CHP, terör eylemlerini bastırmak için hareket eden sivillere yargılama muafiyeti sağlayan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin iptali için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidiyor.
CHP Milletvekili Avukat Haluk Pekşen, “Sivilin biri bugün çekti birini vurdu, adam öldü. Vuran kişi, adam FETÖcü’ydü, terör eylemi hazırlığı içindeydi, dediği an yargılanmayacak. Can alıcı kısmı şu ki; 15 Temmuz gecesi, demiyor. 15 Temmuz eylemini esas alarak, devam eden bütün eylemlere yargılama istisnası getiriyor” dedi.
Hukukçu Kerem Altıparmak yeni KHK’nin “terör olaylarını bastıran sivillere yargı muafiyeti” öngören maddesini yorumladı
Hürriyet'in haberine göre, hükmün iptali için acil koduyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (
AİHM) başvuracağını açıklayan Pekşen, gerekçelerini şöyle anlattı:
“Anayasa Mahkemesi (AYM) OHAL’ döneminde çıkan KHK’leri yargılamam, dediği için bu KHK çıktı ve Türkiye bu kaos düzenine sürüklendi.
Burada can alıcı nokta şu; 15 Temmuz gecesi, demiyor. 15 Temmuz temel eylemenini esas alarak, devam eden bütün eylemlere yargılanma engeli getiriyor. Sadece 15 Temmuz’u değil; bugünü, yarını da kapsıyor. Eylemin türü, şekli hakkında hiç bir sınırlama yok. Sivilin biri bugün çekti birini vurdu. Yasada bir istisna var mı? Cinayet kapsam dışı, diyor mu? Demiyor. Adam FETÖ’cüydü, terör eylemi hazırlığı içindeydi, ben de çektim vurdum, dediği an yargılanmayacak.
Biri generalin kafasını kesse, Emniyet Müdürüne bıçak saplasa ve ben burada 15 Temmuz'a karşı direniyorum, dese hiçbir hukuki sorumluluğu yok. Türkiye’de artık hiç kimsenin can güveniliği yoktur. Bu reisin adamlarının düzenidir artık.
"İç savaş kararnamesi" 121. madde neyi öngörüyor?
Bugün itibariyle çalışmaya başladım. İki başvuru yapacağım biri AYM’ye; ki onlara bu işi çözecek bir hukuk mahkemesi oldukları için değil, iç hukuk yolunu tüketmek için götüreceğim. İkincisi de AİHM’e acil yargılamayı gerektiren bir konu olarak götüreceğim. Toplumda infial yaratan ve sonuçları itibariyle telafisi imkansız hak ihlalleri sonucu doğuracak bir düzenleme olduğu için, pilot dava olarak götüreceğim. Hatta bunu STrazburg’a gidip, elden doğrudan vermeyi düşünüyorum. Bu tür durumlarda AİHM ivedi yargılama prosedürü uygulayabiliyor.
Yetkim olsa, AYM’yi derhal, hiç bir saniye tereddüt etmem kapatırım ve üyelerin tamamını istisnasız yargıya terk ederim. Bu KHK'nin çıkarılması siyasi iktidardan çok AYM'nin sorumluluğunu gerektirir. AYM bugün Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağıdır. Türkiye’de bugün önce demokrasi ve hukuk devleti yıkıldı; şimdi de devleti tümden yıkıyorlar. Bunun yasal kılıfını bulma yükümlülüğünü de AYM sağlıyor. Bu eşkıya, dünyaya hükümdar oldu, anlamına geliyor."
121. MADDE
KHK’nın 121. maddesi şöyle: “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2017 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fırka hükümleri uygulanır”
Daha önceki düzenleme şu şekildeydi:
"15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz."