Akdoğan, “TÜİK’in her yıl çocuklara ilişkin yayımladığı istatistiklere göre 2022 yılında güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı geçen yıl, bir önceki yıla göre yüzde 20.5 artarak 601 bin 754’e çıktı. Bu olaylarda çocukların 259 bin 106’sı mağdur olarak, 206 bin 853’ü suça sürüklenme sebebiyle, 100 bin 490’ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499’u kayıp olması sebebiyle, 12 bin 684’ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 122’si ise bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi. Buna göre, çocuklarımızın büyük kısmı ya mağdur ya fail olarak güvenlik birimine getiriliyor. Diğer bir grup çocuğun da bilgisine başvurulması için güvenlik birimine getirildiğini görüyoruz. Yani ya olaylara şahit olmuşlar ya da bir bilgileri olduğu için getirilmişler. Sonuçta sebebi ne olursa olsun çocuklarımız aslında hiç bulunmamaları gereken bir ortama geçen yıla oranla %20,5 fazla gelmiş veya getirilmişler” dedi.
“Bir nesli kaybetmemek için çocuklarımızı suça iten veya suçun mağduru haline getiren sebepleri ortadan kaldırmalıyız”
Çocuk psikolojisi ve sağlığı konusundaki uzmanların yapılan araştırmalarda, suç işleyen çocukların çoğunun özellikle ekonomik olarak dar gelirli ailelerden geldiğinin altını çizdiğini ifade ettiğini hatırlatan Akdoğan, “Ekonomik kriz ve giderek düşen alım gücünün çocuklarımız üzerindeki olumsuz etkilerinin gözardı edilmemesi gerekir. Çocukların suça sürüklenmesindeki ana etmenlerden birinin artan yoksulluk ile önleme politikalarının yeterli şekilde sisteme entegre edilmemesi olduğunu uzmanlar söylüyor. Biz politika ve yasa yapıcılar bu uyarılara gözlerimizi, kulaklarımızı kapatamayız Çünkü çocuklarımızın yeri ıslah evleri değil. Çocuklarımızın yeri güvenlik birimleri değil. Çocuklarımızın yeri okullarıdır. Çocuklarımıza güvenli bir gelecek okullarında kurulur.” diyerek TBMM’de konu ile ilgili bir araştırma Komisyonu kurulmasının alınacak tedbirler ve çözüm önerileri için önemli olduğunu söyledi.
Akdoğan, Anayasanın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41.maddesinin son fıkrasında, devletin, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri almakla görevli olduğunun hüküm altına alındığını hatırlattı ve yeni yasama dönemi için iktidar vekillerine çağrıda bulundu; “Uzman görüşlerini alarak ve objektif bir yöntemle konuyu detaylı inceleyerek yapılacak bir çalışma iktidarıyla, muhalefetiyle tüm vekillerin görevi. Çünkü çocuklarımızın suçtan uzak bir ortamda büyümeleri için gerekli tedbirleri almazsak, bir nesli kaybederiz.”dedi