Politika

CHP'li Erdoğan Toprak'tan Erdoğan'a 'HÜDA PAR' eleştirisi

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, HÜDA-PAR'ın başlattığı 'Anayasanın dördüncü maddesi' tartışmasıyla ilgili konuştu: "Erdoğan, HÜDA PAR’a Anayasa’nın 4. Maddesiyle sorunları olmadığını söylemekle yetiniyor."

Abone Ol

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun "Biz, Anayasa’nın 4'üncü maddesi olmasın diyoruz. 4'üncü madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır" sözleri sonrası başlayan yeni Anayasa tartışması devam ediyor.

Son olarak CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunda, Anayasa tartışmalarına ilişkin "Cumhur İttifakı ortaklarından HÜDA PAR, Anayasa’nın 4. Maddesinin kaldırılmasını istiyor. HÜDA PAR Genel Başkanı ilk üç maddeden rahatsızlığını ifade etmek yerine, siyasi kurnazlıkla 4. Maddenin değiştirilmesini talep ederek, Cumhuriyet'in niteliklerini tartışmaya açmak, güvencesini ortadan kaldırmak istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR’a Anayasa’nın 4. Maddesiyle sorunları olmadığını söylemekle yetiniyor. Yeni anayasa çağrıları yaparken oy kaygısıyla Cumhuriyet'i, laikliği, hukuk devletini savunmaya, sahip çıkmaya mesafeli duruyor" dedi.

Toprak raporda, yeni OVP, HÜDA- PAR'ın Anayasa'nın 4. maddesinin kaldırılmasına ilişkin açıklamaları, İsrail'in yaptığı saldırılar ve ekonomideki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

'Sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin tümüyle özelleştirilmesi hedefleniyor'

Toprak’ın raporundan öne çıkanlar şöyle:

* 2025-2027 arası üç yıllık dönem için açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP), 2025 yılından itibaren sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin radikal şekilde değiştirilmesi, ‘ikinci emekli aylığı’ vaat edilerek Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne (TES) geçilmesi öngörülmektedir. Getirilmek istenen modelde çalışanların zorunlu olarak katılacağı Otomatik Katılım Sistemi’nin (OKS) işveren ve devlet katkısıyla ikinci basamak emeklilik sistemine dönüştürülüp TES olarak 2025’in son çeyreğinde işlerlik kazanacağı vurgulanıyor. Halen isteğe bağlı Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) ikinci emeklilik maaşı söz konusuyken TES ile orta ve uzun vadede SGK’nın küçültülmesi, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin tümüyle özelleştirilmesi hedefleniyor.

"Düşük ücretli, tazminatsız, fazla mesaisiz çalıştırılacak ‘çağdaş köleler’ talebi"

* TES’teki en kritik düzenleme kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasını ve işverenlerin rahatlatılmasını amaçlayan aylık tazminat uygulaması. İşverenler her ay çalışanlarına maaşının yüzde 8,33'ünü tazminat olarak ödeyecek. Böylece işçinin işverenden hizmet yılları karşılığı kıdem tazminatı alması uygulamadan kalkacak. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını da yanına alarak iktidardan talep ettiği 12 maddelik ‘İşveren dostu önlem ve destekler’, TES ile hayata geçirilecek modeli esas alan düşük ücretli, tazminatsız, fazla mesaisiz çalıştırılacak ‘çağdaş köleler’ talebidir.

* İçişleri Bakanının MÜSİAD üyeleriyle toplantısında, telefonları kapattırıp sığınmacı ve göçmen istihdamına kolaylık sağlayan düzenlemelerin yakında açıklanacağını müjdelemesi, TES’e itiraz etmesi olası işçilere, sendikalara ve konfederasyonlara Suriyeli, Afgan, Afrikalı ucuz işçi alternatifi üzerinden göz dağı verip tehdit etmektir.

'Erdoğan, HÜDA PAR’a Anayasa’nın 4. Maddesiyle sorunları olmadığını söylemekle yetiniyor'

* Hiçbir kamuoyu yoklamasında halkın öncelikleri arasında yeni anayasa yok. Buna karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhur İttifakı ortakları rutin aralıklarla yeni anayasa tartışması açıyorlar. Israrla vurguladıkları ‘darbe anayasası’ söylemine karşılık 22 yılda dörtte üçünden fazlasını kendilerinin değiştirdiği Anayasa’yı bile sürekli çiğneyip uygulamıyorlar. Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) kapatmak isteyen iktidar ittifakı, icraatlarının yargısal denetime tabi olmasından kurtulmak istiyor.

* Şimdi de Cumhur İttifakı ortaklarından HÜDA PAR, Anayasa’nın 4. Maddesinin kaldırılmasını istiyor. 4. Madde, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma niteliklerini tanımlayan, başkentini, bayrağını, dilini, istiklal marşını içeren değiştirilemez ilk üç maddenin güvencesidir. HÜDA PAR Genel Başkanı ilk üç maddeden rahatsızlığını ifade etmek yerine, siyasi kurnazlıkla 4. Maddenin değiştirilmesini talep ederek Cumhuriyet'in niteliklerini tartışmaya açmak, güvencesini ortadan kaldırmak istiyor. Oysa düşünce ve inanç özgürlüğünün teminatı olan laikliğin kendi partisi için de güvence sağladığının farkında değil. Laiklik ve demokratik Cumhuriyet sayesinde ekranlara çıkıp Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya dönük görüşlerini dile getirebiliyor.

* Din ve inanç dayatmalarına karşı, dini yaklaşımlardaki ayrışmalarla ortaya çıkan tarikatlar, din ticaretiyle holdingleşerek zenginleşirken önlerindeki tek engel olarak laikliği görüyor. Bu kadar çok farklı tarikat ve cemaatin varlığı bile din üzerindeki anlaşmazlıkların, görüş ayrılıklarının, diğer inançları yok saymanın göstergesiyken laiklik tüm düşünce ve inanç farklılıklarının güvencesi. Hukuk devleti ise adaletin eşit yurttaşlığın teminatı olarak Anayasa’da yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR’a Anayasa’nın 4. Maddesiyle sorunları olmadığını söylemekle yetiniyor. Yeni anayasa çağrıları yaparken oy kaygısıyla Cumhuriyet'i, laikliği, hukuk devletini savunmaya, sahip çıkmaya mesafeli duruyor.

'AYM Başkanı, en temel yargı kurallarının bugün itibarıyla işlemediğini ilan etmiş oldu'

* Referandumda kabul edilerek 2012’de yürürlüğe giren AYM’ye bireysel başvuru hakkı, o dönemde iktidar tarafından yürütülen ‘yetmez ama evet’ kampanyasında AB hukukuna uyum, hukuk devletinin güçlendirilmesi, bağımsız yargıdaki tüm hukuk yollarının yurttaşlarca özgürce kullanılması ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) açılan davalar öncesinde iç hukuk yoluyla adaletin tesisi açısından nihai adalet olarak savunulmuştu.

* Yargıdaki siyasallaşma, iktidar gölgesi ve adaletsizlik öylesine yaygınlaştı ki son olarak Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanını AYM üyeliğine atayarak en üst yargı organını da kontrolü altına almak isteyen iktidar, buna rağmen AYM’den ve bazı kararlarından rahatsızlığını gündeme getirerek AYM’nin kapatılmasını tartışmaya açıyor. AYM Başkanı Kadir Özkaya’nın bireysel başvuru hakkının yıl dönümü ve Cumhurbaşkanının AYM üyeliğine atadığı Metin Kıratlı’nın yemini için düzenlenen törendeki konuşmasında, yargı organlarına hukuk içinde kalma çağrısı yapması, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı adına ciddi bir endişeyi yansıtmaktadır.

* AYM Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı törende, ‘Yargı bağımsız ve tarafsız olmalı, bireysel başvuruların etkinliği korunmalı ve yargı makamları hukuk içinde kalmalı’ diyerek en temel yargı kurallarının bugün itibarıyla işlemediğini ilan etmiş oldu. Yargı tarafsız ve bağımsızsa AYM Başkanı niçin yargı organlarına ve iktidara bu uyarıyı yapma ihtiyacı duysun?