Tekin’in açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının raporuna göre ekonomik nedenlerle ailesinin bakamadığı çocuk sayısı 2002’de 12 bin 75 iken, bu sayı Temmuz 2023 itibarıyla 165 bine yükseldi. Sayınına 165 bin 201'e yükselmesi, yoksulluğun ve ekonomik zorlukların toplumumuz üzerindeki yıkıcı etkisini göstermektedir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının 2023 yılı bütçe sunuş konuşmasına göre 2022 yılında 84.6 milyonluk Türkiye nüfusunun 60 milyonu ekonomik ve sosyal yardım alabilmek için “Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (BSYBS)”ne kayıt yaptırdı. Bu sayı 2014’te 30.5 milyon, 2021’de 57.5 milyon kişiydi. Kayıtlı hane sayısı da 2014’ye 8 milyon iken 2021’de bu sayı 17.7 milyona fırladı.
Ekonomik krizin milyonlarca haneyi sosyal yardımlar ile yaşamaya mecbur bırakması, yoksulluğun çözüm bekleyen acil bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın yayımladığı Açlık Haritasına göre, Türkiye genelinde 20 milyon kişi yetersiz besleniyor. Derin yoksulluk içindeki çocukların temel ihtiyaçlarını karşılayamaması, sağlıklı bir gelişim sürecini tehlikeye atmaktadır. Eğitim, sağlık ve beslenme gibi önemli unsurlardan mahrum kalan bu çocuklar, gelecekleri ve potansiyelleri açısından büyük risk altındadır. Toplumun en savunmasız ve korunmaya muhtaç üyeleri olan çocukların yaşadığı bu zor durum, hepimizin acilen üzerine düşmesi gereken bir sorumluluktur.
İstatistiklere göre bugün Türkiye’de her 5 kişiden 1’i yoksullaşmış durumdadır. Yaşanan yoksulluktan en fazla etkilenen ise çocuklar. Beslenme, çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmeleri ve potansiyellerini tam olarak kullanabilmeleri için temel bir ihtiyaçtır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz etkiler ve uzun dönemde ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu sorunu çözmek için hükümet, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve toplumun tüm kesimleri birlikte çalışmalıdır. Ekonomik durumu zayıf olan ailelere yönelik daha fazla sosyal yardım ve destek programları düzenlenmeli, beslenme ve sağlık hizmetlerine erişim kolaylaştırılmalı, eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılarak ailelere beslenme konusunda bilgi verilmelidir.
Derin yoksulluk içindeki çocukların yaşadığı bu zor durumu göz ardı edemeyiz. Toplumumuzun refahı ve geleceği, çocuklarımızın güvende ve sağlıklı bir şekilde büyümesiyle mümkündür. Bu acil sorunun çözümünde herkesi ortak çaba göstermeye ve çözüm odaklı adımlar atmaya davet ediyoruz. Yoksullukla mücadele, herkesin ortak sorumluluğudur ve bu süreçte her bireyin ve kurumun katkısı büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, ailesinin yanında dahi beslenemeyen çocukların durumu, toplumun ve iktidarın daha fazla dikkatini gerektiren bir sorundur. Bu konuda yapılacak önlemler ve toplumsal dayanışma, bu çocukların hayatlarını daha iyiye taşımak için elzemdir.