TBMM Genel Kurulu'nda; TBMM, Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçeleri görüşülüyor.
Görüşmelerde Adalet Bakanlığı bütçesine ilişkin söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, "Bir seçim yenilgisinden ders çıkarmak yerine bize oy veren vatandaşı cezalandıran anlayışa karşı çıkıyoruz. Anayasayı uygulamayan bir anlayışla, değişmez maddelerin bile tartışıldığı yeni anayasa tartışmasına girmeyi reddediyoruz. Kurmaya çalıştığınız tuzaklı masaya oturmadığımız için intikam duygusuyla hareket etmenize acıyarak bakıyoruz" diye konuştu.
Gökçen, şunları söyledi:
* Adalet, bugün bize anlatılan hikayelerden hatta kurumlardan bile ibaret değildir. Adalet, çok zengin olmayan, çok güçlüyü tanımayan yalnızca haksızlığa uğradığı için bu adaletsizliğin giderildiği bir sitemi kurmaktır. 22 yıl bahane üretmek yerine bu sistemi kurmak için fazla bile uzundur. Adaletsizliğe uğrayanın kim olduğu, kime yakın olduğu, ne kadar yoksul olduğu önemli olmamalıdır. Adaletsizliğe uğrayan Can Atalay gibi bir milltevekili, Ahmet Özer gibi bir belediye başkanı, Osman Kavala gibi, Tayfun Kahraman gibi ülkesinin geleceğini düşünen birileri olabilir.
* Haksızlığa uğrayan 'İsrail'le ticareti durdurun' dediği için çıplak aramaya maruz kalan başörtülü gençler olabilir. Haksızlığa uğrayan dün üniversiteye girememiş başörtülü bir genç bugün ise yaşam tarzından dolayı hedef gösterilenler hatta Cumhurbaşkanı tarafından 'sürtük' denilenler de olabilir. Haksızlığa uğrayan şiir okuduğu için cezaevine giren bir başka gün hakimi Samsun'a sürülen ahmakça dava ile taciz edilen siyasetçiler olabilir.
* Ama iktidar ile bizim aramızda büyük bir fark var. Siz adaleti beton binalarla inşa ettiğinizi düşünürsünüz bizler o binalara baktığında adalet görmek isteyen vatandaşlarımızın duygusunu önemseriz. Siz vatandaşımızın yoksulluğunu, emeklinin durumunu, bir gencin kuramadığı hayalleri, bir anne için kreşin ne anlam ifade ettiğini, bir çocuğun okula aç gitmesinin bir toplum için ne kadar onur kırıcı olduğunu görmek yerine bunların üstüne bir anayasa tartışması ile sis perdesi örtmek istersiniz bizler ise bağımsız, güçlü bir yargı sistemi istiyoruz.
* Bizler için adalet ancak herkes için varsa vardır. Adalet Bakanlığı verilerine göre bir dosyanın görülme süresi 2015 ve 2013 yılları arasında kasten öldürmede 136 günden 223 güne çıkmış, kasten yaralamada 80 günden 143 güne çıktı, cinsel saldırıda 100 gün olan süre 141 güne çıktı. Yıl içinde açılan dosya endeksine göre çocukların cinsel istismarında yüzde 94 artış yaşandı. Ceza mahkemelerinde bir dosyanın görülme süresi kasten öldürmede 326 günden 412 güne çıktı, cinsel saldırıda 265 günden 339 güne çıktı.
* Bu verilerin özeti şudur; bir çocuk istismara uğradığında, bir insan öldürüldüğünde, uyuşturucu ticareti yapıldığında, bir kadın tecavüze uğradığında yargı çok uzun süre bu dosyalara bakmamaktadır. Yargı bu dosyalara bakmadığında caydırıcılık da sağlanamamaktadır. Bu suçlar yeniden işlenmektedir. Sizin verileriniz de bu artışı kanıtlamaktadır. Daha kötüsü vatandaşın cebinden, ekmeğinden, çocuğunun harçlığından keserek verilen vergileri isterken siz bu sorunu çözmeyi bile vaad etmemişsiniz. Bugüne dek tek bir ilerleme kaydetmemişsiniz, ilerleme düşüncemiz yok diyorsunuz. Bu bütçeye hayır diyoruz.
* Bir seçim yenilgisinden ders çıkarmak yerine bize oy veren vatandaşı cezalandıran anlayışa karşı çıkıyoruz. Anayasayı uygulamayan bir anlayışla, değişmez maddelerin bile tartışıldığı yeni anayasa tartışmasına girmeyi reddediyoruz. Kurmaya çalıştığınız tuzaklı masaya oturmadığımız için intikam duygusuyla hareket etmenize acıyarak bakıyoruz.