Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kara harekatına ilişkin olarak, "Bizim için en uygun vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz" dedi. Erdoğan, "Gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekatlarla bu şeridin bir kısmını oluşturduk. Kalanlarını da Tel Rıfat, Münbiç, Ayn El Arab gibi çıban başı yerlerden başlayarak adım adım halledeceğiz" ifadesini kullandı. Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi: - Düzce Gölyaka merkezli depremi hisseden tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Yaralanan vatandaşlarımıza Allahtan acil şifalar diliyorum. Deprem çok sayıda hasara yol açmakla birlikte vahim bir yıkım ve kayıpla karşılaşmadık. Türkiye'yi depreme hazırlamak için TOKİ projelerinden kentsel dönüşüme kadar çalışmalarla bina altyapımızı yeniliyor, kurumsal kapasitemizi genişletiyoruz. Bu amaçla 2022'yi Deprem Tatbikat Yılı ilan ettik. - Hizmete açtığımız Yusufeli Barajı'nın hayırlı olmasını diliyorum. Yusufelili kardeşlerimiz, evlerini, işyerlerini bırakıp yeni yerleşim yerlerine taşınarak yaptıkları fedakarlık için teşekkür ediyorum. İlçe merkezindeki konutları, kamu hizmet binaları, köy evleriyle modern bir Yusufeli inşa ederek kardeşlerimize şükranlarımızı ifade etmeye çalıştık. Yusufeli Barajına Türkiye Yüzyılı sembolü olarak hoş geldin diyoruz. Bay Kemal öğren, biz yaparız. Aramızdaki fark bu. - Terör saldırısı konusundaki gelişmeleri ve atacağımız adımları paylaşmak istiyorum. İstanbul İstiklal Caddesi'nde meydana gelen saldırı failleri ve bağlantıları ile kısa sürede aydınlatılmıştır. Bombayı koyan terörist ile ona yardımcı olan çok sayıda kişi ülkemiz içinde ve dışında yakalanarak adalete teslim edilmiştir. Bu eyleme karışan kim varsa, nerede olursa olsun, mutlaka bulunacak ve dökülen masum kanların hesabı sorulacak, cezası kesilecektir. Türkiye artık saldırılara karışan teröristlerle onlara yardım eden herkesi tespit etme gücüne sahiptir. Eylemi timsah gözyaşları ile kınayanların gerçek yüzleri operasyonlarla ortaya çıkmıştır. Biz yaptığımız her anlaşma gibi Suriye sınırlarımızla ilgili ahitlerimize de sonuna kadar sadık kaldık. Madem karşımızdakiler kendi sözlerini tutamıyor, öyleyse kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Her sözümüz gibi bu beyanımızın gerisinde çok somut gerekçeler, haklı sebepler var. - Sınırdaki illerimize toplam 764 saldırı yapılmıştır. - Bazı gafiller kavrayamamış olsa da milletimiz her şeyin farkındadır. Bölücü terör örgütü ülke içinde faaliyet kabiliyetini yitirdikçe sınır ötesine yönelmektedir. Göreve geldiğimizde terör Türkiye'nin sorunlarında birinci sıradaydı, şimdi artık geride. Yılbaşından beri terör örgütü elebaşları açıklamalarıyla sivillere yönelik saldırılara teşvik ediyor. Terör örgütü 2015'te 26 eylem, 2016'da 44 eylem yapmıştır. Bu sayı son yıllarda yılda 2'ye 3'e düşmüştür. Çözüm sürecinin ardından taban desteğini ve silah gücünü büyük ölçüde kaybeden örgüt, tüm dikkatini Suriye üzerinde yoğunlaştırmıştır. - Uçaklarla, toplarla, SİHA'larla yaptığımız operasyonlar sadece başlangıçtır. Güney sınırlarımızın tamamını ülkemize saldırı imkanı bırakmayacak şekilde güvenlik şeridi ile kapatma kararlılığımız her zamankinden daha güçlüdür. Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en uygun vakitte karadan da teröristlerin tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini güvenli hissettiği beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır. - Tek derdimiz vatandaşlarımızın ve yanı başımızdaki tüm kardeşlerimizin güvenli, huzurlu geleceğini inşa etmektir. Yoğunlaşan saldırılar terör örgütünü üzerimize salanların Türkiye'ye yönelik hesaplarıyla ilişkilidir. Bunlar ülkemizin güven ve istikrar içinde hedeflerine yürümesinden rahatsızlar. Ülkemizin kendi kararlarını özgürce vermesinden rahatsızlar. Bunlar ülkemizin küresel krizleri fırsata dönüştürmesinden rahatsızlar. Bunlar bölgesel liderliğini güçlendirmesinden rahatsızlar. Tüm bu rahatsızlıklarını gizlemeye gerek dahi görmüyorlar. Biz bunu AB'ye tam üyeliğimizin engellenmesinde yaşadık, ABD ile F35 krizinde yaşadık. Bizim de kendimize göre bir oyun planımız var. - İstanbul'da bomba patlatarak Türkiye'nin canını acıtacaklarını sanıyorlar. Diplomatik ve ekonomik şantajlarla ülkemizi Türkiye Yüzyılı yolundan döndürebileceklerini sanıyorlar. Sokakları karıştırmak isteyenleri bozguna uğratan, darbecileri püskürten, ekonomik tetikçilere eyvallah etmeyen Türkiye'yi hala sinsi yöntemlerle dize getirmeye çalışanlara mesajımız gayet net; başaramayacaksınız. - Köhnemiş küresel yönetim ve ekonomi sistemini yaşatmak için kendilerine kurban arayanlara 2023'te aradıkları fırsatta sandıkta benim milletim vermeyecek. - Tarih boyunca büyük filozoflar, alimler, siyaset nedir sorusuna cevap aramışlardır. Bu kavramla eş anlamlı olan politika ise eski Yunan'da doğrudan devletin yönetimine işaret ediyordu. Siyaset devletin hangi kadrolarla idare edileceğini anlatır. Seçimlerde halk hangi lidere bu sorumluluk verilirse o ülkeyi yönetmektedir. Parlamenter sistemde güven ve istikrar ikliminde sıkıntılar yaşanmıştır. Koalisyon dönemlerinin ve vesayet gölgesi ile darbeler zincirinin ülkemize ağır maliyetleri olmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçerek bu sorunu çözdük. Cumhurbaşkanının halkın yarısından fazlasının desteği ile işbaşına girmesi yönetimin meşruiyetini en üst düzeye çıkarmıştır. Ömründe devlet yönetimine dair, SSK dönemi hariç herhangi bir bilgisi, tecrübesi olmayan CHP Genel Başkanının devleti yönetme sorumluluğu nutukları atması ayrı bir komedi olarak karşımıza çıkıyor. Bu zatın öncelikle ülkenin en büyü ikinci partisinin başında olmasının getirdiği sorumluluk bir yana, göstermesi gereken asgari hassasiyeti bilmesi gerekiyor. - Madem sorumluluktan söz ediyoruz kendi devletinin uyuşturucu parasıyla finanse etmekle suçlayan haysiyet fukarası, sorumluluktan en son söz edecek kişidir. Kendi devletini ülkesini mafyaya teslim etmekle itham eden bir zavallı, sorumluluk kavramının yanından geçemez. Yurt dışında milletinin hayrına tek bir görüşme yapmayıp ne kadar Türkiye düşmanı varsa ekmeğine yağ sürüp gelen biri sorumluluk lafıyla yan yana gelemez. Terör örgütü güdümündeki partiyi ülke yönetimine ortak etmeye çalışan bir namert, sorumluluktan söz edemez. Ağzını her açtığında yolsuzluktan, ahlaksızlıktan söz edip de kendi belediyelerindeki kepazeliklere göz kapatan bir kifayetsiz, sorumluluğun yanına yaklaşamaz. - Haksız, hukuksuz, pervasız şekilde itham ettiği öğretmeninden polisine, sağlıkçısından çiftçisine kadar tüm kamu görevlilerinin sahipsiz olmadığını görmesi için cevap veriyoruz; hiçbiri sahipsiz değildir, onların yanında ve arkasında biz varız. Umudumuzu tümden kaybetmek istemiyoruz. Bu zatın siyasi hayatında ilk kez bir vizyon açıklamaya hazırlandığını ilan etmesinden memnuniyet duyuyoruz. Muhalefet ile polemik siyasetinde değil eser ve hizmet siyasetinden yarışmak istiyoruz. Muhalefet pozitif siyaset konusunda samimiyse Cumhur İttifakı adına söz veriyorum, kendilerinin hiçbir zayıflıklarının üzerine gitmeyeceğiz, hiçbir gaflarıyla dalga geçmeyeceğiz. - Bizde gül var ama bizde gürz de var. Kim hangisini isterse onunla karşısına çıkarız.