Bu bir Cahit Tomruk anmasıdır

Abone Ol
“Cahit” bir rol değildi. Birol Ünel tüm salonun gözü önünde o hayatı yaşamıştı. İlk gördüğümüzde kesin kötü adam bu dediğimiz ama hikayeyi sindirdikçe çok hassas bir ruh olduğunu anladığımız. Aşkla dağılmıştı o, bizi de dağıtmıştı.

Loading...

Üniversite son sınıftaydım. Gösterime girer girmez biletleri almıştık. Beyoğlu’ndan çok keyif aldığımız, şimdi burnumuzun direği sızlayarak özlediğimiz zamanlarıydı. Atlas Sineması olmalı. Fatih Akın’ın yeni filmi vizyona girmişti. Nasıl kaçırabilirdik ki? “Duvara Karşı” Sadece nefes alıp veren, vadelerini bekleyen, hatta soluğun bile yük geldiği ve benden bu kadar deyip istemediği bir hayatı yaşamaktansa o hayattan, o köklerden kendini çekip, gitmeyi seçen bir adam ve bir kadın. Bu adam ve kadının yollarının kesişmesi, kültür çatışmaları, sahici ama kayıp ruhlar, aşkın hesapsızlığı ve hüsran. Esasında “In July"’de de gördüğümüz bir sima ama sanki bu film onun için, üzerine dikilmiş bu role hayat versin diye yapılmıştı. Filmde çok iyi ve başarılı oyuncular vardı ama “Cahit” filmden çıkan herkesin damağında çok başka bir tat bırakmıştı. “Cahit” bir rol değildi. Birol Ünel tüm salonun gözü önünde o hayatı yaşamıştı. Her ne kadar “Ben kendimi oynayamam, çünkü kaybettim.” demiş olsa da. Birçoklarının üzerinde eğreti durabilecek serseri görüntüsü onun varlığına sinmişti zaten. Yeni nesil bir hippiydi o. Dibine kadar bohemdi. Gerçek hayatta neyse beyazperdede onu izliyor gibiydik. İlk gördüğümüzde kesin kötü adam bu dediğimiz ama hikayeyi sindirdikçe kaya gibi karizmasının ardında çok hassas bir ruh olduğunu anladığımız. Aşkla dağılmıştı o, bizi de dağıtmıştı.
Serseri görüntüsü onun varlığına sinmişti. Yeni nesil bir hippiydi o. Dibine kadar bohemdi. Öğrencilik yıllarında parasızmış, o dönemi bir komünde geçmiş. Yaşamak için arkadaşlarıyla evleri işgal etmişler. Sahne serserisi değilmiş özetle…
1961 yılında Mersin’de doğmuş Birol Ünel ve 1968 yılında ailesiyle Almanya’ya göç etmişler. Üç bin altı yüz aday içinde sekizinci olarak Hannover’di tiyatro eğitimi almış. Öğrencilik yıllarında parasızmış ve bu dönem hayatı bir komünde geçmiş, yaşamak için arkadaşlarıyla evleri işgal etmişler. Polis geldiğinde bir evi bırakıp başkasına geçerlermiş. Sahne serserisi değilmiş özetle, hücrelerine işlemiş bir sahicilikle var olmuş. Bir röportajında gördüğüm ifadesi ile hayatta her şeyi yoğun ve şiddetli yaşayan, başka türlü nasıl yaşanır bilmeyen. Kendini çok da anlatıp tanımlamayı sevmeyen ama illa bir şeyler söyleyecekse “anti-faşistim” diyen. Sokaklarda yattığı görüntülerini de hayata dair görmüş, bir yönetmen arkadaşı ona evini açınca başını sokacak bir yer olacağı için mutlu olduğunu söylemişti, bu kadar. Hayattı bu nihayetinde. Dikte edilmiş değerleri cümleleri ile değil bizzat yaşamıyla reddederdi. 3 Eylül 2020’de kanser onu 59 yaşında hayattan koparana kadar “kafasına göre” yaşadı. Bugün ölümünün 2.yıl dönümü. Bu akşam bir kadeh de sana içeceğim Birol Ünel ve umarım gittiğin yerde sen de bana eşlik edebiliyorsundur.