CHP’nin ADS vaadi ve kadın istihdamı vaadi, milyonlarca yoksulun istihdamını sağlayan bir sosyal güvenlik ağı ve kadınların da bu sosyal güvenlik ağıyla birlikte genel olarak istihdamını önceliyor. CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Yüksel Taşkın yazdı.
CHP’nin yaşadığımız zamanın ruhuna uygun olduğunu düşündüğüm yoksullukla mücadele stratejisinin farklı ve tamamlayıcı bileşenleri söz konusu.
Aile Destekleri Sigortası (ADS), en önemli projemiz olmakla beraber, bakım emeğini güçlendirme eksenli
sosyal hizmetler devrimi ve
kadın istihdamını arttırıcı politikalarla bir bütün olarak düşünülmeli.
Stratejimizin basit bir çıkış noktası var: Yoksulluktan çıkışın iki etkili aracının kamusal eğitim ve güvenceli istihdam olduğunun bilincindeyiz.
Tam da bu nedenle, hiçbir iktidarın sosyal yardım yapılan yurttaş sayısıyla övünmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Asıl övünülmesi gereken, ne kadar yurttaşı yoksulluktan çıkardığımızdır. Bugün toplumun yaklaşık yüzde 30’u sosyal yardımlara muhtaçtır.
Aile Destekleri Sigortası’nın (ADS) detaylarını paylaştıkça bazı soruların ortaya çıkması doğal ve elbette sağlıklı. İçerisinde bir miktar ideolojik önyargı da barındıran sorulardan birisi, “
Maaşa bağlanan yoksulların çalışmaktan kaçacağı” yönünde.
Bu kesimin üretimle ilişkisi zaten kopuk olduğundan yardımlara bağımlı olduklarını unutmayalım. Milyonlarca insan, sosyal yardım aldığı için istihdamı terk etmiş değildir. İstihdam imkânı bulamadıkları için sosyal yardımlara muhtaç kılınmışlardır.
ADS, asgari ücret üzerinden hesaplanan muhtaçlık sınırının altında kalan hanelerdeki kadına “maaş” bağlamayacak, Aile Geçim Desteği verecektir. Bu ikisi farklıdır. Ayrıca sosyal hizmet boyutunu dikkate alan “destekler” de söz konusudur. Yoksul çocuğa okulda kahvaltı hizmeti sunulması gibi…
Konuyla ilgili İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı, 2021 verilerini dikkate alarak bir çalışma yürütmüştür. Çalışmada “desteklerden” yararlanacak hane tiplerinin 61 binin üzerinde olduğu hesaplanmıştır. Eğer bir aile ADS kapsamına girerse, ailedeki bireylere göre (Örneğin ailede engelli, genç, yaşlı, çocuk var mı?) bir destek planlanacaktır ve bu son derece nesnel biçimde hesaplanabilir olacaktır. Herkes İPA’nın hazırladığı yazılıma bakarak yardım miktarını hesaplayabilir (Bkz.
CHP - Aile Destekleri Sistemi). Nakdi olarak verilecek Aile Geçim Desteği, aile türüne göre 1295 ile 5500 TL arasında olacaktır.
ADS kapsamına alınacak hane sayısı yapılan projeksiyona göre 4 milyon 125 bindir. 2021 yılında sosyal yardımlar için harcanan miktar 97 milyar liraydı ve bu oran GSYH’nin sadece % 1,74’üne, genel bütçenin de yaklaşık % 5,5’ine denk düşmekteydi. CHP’nin hesaplarına göre ADS’nin hayata geçirilme maliyeti 92 milyar, toplam yardım maliyeti ise 190 milyar olacaktır. Burada söz konusu olan açık bir siyasi tercihtir ve biz parti olarak sosyal yardımları genel bütçenin yüzde 11-12’sine çıkarmayı düşünüyoruz.
Bugüne kadar Kur Korumalı Mevduat sistemine 150 milyar harcamış, KOİ’lerle yandaşlarına dolar eksenli servet aktarımında hız kesmemiş bir iktidarın bu türden tercihlerinin karşısında biz de yoksuldan yana bu tercihi yapacağız. Kaynak var mesele zihniyette…
Şimdi “yoksullar destek alırlarsa çalışmazlar” diyenleri yine anımsayalım. Derin yoksulluğa savrulan muhtaçların günü kurtarmak dışında bir seçenekleri yoktur. Oysa desteklenen aileler, biraz güçlendiklerinde hayata katılım yönünde güçlü bir arzu duyarlar. Çocuklarının daha iyi eğitim görmelerine odaklanırlar. Bu nedenle daha iyi yaşam talepleri, dolayısıyla istihdam istekleri de artar. Meseleye bir de buradan bakmakta yarar var…
ADS, sadece Aile Geçim Desteği’ne veya bu ailelere verilecek elektrik/doğalgaz gibi desteklere indirgenemez demiştik. Yoksulların kamusal eğitimden eşit derecede yararlanabilmeleri ve “her eve bir sigortalı” gibi iddialarımızın olduğunu her vesileyle vurgulamıştık.
ADS kapsamındaki bir ailede eğer istihdam edilecek bir genç varsa, kamuda istihdamda öncelikli olacağını anımsatalım. Aşağıda “her eve bir sigortalı” iddiamızı güçlendirmek için kadın istihdamını nasıl arttıracağımızı anlatacağım. Burada kamusal eğitim yoluyla hayata kazandırma iddiamızın biraz daha üzerinde duralım:
ADS kapsamındaki çocukların ilkokul ve ortaokul düzeyinde gıda desteği almalarını sağlayacağız. Artık bir insan hakkı olan internet gibi eğitim araçlarına ulaşmalarını mümkün kılacağız ve eğitimlerinin her aşamasında destek vereceğiz. Böylece iş sahibi bireyler olarak hayata katılacaklar. Yoksul bir ailenin çocuğunu kendi ayakları üzerinde durabilir hâle getirmekten daha etkin bir yoksulluktan çıkış yolu var mıdır?
ADS kapsamındaki çocukların ilkokul ve ortaokul düzeyinde gıda desteği almalarını sağlayacağız. Artık bir insan hakkı olan internet gibi eğitim araçlarına ulaşmalarını mümkün kılacağız ve eğitimlerinin her aşamasında destek vereceğiz.
Gelelim
sosyal hizmetler devriminden ne kastettiğimize:
Sosyal devlet, bakım emeğini güçlendirerek kırılgan kesimlerin hayat kalitelerini arttıran devlettir. Bakım emeğinin ücretsiz olması ve sadece kadınların sırtına yüklenmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki en önemli engellerden birisidir.
Genel Başkanımızın her vesileyle vurguladığı gibi ADS kapsamında sosyal hizmet uzmanlarının sayısını arttıracağız. Her aile hekiminin yanında bir de sosyal hizmet uzmanı olacak. Sosyal hizmet uzmanları, mahallelere sadece ayni/nakdi yardım miktarını belirlemek için arada bir ve korku salarak girmeyecekler.
Mahalle odaklı bütünleşik hizmet anlayışımız gereği mahallere Sosyal Hizmet Merkezleri (SHM) açarak, kalıcı temas mekanizmalarını güçlendireceğiz. Buradaki sosyal hizmet uzmanları, madde bağımlılığından aile içi şiddete kadar bir dizi sorunun teşhis ve çözümü için de etkin hale gelecekler.
Kreşler, anaokulları, okul sonrası eğitim programları, yaşlılar ve engelliler için gündüz bakım merkezleri ve bakım evleri, hastalar, yaşlılar ve engelliler için evde bakım hizmetleri, Sosyal Hizmet Merkezleri nicelik ve nitelik bakımından güçlendirildiğinde hem kırılgan kesimlere hizmet hem de ciddi bir istihdam mümkün olacak ve bu istihdam başta atanmayan gençler olmak üzere, genç ve kadın ağırlıklı olacak.
Hesaplarımıza göre böyle bir sosyal hizmetler devrimi, en azından
yarım milyon (Yerel yönetimler dahil) istihdam demek. Böylelikle uzun süredir ihmal edilen beyaz yakalıların istihdamına ağırlık vereceğiz.
Sosyal hizmetler devriminin bir başka ayağı da yerindelik ilkesi gereği,
yerel yönetimlerin bu alandaki kapasitelerinin arttırılması olacak. Bu başlı başına ayrı bir yazı konusu, şimdilik detaylarına girmeyelim…
Bu adımlarla
bakım emeğinin güçlendirilmesi sağlanmış olacak. Bakım emeği güçlendikçe kadınların ücretsiz bakım yüklerini azaltacak, kamu hizmetleri aracılığıyla ücretli emeğe dönüşümünü destekleyeceğiz.
Görüldüğü gibi bakım emeğinin güçlendirilmesi, yoksullukla mücadele stratejimizin en önemli bileşenlerinden birisi olan, (özellikle)
yoksul kadınların kayıtlı ve tam zamanlı istihdama kazandırılmaları bakımından tetikleyici ve kilit unsurdur.
2022’nin ilk çeyrek rakamlarına göre kadın istihdamı 7,5 milyonken (% 29,5) Kayıtlı ve Tam Zamanlı (KATİ) istihdam 5,8 milyondur (% 18). Oysa çalışma çağındaki kadın nüfusu 32,5 milyondur! Görüldüğü gibi kadınlar kayıt-dışı sömürüden de en fazla etkilenen kesimdir.
Bakım emeğinin güçlendirilmesi, yoksullukla mücadele stratejimizin en önemli bileşenlerinden birisi olan, (özellikle) yoksul kadınların kayıtlı ve tam zamanlı istihdama kazandırılmaları bakımından tetikleyici ve kilit unsurdur.
CHP’nin vaadi, 5 yılda 4 milyon kadının güvenceli istihdama kazandırılmasıyla KATİ’nin yüzde 30’a çıkarılmasıdır. Bu iddia yaşamsal öneme sahiptir; çünkü, sadece Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde değil; İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde de yukarıya tırmanabilmemizin kilidi, kadın istihdamını arttırmaktır. Bu olmadan demokrasi ve refah hedeflerine ulaşamayız veya bunları kalıcı kılamayız…
Genel Başkanımızın “tarımda çalışan gençlerin ve kadınların sigorta primlerini devlet ödeyecek” vaadi, tam da kayıt-dışılığın en can alıcı olduğu alana bir müdahaledir. Kırsal alanda üretimden kopartılan milyonların varoşlara akarak atıl ve muhtaç hâle gelmelerini de engelleyecek önemli adımlardan birisidir bu.
Yine ev işçiliğinde kayıt dışılığı giderecek adımlar atacağız. Evlere temizliğe giden, çocuk bakımında çalışanların (sözde değil gerçekte) prim usulü çalışabilmeleri için büyük çaba harcayacağız. Çocuk bakımında oluşan büyük talebin karşılanması için sonuç verici eğitimler vereceğiz. Bazı gençler bu alanda geçici veya kalıcı istihdam olanağı bulacaklar. Yine sokak ekonomisinden geçinen özellikle Romanlar gibi kesimlerin, alacakları yardımları bu ekonomik faaliyetleri sürdürmelerine bağlamaya çalışacağız.
Yine ADS kapsamında, Evde Engelli Bakımını üstlenen yarım milyonluk (çoğunluğu kadın olan) nüfusun emekliliklerini kolaylaştıracağız. Böylece ücretlendirilen bakım emekleri, emekliliği de kapsayacak.
Elbette buraya kadar açıklananlar yoksul kadınların kreş vb. gibi bakım hizmetleri sayesinde ve kayıt-dışıyla etkin mücadeleyle güvenceli istihdam alanına kazandırılmalarıdır. Maddi ve ideolojik saldırı altındaki orta-sınıfların güçlendirilmeleriyle ilişkili olarak, istihdam boyutu da olan bir çalışmayı ayrıca yürütüyoruz ve yakında kamuoyuyla paylaşacağız.
Partimiz, etkin ve hak temelli bir sosyal devlet lehindeki açık siyasi tercihi doğrultusunda oluşturduğu yoksullukla mücadele stratejilerini nasıl hayata geçireceğini gayet iyi biliyor. Seçmenlerin bu yönde ikna edilmeleri de son derece önemli.
Böylece yoksulluğun aşılmasını değil idare ve istismar edilmesini önceleyen anlayışı tarihe havale edebileceğiz.