'nin Cornell Üniversitesi’nde konuşmaya davet edilmesi ancak ABD Kongresi’nin, diplomatik tanıma olmadığı için vize verilemeyen Lee'nin ülkeye vizesiz girişi için karar alması yeni bir krizi beraberinde getirmiştir. Lee, davete olumlu karşılık verirken bu ziyarete karşı çıkan Pekin yönetimi, 7 Temmuz günü Tayvan Boğazı üzerinde füze denemeleri yapacağını duyurmuştur. Fucien eyaletinde konuşlanan Çin askeri kuvvetleri harekete geçirilirken ağustos ayında yapılan füze denemeleri Ekim ayına gelindiğinde gerçek silahların kullanıldığı çıkarma tatbikatına dönüşmüştür. Bu girişime tepki gösteren ABD ise Başkan Bill Clinton'ın emriyle bölgeye iki uçak gemisi filosu ve bir adet çıkarma gemisi göndererek misilleme yapmıştır. ABD kuvvetleri Tayvan Boğazı'ndan geçerken pasif bir pozisyon sergileyen Çin, 23 Mart 1996 tarihinde, Tayvan'da yapılacak seçimlerde Lee'nin yeniden seçilmesini önlemek adına yeni füze denemeleriyle Tayvan’daki seçmene bir nevi mesaj vermek istemiş fakat bu denemeler her ne kadar Boğaz'daki deniz ticareti ve hava yolu trafiğini aksatsa da Lee'nin yeniden seçilmesine engel olamamıştır. Statüsü hâla tartışmalı ve günümüzde 23 milyona yakın nüfusa sahip olan Tayvan’ı resmi olarak Belize, Esvatini, Guatemala, Haiti, Honduras, Marshâll Adaları, Nauru, Palau, Paraguay, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Tuvalu, Vatikan ve Somaliland tanımaktadır.