CHP’nin IKBY ziyaretinin anlamı
CHP, Kürt illerindeki varlığını tek başına örgütlenmenin ötesinde ancak cesur söylemlerle kalıcı kılabilir. Doğu Masası’nın Erbil ziyareti, CHP’nin Kürt meselesinin Türkiye’yi aşan bir sorun olduğunu kerhen de olsa kabul ettiğini gösteriyor. Bu açıdan önemli bir dönüm noktası.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son dönemlerde Kürt illerinde daha görünür olmak adına “Doğu Masası” adını verdiği bir yeni çalışma grubuyla sahadaydı. Burada yapılan çalışmalarla partinin Kürt seçmenle olan zayıf bağlarını güçlendirmeyi, örgütsel kapasitesini artırmayı, buna bağlı olarak da bölgedeki oy oranını artırmayı ve Kürt meselesine dair perspektifini güncellemeyi umduğu görülüyor.
Yurt içinde Doğu Masası kurarak görünürlüğünü arttıran, bölgede birçok siyasal aktörle temas kurmayı başaran CHP, şimdi bu mesajı dışarıdaki Kürtlere de taşıma çabasında görünüyor. Nitekim yurtiçindeki Doğu Masası’nın bağlı olduğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığındaki bir heyet Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni ziyaret etti, başta KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani olmak üzere bir dizi görüşme gerçekleştirdiler.
CHP’nin bölgedeki varlığını siyaseten anlamlı ve kalıcı hale getirecek olan şey, tek başına yeniden örgütlenme ve sahada olmak olmayacaktır. Bunu tamamlayacak olan şey hatta bu varlığı kalıcı hale getirecek olan şey, cesur söylemler olmak zorundadır. Bu açıdan CHP’nin Kürdistan ziyareti bu meseledeki ciddiyetini ve iktidarın söylem sınırını aşmak konusunda bir ciddiyet göstergesidir.
Tabii ki Kürt meselesine salt oy endeksli bakmak da iktidar hazırlığında olan bir siyasal parti için yetersiz, çünkü Kürt meselesi aynı zamanda Türkiye’nin dış politikada komşuları ile ilişkilerinin de en önemli belirleyicisi olmaya devam ediyor. Öte taraftan CHP’nin bu ziyareti, Kürt meselesinin Türkiye’yi içeren ama aşan bölgesel bir sorun olduğunu kerhen kabul etmesini göstermesi açısından da önemli bir dönüm noktası.
Daha birkaç yıl önce iktidarı “Barzani ile Megri megri şarkısını söylediniz” diye eleştiren CHP’nin, Erbil’e heyet gönderip Barzani ile görüşmesi çözüm sürecini kriminalize eden siyasal dilden uzaklaşmaya başlamasını göstermesi adına umut verici. Yine bu durum Türkiye’nin Kürt meselesinin zayıf karınlarından olan Rojava ile alakalı CHP’nin çatışma dinamiğini ortadan kaldıracak adımlar atabileceğine de dair hissiyatı güçlendirmiştir.
Bu ziyaret Kürdistan Bölgesel Yönetimi için Türkiye ile ilişkilerinin “Erdoğan – Barzani dostluğu” ya da “gerilimi” üzerinden değil daha kurumsal ve diplomatik ilişkiler üzerinden yürüyebileceğini göstermesi açısından önemli bir fırsat olduğu kadar CHP’nin Erdoğan sonrası Kürtlerle kuracağı ilişkilerin seçim endeksli olmanın ötesinde bir projeksiyon olduğunu göstermesi açısında da önemli bir fırsat olarak görünüyor.