Loading...
- Vize serbestiyesi sürecinin hız kazanması gerekmektedir.
- Türkiye, Yeşil Mutabakatı öncelikli hedef olarak belirlemelidir.
- 23. Yargı ve Temel Haklar ve 24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik; bu fasıllara konulan blokaj kaldırılmalıdır. Bu konuda Yunanistan ve GKRY muhalefetine karşı Türkiye’nin yalnız bir ülke olarak bırakılmaması gerekmektedir. Kuşkusuz Türkiye’nin yani bizim de bu fasılların yerine getirmesi gerekir. Bunun da bilincindeyiz.
- Terörle mücadele yasası, uluslararası hukuk normlarına göre yeniden şekillendirilmelidir.
- Kamuda şeffaflık öncelenmeli, bunun için gerekli altyapı oluşturulmalıdır.
- Kişisel verilerin korunması ve kişisel verilerle ilgili kurulan kurulun tam bağımsız olması sağlanmalıdır.
- Gümrük Birliği’nin modernizasyonu için Türkiye ve Avrupa karşılıklı olarak yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
- Enerji güvenliği konusunda Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yalnızlaştırılmasının önüne geçecek politika hamleleri yapılması gerekmektedir. AB ülkeleri GKRY ve Yunanistan güdümünde hareket etmemelidir. Haklı olarak sormamız gerekiyor. Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu’nda Türkiye neden yer almıyor. Türkiye, bu sorunun yanıtını almak zorundadır.
- Mülteci ve sığınmacı konusunda Türkiye sığınmacıları tutmak zorunda olan bir ülke konumuna sokulmamalıdır. Biz Türkiye ile AB’nin sığınmacı sorununda ortak sorumluluk ve külfet üstlenerek yaklaşmalarını beklerdik.” tespitleriyle partisinin pozisyonunu ortaya koydu.
Bugün siyasi iktidar AB ile para karşılığı Suriyelileri Türkiye’de tutma anlaşması karşılığında; demokrasi, özgürlük, adalet gibi AB değerlerinde yaşanan ihlaller karşısında genel politikasının sessizlik, görmezden gelme olduğu açıktır.Diğer yandan AB ile ilişkilerde gerçek şudur: Bugün siyasi iktidar AB ile para karşılığı Suriyelileri Türkiye’de tutma anlaşması karşılığında; demokrasi, özgürlük, adalet gibi AB değerlerinde yaşanan ihlaller karşısında genel politikasının sessizlik, görmezden gelme olduğu açıktır. Bu açıdan AB liderlerinin siyasi iktidarın iktidar olma halinin sürmesini istediklerini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu açıdan sadece Türkiye’nin AB’ye bakışı kadar, AB’nin de Türkiye bakışı değişmek zorundadır. Bu da ancak eş düzeyli bir ilişki ile mümkün olabilir. Rusya-Ukrayna savaşı, AB’nin Türkiye’ye, Türkiye’nin de AB’ye bakışı açısından yeni bir dönem başlatma imkânı ortaya çıkardı. Ancak bunun gerçekleşmesi karşılıklı samimiyete bağlı olduğu da unutulmamalıdır. Ancak bugün için acı gerçek, AB’nin de siyasi iktidarın da birbirine karşı yeterince samimi olmadıklarıdır.