- Sınıflı toplumların politik çıktısı olarak toplumdaki bütün gelişmeler sınıfsaldır yani bir toplumsal kesimin çıkarınadır. CHP gelişimini hepimizin bildiği bir sürecin akabinde sonuç olarak devletli bir kimlikten tamamen halkın tarafına gelmiştir. Bu bugün için bir talihtir ve iyi değerlendirilmelidir. Hülasa CHP halkçı kimliğini baskın hale getirip, toplumsal olarak emekçi kesimlerin çıkarlarını öne çıkararak siyaset yapmalıdır.Toplumu her türlü istismardan korumanın yegane yolu bütünlüklü bir sosyal politikadır. Baskı dönemlerinin en büyük arka planının sömürüyü derinleştirmek olduğu ancak böyle bilince çıkarılabilir.
- Baskının, adaletsizliklerin gadrine uğrayanların, bunların bir daha olmaması konusunda abdesti sağlamlaşır. Bu konuda Adalet Kurultayı tarzı iç dinamizmi dışarıyla birleştirme potansiyeli taşıyan etkinliklerin sayısı artırılmalı yerele yayılmalıdır.
- Eğitim başlığı yukarıda bahsi geçen karanlık ve baskının sürdürülebilir olması için siyasi iktidarlarca içi boşaltılan bir konudur. Adeta kendi topuğuna sıkmaktan kaçınmayarak ülkenin bilimsel kapasitesini neredeyse sıfırın altına indirmişlerdir. Çünkü mevcut iktidarın siyasi ufku ve programı insanlığın gelişim yasalarıyla uyumsuz hatta zıttır. Dolayısıyla direnemeyecek ve yakın zamanda silinecektir.
Can Kaderoğlu yazdı | Yarını bugünden kurmak: Program!
SOMUT DURUMA SOMUT YAKLAŞIM
Nasıl ki Türkiye’nin iyi bir muhalefete, halkçı ve toplumcu bir iktidara ihtiyacı varsa, bu durumun müspet en büyük adayı CHP’nin de birtakım eksiklerini kapatmaya ihtiyacı vardır. Bu eksiklerin en başında neredeyse diğer bütün eksikleri kapatmanın amentüsü olarak program yer almaktadır. Uzunca yıllardır sağın yönetip uçurumun eşiğine getirdiği bir ülkede solun iktidar olabilmesinin tek yolu program-siyaset-örgüt sac ayağının uyumu sağlamak ve bunda ısrar etmektir. CHP’nin etrafında hatırı sayılır bir dinamik birleştirilmeyi ve ideal etrafında hedefe yürümeyi bekliyor. İnsani birikim açısından bilimin aydınlığından pay alan geniş kesimler mecburi olarak CHP’nin etrafındadır. CHP’yi Mecburiyet Halk Partisi olmaktan kurtaracak olan da programdır. Elbette bu programa uygun örgüt ve siyaset!
İĞNEYİ DE KENDİMİZE ÇUVALDIZI DA!
Bu arada program kelimesini dilimize doladık. Bazı özelliklerinden detaylı bahsetmekte fayda var. Ağır baskı dönemlerinin politik programları normal dönemlere göre daha kapsayıcı olur. Fakat burada esas nokta; kapsanma işinin nesneden özneye değil özneden nesneye doğru gitmesidir. Yani parti; çeşitli siyasal eğilimler tarafından kapsanmamalı, parti değişik toplumsal ve siyasal kesimleri kendi siyasi doğrultusunda kapsayıp sevk ve idare etmelidir.
Bir örgütlü gücü durdurmanın tek yolu daha örgütlü bir güç olmaktır. Partinin gücünü alacağı yer üyeleri, üyelerini örgütlü kılmanın yolu ise bir ideali yaratıp peşinden koşulabilecek bir doktrin yani programdır! Maalesef bir teorik yayını bile olmayan, bırakın kitlesini ya da üyelerini aydınlarını bile doyuramayan bir yapı bunu yapamaz! Enstitüsü, akademisi, vakfı olmayan bir parti organik aydınlarını yetiştiremez, zamanın ruhunu kendi dokusuna uygun şekilde yorumlayamaz. Savrulur. Savrulmamak geleceğin temellerini sağlam atmalıyız. Bir bina olarak, 15 yıllık karanlıktan çıkaracağımız ülkemizin temelinin harcı sağlam atılmalıdır. Birleştiricilik anlamında harç ancak bugünü yorumlayıp geleceğe şekil verecek bir programdır. Ve CHP geçmişinde bu programın köşe taşları mevcuttur, bize düşecek olan belki de uyuyan devi uyandırmak ve uyku fazla sürdüğü için uyuşan bazı yerleri yeniden açmaktır!
Bilim ve kültür atılımlarına, kalkınma hamlelerine ve adil bölüşüm esaslarına öncülük edebilmenin tek yolu çağın ruhunu ıskalamadan kendi ruhumuzu yaratmaktır.
SOYUTU KURARKEN SOMUT ADIMLAR
İnsanın en büyük kabiliyeti soyutlayabilmesidir. Düşünce soyutken eylem somuttur. Soyut ile Somutun birleşmediği yerde ilerleme olmaz. Şu ana kadar kimilerine laf ebeliği gibi gelecek sözlerimizi şimdilik bir kaç somut öneri ile bitirelim.