CHP'nin İkinci Yüzyıl Toplantısı üzerine
CHP’nin aynı zamanda bir “siyasi vizyon” ekibine ve toplantısına da ihtiyacı var. Özellikle kimliklerle ilgili (Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi) sosyal sorunları nasıl çözeceği üzerine.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin “İkinci yüzyıl” adıyla yaptığı toplantı oldukça ilginçti. “Çok iyiydi” gibi bir ifade yerine ilginçti dememin sebebi düzenlenişiyle ilgili gözüme batan bazı yanlış tercihlerdi. Örneğin Jeremy Rifkin’in ilk konuşmacı olması gibi, ya da bazı akademisyenlerin İstanbul’a gelebilecekken (Refet ve Hakan hocalar) online katılmaları gibi. Bu tercihler bana göre toplantının niteliğini olumsuz etkiledi. Bir diğeri de, her ne kadar bu toplantıya “vizyon” toplantısı denmiş olsa da belki “ekonomik” gibi bir vurguyla bu söylenmeliydi. Çünkü oluşturulan kadro tümüyle ekonomistlerden oluşan bir kadro. Konuşulan konular da doğal olarak ekonomik konular.
Ama doğrusu konuşan ekonomistler bize Türkiye’nin ekonomik sorunlarını nasıl aşarız gibi belirli bir konu etrafında konuşmaktan çok “Biz iyiyiz! Bu işi çözeriz!” kabilinden konuştular. Allah için bu insanlar gerçekten de çok iyi yetişmiş insanlar. Bu konuda bir kuşkum yok. Daron Acemoğlu oldukça tanınmış ve hakkında epeyce bilgimiz olan biri. Ama bence en az onun kadar önemli bir diğeri de Ufuk Akçiğit’di. Tabii Hakan Kara ve Refet Gürkaynak’ın da haklarını yememek lazım. Onlar da bence çok iyi akademisyenler.
Tabii mesele “vizyon” olunca bu akademisyenlerin içerildiği bir vizyon nasıl bir vizyondur acaba diye düşünmemiz gerekmez mi? Daha doğrusu bu akademisyenlerin üzerinde anlaştıkları ortak bir vizyon var mı acaba? Tabii varsa da bu CHP gibi bir partinin vizyonu olarak nasıl düşünülebilecektir? Bu soruların cevaplarını bilmiyorum. Bütün bildiğim, bu insanlar ekonominin çeşitli alanlarında çalışmış, yayınlarıyla çeşitli akademik çevrelerin dikkatlerini çekmiş insanlar. Belki de bunları bir araya getiren partililer ile önceden yapılmış toplantılarda bir vizyon da üretilmiştir. Bunu da bilmiyoruz.
Konu biraz daha güncel ekonomik tartışmalar bağlamına gelince mesela bu akademisyenlerin Türkiye ekonomisine bakış açıları nasıldır? Mesela anti-enflasyon politikaları konusunda nasıl önerileri olacak? Mesela şimdiye dek bu partiyle yakınlığı olduğu düşünülen bazı ekonomistlerin olduğu gibi onlar da sıkı para politikası önererek faizlerin arttırılması yönünde mi öneride bulunacaklar? Yoksa ihracat odaklı bir büyüme önerisinde mi? Doğrusu bunları da bilmiyoruz.
Özellikle günümüz enflasyonunun nasıl dizginleneceği konusu dünyada da oldukça tartışmalı bir konu. Batılı ülkelerin çoğu çözüm için “ortodoks ekonomi politikalarını” uyguluyorlar. Yani faizleri arttırarak, talebin daralmasını sağlamak ve böylelikle fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir etki yaratmak. Bu aşağı doğru etki talebin daralması sonucunda üretimin azalması ve işsizliğin artmasıyla ortaya çıkacaktır. İşsizliğin artmasıyla yedek sanayi ordusunun çoğalması ve ücretler üzerinde aşağı yönlü bir etki yaratması, fiyatlardaki artışların da durmasına yol açacaktır.
Ama görüldüğü gibi bu modelde enflasyonu önlemek, enflasyonun maliyetini çalışanlara ödetmek anlamındadır. Bir siyasi parti tabii ki böyle bir tercihte bulunabilir ama unutmamak lazımdır ki emek piyasalarının sendikalaşma konusunda oldukça güçlü olması bu sonucun ortaya çıkmasını önleyebilecektir.
Bir başka konu da faizlerin arttırılmasının talebi daraltabilmesi için üretim yapan firmaların faiz artışına cevap vererek yatırımlarını ve üretimlerini kısmaları beklentisidir. Ama bir çok çalışmadan biliyoruz ki eğer piyasadaki firmalar pazar gücü yüksek lider firmalarsa faiz artışına beklendiği gibi davranmayabilirler. Tıpkı sendikaların ücretlerin düşmesini önledikleri gibi bu firmalar da artan faiz maliyetlerini fiyatlara geçirerek enflasyona karşı direnç gösterebilirler. Dolaysıyla da faizler arttığı halde enflasyonda istenen sonuçlar elde edilemeyebilir.
Kısacası faizleri arttırmak yoluyla uygulanan anti-enflasyonist para politikası piyasalardaki kurumlaşmalar nedeniyle (sendikalar+tekeller) istenen sonuçları vermeyebilir. Dolayısıyla bir “ekonomik vizyon” üretmek için bir araya getirilen bu iktisatçılardan bizim duymak istediğimiz Türkiye için nasıl bir anti-enflasyonist politika önerecekleri. Bu konu bence yapılan toplantı kadar önemli bir konudur.
Bence bu “vizyon” toplantısı yalnızca “ekonomi” ile sınırlı kalmasın. CHP’nin aynı zamanda bir “siyasi vizyon” ekibine ve toplantısına da ihtiyacı var. Özellikle kimliklerle ilgili (Kürt sorunu ve Alevi sorunu gibi) sosyal sorunları nasıl çözeceği üzerine. Umarım yakında böyle bir hamle de gelir ve tartışılır.