Loading...
Devlet ve sermaye kesiminde iktidarla bütünleşmiş bazı çevreler -Erdoğan kaybedecekse- ‘tanıdıkları’ bir ismin bu makama gelmesini isteyecek ve buna yönelik etkileme yöntemleri kullanacaklardır; hatta kullanmaktadırlar.Yeni cumhurbaşkanının, sistem değişecek de olsa, bir süre, anayasadaki abartılı yetkileri kullanma hak ve imkanına sahip olacağı açık. Bu gerçeğin farkında olarak, devlet ve sermaye kesiminde iktidarla bütünleşmiş bazı çevreler -Erdoğan kaybedecekse- ‘tanıdıkları’ bir ismin bu makama gelmesini isteyecek ve buna yönelik etkileme yöntemleri kullanacaklardır; hatta kullanmaktadırlar. Aksini söylemek, ülkeden ve siyasetten haberli olmamaktır. Karar vericilerin, bu tür girişimlerin emrivaki ve etkilerinden masun kalmak için, önerilen -hatta dayatılan- isimlerle ilgili tartışmalara taraf olmadan, bazı ilkeler ve nitelikler ortaya koyması ve isim arayışını bu ilke ve nitelikler çerçevesinde yapması akla uygun ve doğru sonuç almaya uygun bir yöntem olarak görünüyor. Nitekim, zaman zaman bu soruyla karşılaşan deneyimli siyaset insanları, bilgece bir tutumla “isim değil, önce nitelikler’” diyerek doğru yol ve yönteme işaret ediyor. Ülkemizin yakın tarih ve dünya pratiğini de göz önünde tutarak, ‘Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nda aranması gereken bazı nitelikleri, örneğin -kendimce- şöyle sıralamak isterim: DEMOKRAT, DÜRÜST, DENEYİMLİ… Bugün, yönetimden ilk yakınmamız yurttaşlar arasında çeşitli nedenlerle yapılan ayrımcılıktır. Bu ayrımcılık ülkenin bütünlüğüne, milletin birlik ve ortak yaşama iradesine zarar veriyor. Yeni dönemde bu ayrımcılık tümüyle ortadan kalkmalı; sistem, yurttaşların hukuk önünde eşitliğini sağlayacak gerçek adalet anlayışı üzerinde yeniden kurulmalıdır. Bunun için bütün milletin (cumhurun) başkanı olacak ve bu yeni yönetime geçişi kolaylaştıracak kişi, yaşamı boyunca hiçbir kesime, inanca yahut etnik kökene karşı ayrımcılık yapmamış, çoğulcu, eşitlikçi, demokrat bir isim olmalıdır. Bu konuda vaatte bulunmak yetmez; tutum ve davranışları, iş ve işlemleriyle denenmiş, demokrasiyi içselleştirmiş, yaşam tarzı haline getirmiş olmalıdır.. Cumhurbaşkanının dürüst olmasından söz etmek yadırganabilir. Elbet öyle olacaktır. Ancak ülkenin ve dünyanın koşulları ve bazı talihsiz örnekler böyle bir şartı konuşmayı zorunlu kılmaktadır. O nedenle, cumhurbaşkanının adı hiçbir akçalı konuyla anılmamalı, sözlerinin doğruluğu, davranışlarının içtenliği ve yeni dönemde abartılı yetkilerin çekiciliğine kapılmayacağı konusunda kuşkuya yer bırakmayan olgun ve emin bir kişi olmalıdır.
Cumhurbaşkanı, siyaset ve devlet deneyimi olan bir isim olmalıdır. Bu tür görevler yaparken öğrenilmiyor, acemilik kaldırmıyor. O nedenle kamusal veya özel işlerinde yöneticilik yeteneği, çalışkanlığı denenmiş ve iz bırakmış olmalıdır.Cumhurbaşkanı, siyaset ve devlet deneyimi olan bir isim olmalıdır. Mevcut cumhurbaşkanı yirmi yıldan bu yana devletin, daha uzun süreden bu yana siyasetin içinde. Buna karşın, bütün bu tür görevler yaparken öğrenilmiyor ve hele acemilik kaldırmıyor. Böyle eksiklerin bedelini, millet ve devlet olarak yaşıyor ve ödüyoruz. O nedenle, yeni cumhurbaşkanı, siyaseti, devleti ve ‘yönetmeyi’ bilmelidir. Önceden bulunduğu siyasal, kamusal veya özel işlerinde yöneticilik yeteneği, bilgisi, birikimi, çalışkanlığı denenmiş ve olumlu iz bırakmış olmalıdır. Olgun, emin ve deneyimli isim arayışı, elbette ‘emeklilik’ havasına girmiş, bir ‘yorgun demokrat’ arayışı değildir. Cumhurbaşkanı, seçim kampanyasının, görevinin ve bütünüyle sürecin yorucu koşullarına dayanıklı, dinamik bir isim olmalı; göreve geldiğinde gayretli ve özverili olacağı konusunda kuşku olmamalıdır. BİRLEŞTİRİCİ, BİLGİLİ, BAŞARILI… Türkiye toplumu inanç, etnik köken ve adaletsiz yaşam koşulları nedeniyle gerginlik yaşıyor; siyaset toplumu görülmedik ölçülerde kamplaştırdı. Yeni cumhurbaşkanı, barışçı, birleştirici, eşitlikçi tutum ve söylemiyle gerginliği gidermeyi hedeflemeli ve bunu başarmalıdır. Ülke ve dünya sorunlarını yakında takip etmeli, bilgili, bilime ve bilene saygılı, eğitimli ve genel kültür düzeyi yüksek olmalıdır. Lükse, israfa ve kişisel konfora düşkün olmamalı, özverinin ve tevazunun değerini bilen, olgun ve erdemli kişiliğe sahip olmalıdır. Cumhurbaşkanı, deneyimli bir isim olması gerektiği için, önce bulunduğu -kamusal, siyasal, akademik vb- görevlerde yaptığı iş ve işlemlerinde farklı, başarılı olmalıdır. Bu aşamada Türkiye’nin, bu önemli görevde ne yapacağı bilinmez bir ismi ‘denemek’ ve acemi eğitmek lüksü yoktur. BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ… Bugün ülkemizin en yüksek makamı partizanlığın işgali altındadır. Bütün toplum -iktidar blokunda önemli bir kesim de dâhil- bu tutum ve görünümden mutlu değil. Bu durum karşısında yeni cumhurbaşkanının farklı toplum kesimlerinden güven ve destek alması ve bu güven ve desteği sürdürmesi temel şarttır.
İktidar blokundan kopabilecek seçmen kitlesi için de bağımsız ve tarafsız olması ihtiyacı öne çıkıyor. Dolayısıyla cumhurbaşkanı; particilik çağrışımlarına yol açmayan, ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’, bağımsız bir yurttaşımız olmalıdır.Muhalefetin parçalı ve yeterince türdeş olmayan yapısı yanında, iktidar blokundan kopabilecek seçmen kitlesi de böyle bir cumhurbaşkanının seçilebilmesi için bağımsız ve tarafsız olması ihtiyacını öne çıkarıyor. O nedenle, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, tarafsızlığını tartışmalı kılacak, herkese ve her kesime hukuk önünde eşit davranacağı konusunda inandırıcılığını zedeleyecek bir görüntüsü olmayan, particilik çağrışımlarına yol açmayan, ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’, bağımsız bir yurttaşımız olmalıdır. Kuşkusuz bu niteliklere başkaları eklenebilir ve geliştirebilir. İşin özeti şudur ki, aday arayışını, ön yargılardan uzak biçimde, nitelikler üzerinden sürdürmek, hem siyasetin doğru işimde mutabakatını ve bu mutabakatı milletin onaylamasını kolaylaştırabilir, hem de seçimden sonraki döneme ilişkin belirsizlik kuşku ve kaygılarını ortadan kaldırabilir.