Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, aktivistlere BM ile işbirliğine gittikleri için misilleme yapan ülkelerin isimlerini açıkladı. BM İnsan Hakları Konseyi tarafından yayımlanan ve 1 Haziran 2016 ile 31 Mayıs 2017 tarihleri arasında toplanan bilgilerle hazırlanan yıllık raporda belirtilen 29 ülkeden biri de Türkiye. DW'nin haberine göre raporda, BM İnsan Hakları Konseyi ile iletişim kurdukları için hükümetler tarafından cezalandırıldıkları belirtilen insan hakları savunucularının gerçek sayısının daha fazla olduğu, ancak gizlilik ya da mağdurların güvenliği nedeniyle birçok aktivistin listeye dahil edilmediği açıklandı. BM’nin 2010’dan bu yana her yıl yayımladığı raporda daha önce ülke sayısı bakımından 20’nin üzerine çıkılmamıştı. Bu yılki raporda; aktivistlere yapılan misillemeler arasında, keyfi gözaltılar, işten çıkarılma, ev ya da ofis baskınları, seyahat yasakları, banka hesaplarının dondurulması, işkence, cinsel taciz ve tecavüz gösterildi. Raporda 29 ülkeden vatandaşların yaşadığı mağduriyetler aktarıldı. Rapora giren ülkeler şöyle: Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Burundi, Cezayir, Çin, Eritre, Fas, Güney Sudan, Hindistan, Honduras, İran, İsrail, Küba, Meksika, Mısır, Moritanya, Özbekistan, Myanmar, Pakistan, Ruanda, Sri Lanka, Sudan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tayland, Türkiye, Türkmenistan, Umman ve Venezeula. Raporda yer verilen Türk vatandaşı ise İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) akademisyen Osman İşçi. Raporda İşçi’nin, 2016 Aralık ayında KHK ile Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ndeki görevinden PKK bağlantısı şüphesi nedeniyle uzaklaştırıldığı belirtilerek, bu durumun İşçi’nin Kasım 2016’da Türkiye’yi ziyaret eden BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye ile birlikte yaptığı çalışmalarla bağlantılı olduğu endişesine yer veriliyor. Türk hükümetinin ise İşçi ile ilgili açılan disiplin soruşturmasının Kaye ile yaptığı çalışmalar ya da insan hakları savuncusu olarak gerçekleştirdiği faaliyetlerle ilgisi olmadığı yönündeki yanıtı da raporda yer aldı. Raporda, İşçi’nin Ocak 2016’da yayımlanan Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzalayanlar arasında olduğu hatırlatıldı.