Mitinge CHP Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk, Kayıhan Pala, Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Orhan Sarıbal, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan ile çok sayıda sendika, sivil toplum kuruluşu katıldı.
Şehreküstü Meydanı’nda miting öncesi başlayan yürüyüşte "İş, aş, adalet", "Çarşı, pazar yangın yeri", "Zengini daha zengin eden sisteme karşıyız", "Ya geçim ya seçim" dövizleri taşınırken, yurttaşlar sık sık, "Hükümet istifa", "Vergide adalet istiyoruz", "Sefalete teslim olmayacağız" sloganları attı. CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, mitingde şunları kaydetti:
'Enflasyonla mücadelenin bütün yükü halkın sırtında'
* Türkiye, tarihindeki en büyük yoksullaştırma sürecinin içerisinden geçiyor. Resmi enflasyonunun yüzde 44, gerçek enflasyonun yüzde 84 olduğu ülkemizde, asgari ücretliye yüzde 30 zam reva görülmüş, insanlarımız açlığa mahkûm edilmiştir. Sadece 1 dakikada 37 bin lira para harcayan saray, işçiye 22 bin lirayla, emekliye 14 bin bin lirayla 1 ay geçin demektedir. Enflasyonla mücadelenin bütün yükünü halkın sırtına yıkan, beceriksizliğini halka ödeten, halka dilenci muamelesi yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Sizlere, ‘bu paraya razı olun. Ekmeğinizi patronlarınız veriyor. Nankörlük etmeyin’ diyorlar. Arkadaşlar şunu hiçbir zaman unutmayın. Patronlar sizlere ekmek vermiyor. Sizler patronlara ekmek veriyorsunuz. Onların zenginliklerini yaratanlar sizlersiniz. Ancak, gece gündüz çalışıp üretim rekorları kıran, ağır vergiler altında ezilen halkımız her geçen gün daha da yoksullaşırken, sermaye sınıfı tek kuruş vergi ödemiyor ve zenginliğine zenginlik katıyor. Türkiye, yoksullar için bir vergi cehennemi, yandaşlar için bir vergi cennetine dönüşmüştür.
* Verginin yüzde 89’unun yoksul halktan, yüzde 11’inin zenginlerden toplandığı bir ortamda, şunu açıkça ortaya koymak gerekir. Bu ülkenin gerçek vergi şampiyonu; vergi borçları silinen, teşvikler ile ihya edilen, kamu malları kendilerine peşkeş çekilen yandaşlar değil, bu ülkenin onurlu halkıdır. Bugün buraya taleplerimizi haykırmak için geldik. Emekliye, işçiye ve memura insanca bir hayatı mümkün kılabilecek bir ücret verilsin, vergi yükü halkın sırtından alınsın demek için, adaletli bir düzen sağlansın demek için geldik.
'Gözü dönmüş bir yapıyla karşı karşıyayız'
* Artık saraylarda yaşayanların, kışın doğalgazı kapatmak zorunda olanları anlamasını mı bekleyeceğiz. Mevcut siyasi iktidar, artık Türkiye’yi yönetme becerisini tamamen kaybetmiştir. Bu ülkede, kaynağını iktidardan alan hiçbir iyi gelişme yaşanmamaktadır. Bunun için, mevcut iktidarın görevde kaldığı her saniye, bu ülke için ziyandır. Zaten halkta karşılığı kalmayan bu siyasi yapı, iktidarda kalabilmek için, açıkça halka karşı mücadele etme yolunu seçmiştir.
* Halkın seçtiği belediye başkanları, milletvekilleri, siyasi partilerin liderleri, köylünün seçtiği muhtara kayyum atayacak kadar, Esenyurt Belediye Başkanımız içeride tutukluyken, hakkında bir tutuklama kararı daha çıkaracak kadar, baro başkanına görevden alma davası açacak kadar gözü dönmüş bir yapıyla karşı karşıyayız. Biz bundan sonra bu kişilere rağmen, omuz omuza, yürek yüreğe mücadele verip, bu güzel vatanı layık olduğu yere getireceğiz. Çünkü bizler, hırsızlığın alıp başını gittiği, çocukları ve gençleri umutsuz, kadınları korku içinde yaşayan, emekçisi sömürülen, kentleri yoksullukla boğuşan bir düzeni asla hak etmiyoruz.
'Bu ülkede geçen sene 6 tane Soma yaşandı'
* 2024 yılında en az 1897 işçi bu ülkede iş cinayetlerinde katledildi. Bu ülke geçen sene en az 6 tane Soma yaşadı. Madenlerde, enkaz altlarında, yurt yangınlarında, yenidoğan ünitelerinde, henüz 15 yaşındayken inşaatlarda, otel yangınlarında can veriyoruz. Gelin, bugün başlattığımız bu mücadeleyi öyle bir büyütelim ki, bu ülkeye bu utancı yaşatanlar daha fazla iktidarda kalamasın. O sandığı önümüze getirelim ve halkın iktidarını kuralım. Öyle bir mücadele ortaya koyalım ki, Türkiye, 5 çocuğuna bakmak için hurda toplayan annenin, anneleri çalışırken, evde yanarak can veren 5 çocuğun ülkesi olmasın. Katillerin, çetelerin ve kara para aklayanların dışarıda, halkın seçtiklerinin içeride olduğu bu düzene karşı, hukukun ve adaletin egemen olduğu bir düzeni hep birlikte geri getirelim. Eğer birlikte olmazsak başaramayız.
'Siyasilerin görevi eleştirmektir'
Mitingde konuşan Marmara Belediyeler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise şunları söyledi:
* Yoksulluk ve adalet. Her iki kavramın ne kadar önemli olduğunu, hepimizi ne kadar derinden etkilediğinin farkındayız. Ahmet Başkanımıza selam olsun. Rıza Başkanımıza selam olsun. Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Başkanımıza selam olsun. Tabii ki siyasilere, milletvekillerine yapılan bu haksızlığa karşı onlara da selam olsun. Kayyumlar gidecek, gerçekten gidecek. Zafer Partisi Genel Başkanına selam olsun. Siyasilerin görevi elbette eleştirmektir. Sivil toplum kuruluşlarının sorumluluğu gereği konularıyla ilgili konularda çıkıp konuşmak, eleştirmek, önerilerini sunmak ve bunların takibini yapmaktır. O zaman niçin sivil toplum kuruluşları, ya da niçin siyasi partiler var?
* O zaman siyasi partiler hiç olmasın. Sivil toplum kuruluşları da olmasın, sendikalar da olmasın o zaman. Bunların kuruluş amaçları kendi hak mücadelesi yapmış oldukları konularda çıkıp toplumu bilgilendirmek, bilinçlendirmek, aynı zamanda eleştirilerini, önerilerini dile getirmek ve bunları takip etmektir. Sadece onlara methiyeler dizerek onları alkışlamak değildir. Gerektiğinde onu da yapabilir. Onun için yöneticilerin tümü hepimiz eleştirilere açık ve eleştirileri makul karşılamalıyız. Adalet bunu gerektiriyor. Hukuk bunu gerektiriyor. Hukuksuzluk, adaletsizlik ardından neyi getiriyor? Yoksulluğu getiriyor. Eğer siz bu ülkede adalete güveni yüzde 90’ların üzerine çıkaramazsanız bu ülkede yoksulluk giderek artar ve her türlü olayla karşı karşıya kalırız. Ya da toplumun bazı kesimlerinde farklı olayları görürüz ve oralarda ‘tüh ya niye böyle oldu’ diye de oturur konuşuruz.
'Hemşerilerimizin elinden tutmaya çalışıyoruz ama sorunlarla karşılaşıyoruz'
* Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak gerçekten yoksullaşmanın önüne geçmek için hem tarım alanında hem diğer alanlarda hemşerilerimizin elinden tutmaya çalışıyoruz. Bazı sorunlarla karşı karşıyayız. Bakın çocuklarımız süt içsin diyoruz. Gerçekten birçok mahallemizde çocuklarımız sütle tanışamıyor. Oralara uzanalım diyoruz. Ama Milli Eğitim'e yazdığımız yazı beş, altı aydır bekliyor. Bizi okullara sokmuyorlar.
* Okulların ihtiyaçlarını gideriyor muyuz? Evet yapıyoruz, yapacağız da. Kimse bizi engelleyemez. O okullarımızda çocuklarımız okuyor. Sağlıklı koşullarda okuması için gerekeni yapacağız. Diğer hizmetlerimiz de emeklilere olan desteklerimiz de devam edecek. Ancak hakikaten bir taraftan da başka sorunlarla karşılaşıyoruz. Biz yoksullaşmayı arttıran ya da şu kadar kişiye şunu destek verdik demekten ben kendimi alıkoyuyorum çünkü doğru bulmuyorum. İnşallah bunları hep beraber sağlayacağız. Adalet hepimize lazım. Bugün gerçekten hukuku çiğneyenlere de yarın eminim hep beraber bizler onların yanında adalet için yer alacağız.