Çetelere yapılan operasyonlar gri listeden çıkmak için olabilir
Neredeyse eş anlı olarak çeşitli çetelere ve suç örgütlerine ses getiren operasyonlar yapılmaya başlandı. Bu operasyonlardan birinin görüntüsünün basına sızmasıysa tartışma konusu oldu. Bu paylaşımın tek taraflı bir mektup olduğu açıktır.
Son zamanlarda kabine değişikliğiyle birlikte ciddi yönetim değişiklikleri göze çarpmaktadır. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığındaki değişikliklerin etkileri basında ciddi bir yankı uyandırdı. Elbette Hazine ve Maliye Bakanlığındaki değişimi daha erken görmeye başladık. Ancak birkaç gündür İçişleri Bakanlığındaki uygulama farklılıkları da gündem oldu. Öncelikle bakanlık kadrolarındaki sert değişimler haberlere yansımıştı. Kısa bir süre önce de rütbeleri geri alınan Hanefi Avcı ve Sabri Uzun’a rütbeleri iade edildi.
Neredeyse eş anlı olarak çeşitli çetelere ve suç örgütlerine ses getiren operasyonlar yapılmaya başlandı. Bu operasyonlardan birinin görüntüsünün basına sızmasıysa tartışma konusu oldu. Bu paylaşımın tek taraflı bir mektup olduğu açıktır. Ancak bu mektubun alıcısı olarak basın yoğun bir biçimde şimdilerde milletvekili olan eski bir bakanı işaret etmektedir. Oysa bu mektubun alıcısının iktidar partisi dışında bir mecra olması daha muhtemeldir.
Bu yazımda açıklayacağım üzere, bu mektubun alıcısı kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele önlemlerinin yetersiz olması gerekçesiyle 2021 yılında Türkiye’yi gri listeye alan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü (The Financial Action Task Force, FATF) adlı kurumdur.
Bilindiği üzere ülkemiz 2021 yılı itibariyle maalesef FATF’ın gri listesinde. Daha önce Suriye savaşını takip eden süreçte 2011 ve 2014 arasında da bu listede kalmıştık. Bu süre zarfında da Mehmet Şimşek bakanlık makamındaydı ve gri listeden çıkmak için ciddi anlamda çaba harcadığı biliniyordu. Türkiye’nin gri listeye alınma nedenini FATF kara para ve terörün finansmanıyla mücadele etmede başarısızlık olarak açıklıyordu. Aslında FATF’ın raporunda daha detaylı maddeler bulunmaktadır. Yazının altına bunlardan bazılarının bağlantısını koyacağım. Dilerseniz okuyabilirsiniz. FATF’ın sitesinde “Türkiye'nin Karşılıklı Değerlendirilmesi” başlıklı sayfada bazı öneriler sıralanmıştır. Bu öneriler özetle kara para aklama nedeniyle verilen cezaların azlığına, bu cezaların yeterince ağır olmamasına ve bunlarla yeterince mücadele edilmemesine vurgu yapılmaktadır.
Sonuç olarak bu tür uluslararası boyuta gelmiş ciddi ekonomik değeri olan çetelere yapılan operasyonlar ekonomi politikalarıyla birlikte okunduğunda anlam kazanmaktadır. Uluslararası finansal sisteme yakınlaşmak için son zamanlarda merkezi yönetimin harcadığı efor ortadadır. Görülecektir ki ilerleyen günlerde çetelere yapılan başka operasyonların videoları da ulusal ve uluslararası basının gündemine gelecektir. Diğer yandan alınan kararların iktidar partisi içindeki bir çıkar çatışması nedeniyle verildiğini sanmıyorum.
Nitekim iktidar partisi belediye seçimi öncesi böyle bir çatışmaya meydan vermeyecektir. Şu an bu tür durumları politik ekonomi çerçevesi dışında okumak yanlış çıkarımlar yapmaya neden olabilir. Bu okumaların yanlış yapılması önümüzdeki seçimlerde muhalefet partilerini efektif olmayan politikalar yönetmeye götürebilecektir.
---
Kaynaklar:
https://www.fatf-gafi.org/en/countries/detail/Turkey.html
https://www.fatf-gafi.org/en/publications/Mutualevaluations/Mutualevaluationofturkey.html
https://www.fatf-gafi.org/en/publications/high-risk-and-other-monitored-jurisdictions/documents/increased-monitoring-october-2021.html