Akdoğan, sosyal medya hesabından şu açıklamalarda bulundu:
"Değerli Dostlarım,
Kıymetli Yol Arkadaşlarım;
2020 senesinde yapılan 37. Olağan Kurultayımızda örgütümüzün çok yüksek desteği ile Parti Meclisi Üyesi olarak seçildim. O günden sonra ne yaptın derseniz “Elimden geldiğince çok çalıştım.” diyebilirim. PM üyesi olarak seçildiğim günden bugüne, 3 yıl, 3 ay içinde gerçekleştirdiğim çalışmalarıma dair raporumu sizlere ayrıca arz edeceğim.
Bu dönemde mahallelerinin tümüne gittiğim, alanda, sokakta olduğum, doğduğum, büyüdüğüm, okuduğum Ankara 3. Bölgeden Milletvekili seçildim. Bana bu onuru yaşattığınız için sizlere minnet borçluyum.
Geldiğimiz noktada, özgür irademle, partililik bilincimle, sokağın nabzını iyi tutmaya çalışan bir siyasetçi olarak Partimizin bir değişime ihtiyacı olduğunu da savundum, savunuyorum.
Şimdi 38. Olağan Kurultayımıza gidiyoruz.
Bu kurultayda Parti Meclisi Üyeliğine aday değilim.
Neden?
PM üyeliğine ilk kez 2012’de, 26 yaşında seçilmiştim. 6 sene sonra 2020’de bu onurlu göreve bir kez daha seçildim ve PM'deki bu ikinci dönemim ertelemek durumunda kalınan Kurultayımız nedeniyle uzun sürdü. 3 yıl 3 ayın ardından PM’deki görevime yine bir es veriyorum.
Kurultaya kadar değişim sürecine, kurultaydan sonra da parlemento deneyimimi arttırma gayesine bu kararımın daha çok hizmet edeceğini düşünüyorum. Kaldı ki ben olmazsam da bu onurlu görevi en az benim kadar hatta benden daha iyi yerine getirebilecek CHP örgütünde yetişmiş nice genç, kadın, deneyimli yol arkadaşlarım olduğunu da biliyorum.
Deneyimli vekillerimizin iki görevi birden üstlenmesini veya ilk kez vekil olup da daha önce PM’de görev yapmayan dostlarımızın bu görevi de taşımasını da gerekli buluyorum.
Siyaset bir takım işi.
Siyasal kimlikleri tabana yaymak, temsiliyet mekanizmasını daha farklı isimlerle çalıştırmak bir zorunluluk. Partimizin bu tartışmalı döneminde bu zorunluluğun gereğine biraz olsun hizmet edebilirsem ne mutlu.
Açık, şeffaf, rahat, doğal olmak en konforlu şeydir siyasette. Hep öyle oldum, olacağım.
4 Kasım’da Genel Başkanlık seçiminde oyumu Sn. Özgür Özel’e vereceğim.
1972 Kurultayına giderken söylenen “Ecevitçi olmak İsmet Paşa’yı sevmeye, İsmet Paşa’yı sevmek Ecevitçi olmaya engel değildir.” sözüne atfen içtenlikle söyleyebilirim ki bu kararım Genel Başkanımız Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nu sevmeme engel değildir. Vefa ise görevde olan, makamında bulunan kişilere gösterildiği iddia edilen değil, o kişiler görevden ayrıldıktan sonra gösterilen önemli bir kavramdır. Zaman bize bu duygunun kimde olduğunu da gösterecektir.
5 Kasım’da ise sadece oy vermekle kalmayacak, örgütümüzün sesini PM’ye yansıtacağına inandığım her bir aday için özel olarak çalışacağım. Partiyi geri götürdüğüne inandığım isimlerin ise bir süre dinlenmeleri gerektiğini, sözüme değer veren herkese söyleyeceğim.
6 Kasım Pazartesi sabahı ise her pazartesi olduğu gibi seçim bölgemde sokaklarda olacak, 31 Mart 2024 gününe kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağım.
Bu düşüncelerimi tüm örgütümüze arz ediyor, saygılar sunuyorum."
