Dostlar, strateji belirlemekten vazgeçin, anketçileri, uzmanları ve astrologları dinlemeyin, moralinizi bozmayın. En önemli vatan görevinizi gerçekleştirip gidip oyunuzu kullanın. Bam, bam, bam.
Bu pazar Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. İki adayın seçilme şansı yarı yarıya bence. İlk seçimde Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına inancım çok daha fazlaydı. Benim sürekli iletişimde olduğum yüz kişiden en fazla onu Cumhur İttifakı seçmenidir. O yüzden çoğunluğun etkisiyle bu kadar inançlıydım sanırım. Hatta Cumhur İttifakı seçmeni arkadaşların hiç moralinin bozulmamasına şaşırıyordum.
Hâlbuki onların durumu da eminim benden farklı değildir. Yüz kişi ile görüşüyorlarsa en fazla on kişi Millet İttifakı seçmenindendir. Biz yanıldık önemli değil de, bu kadar siyaset uzmanı, anket şirketi nasıl böyle dramatik yanıldı, orası ilginç. Onlar da bizler gibi kendi çöplüklerinde kaldı sanırım. En doğru tahmini İç İşleri Bakanı yaptı. Hatta nokta atış. %49,5 demişti. Aynen gerçekleşti.
Seçim sonrası Millet İttifakı bileşenleri çok karıştı. “Yavaş olsaydı kazanırdık” diyenler, “Muhafazakâr seçmen CHP’ye oy vermezdi, boşuna milletvekili kazandılar diyenler”. Onlarca olasılığın milyonlarca sonucundan birini seçip taşa yazılmış gibi söylemeye devam ettiler. Seçim sonucunu inceleyen analiz sonuçlarına baktım. Kısaca anladığımı yazayım.
Eğer Kürt oylar dikkate alınmasa Millet İttifakı stratejisini tamamen milliyetçilik üzerine kursaydı, Emek ittifakı kendi Cumhurbaşkanı adayını çıkaracaktı ve büyük olasılık bugün Oğan değil Emek İttifakı kilit rolde olacaktı.
Milliyetçi oylarda ciddi bir artış var gözüküyor. Bu durum sadece Türkiye’de değil tüm dünyada böyle. Yıllarca “Ülluminati, milleyetçiliği yok edecek, global dünya oluşacak” teorisini okuduk, dinledik; son on yılda tüm dünyada milliyetçilik patladı. Türkiye’de özellikle gençler de milliyetçilik arttı. Ama Türkiye’nin yeni yükselen milliyetçiliği, Orta Asyacı ya da ümmetçilik içinde yoğrulmuş milliyetçilik değil. Ülke vatandaşlığını millet menfaati ile birlikte isteyen bir milliyetçilik.
Muhafazakâr oylar CHP’ye gitmiş. Ama CHP’nin oyları da İYİ Parti ve TİP gibi partilere gitmiş. CHP içinde Kılıçdaroğlu karşıtları ve listelerdeki muhafazakâr adayları beğenmeyenler oy vermemiş. Muhafazakâr seçmen ise CHP’ye oy vermiş gözüküyor. Bence bu seçimin en büyük kazanımı bu. CHP’li seçmenin muhafazakâr adaya oy vermesi, muhafazakâr seçmenin CHP logosuna evet diyebilmesi. Karşı fikri “hain” olarak gören zihniyetten bunaldım artık. Zihniyete ilk darbeydi durum.
AKP oyları; 2015 yılında %49, 2018 yılında %42 ve 2023 yılında %35 oldu. AKP’deki bu eriyen oy nereye gitti? İYİ Parti’ye gitmediği aşikâr. 2018 yılından beri oy oranında bir değişiklik yok. CHP’nin oyunu en çok artırdığı iller AKP’nin oy kaybettiği kaleleri. Saadet, Deva, Gelecek, Doğru Yol, CHP’ye oy kazandırmış. Beklenilenden az ama var. CHP’ye oy kaybettiren kendi seçmeni. TİP, Memleket ve Zafer partisine gitmiş.
İYİ Parti seçmeni benim tahminimden çok daha fazla Kılıçdaroğlu’nu destekledi. Özellikle büyük şehirlerde. Ama Kılıçdaroğlu adaylığına karşı çıkan epeyce İYİ Partili kaçağı var. Özellikle geleneksel milliyetçi şehirlerde Sinan Oğan’ı desteklemişler. Oğan’ın aldığı oy kendi oyu mu? Hiç sanmıyorum. Çoğunluğu bence tepki oyu. İki ay önce Sinan Oğan’ı bu ülkede kim tanıyordu? Bugün 86 milyon tanıyor, üstelik Cumhurbaşkanı seçiminde kilit roldeydi. Şu bir gerçek ki bu seçimin en büyük kazananı Sinan Oğan. Cumhurbaşkanlığı taraftarlığının, Oğan’a oy verenleri etkileyeceğini sanmıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi iradelerine sahip çıkacaklarını düşünüyorum.
Seçim kampanyaları oldukça seviyesiz, dedikodu ve hırçın geçiyor. Cumhur İttifakı elindeki basın, yayın gücünü kendi adına sonuna kadar deforme ediyor.
“Ben neden fakirim, oy verdiklerim sarayda yaşarken ben neden sıvasız evde yaşıyorum” diye sormak yerine “Ben Allah için, vatan için, bayrak için buradayım, bunu halledeyim” demek daha kolaylarına geliyor.
“HDP’yi meclise Millet İttifakı soktu” diyorlar. Yeşil Sol partiye tek bir Millet İttifakı oyu gitmedi. Ama Hüda-Par’ı meclise AKP oyları soktu. Tıpkı CHP oylarının Deva, Gelecek, Saadet ve Doğru Yol Parti’sini meclise sokması gibi. Hüdapar, Kürtçülüğün zirvesinde bir parti. Anayasamızın ilk dört maddesi ile ciddi sıkıntıları var. Hüdapar başkanı; “ Hizbullah terör örgütü değildir. Yolumuz Şeyh Said yoludur” diye demeçler verip duruyor. Bu partiyi meclise kim soktu? AKP. Oğan, bu durumu göz ardı etti. Yakında “AKP bizim çizgimize uydu” diyecektir.
“Millet İttifakı LGBT’cidir.” Seviyenin iğrençliğine rağmen mecburen yorum yapmak zorunda kalıyorsun. Erdoğan’ın LGBT’liler için “Onlarında hakları var, korumalıyız” diye açıklamaları var. İnternetten bulabilirsiniz. Bu ülkede Müslüman LGBT derneği kuruldu AKP iktidarında. Ama Millet İttifakı LGBT’ci.
“APO’yu hapisten çıkaracak Kılıçdaroğlu”. Kürt açılımının sevgi pıtırcığı olduğu 2003, 2006 ve 2013 yıllarında iktidar “Etkin Pişmanlık Yasası” ile tam üç kez Apo hapisten çıkarılmak istedi. Habur da teröristler davul zurna ile karşılanıp lahmacunlar ısmarlandı. 2015 yılında binalara devasa Apo ve PKK bayrakları asıldı. Erdoğan, iflah olmaz Kürt türkücü Şivan Perver ile Diyarbakır’da el ele tutuşup gözyaşları içinde türkü söyledi. Oslo’da PKK ile protokol imzalandı. PKK’nın Suriye uzantısı YPG terör örgütü lideri Salih Müslim Ankara’da kırmızı halılarla karşılandı. Bugün Cumhur İttifakı “Apo çıkarılacak, PKK’lılarla Millet İttifakı omuz omuza” söylemi tutturmuş gidiyor.
Ekonomiyi dip yaptırdı. 2020 yılında tüm dünya faiz düşürürken Türkiye faiz artırdı. 2022 yılında tüm dünya faiz artırmaya başlarken Türkiye faizleri düşürdü. Dış ticaret fazlası ve cari fazla vereceğiz diye Türk lirasını değersizleştirdiler. Dış ticaret açığı ve cari açık Cumhuriyet tarihi rekorlarını gördü. Zengin, fakir arasındaki uçurum büyüdü. Orta direk tamamen fakir sınıfının içine yuvarlandı. Beş yıl önceye göre bir aile ayda beş yumurta fazla yiyebiliyor doğru. Ama beş yıl önce araba alma hayali varken şimdi hayalini bile kuramıyor.
Ama vatandaş aldığı yumurtaya bakıyor. Kasaba olması gereken iller, köy olması gereken ilçeler var ülkede. Sıvasız evler, giyim kuşamı yıllarca hiç değişmemiş vatandaşlar var. Köylü yine çamur içinde, gençler yine kahve köşelerinde. Her köyde cami var. Ama okulların yerini suni çim sahalar almış. Her köyde internet var, yol var, uydu anten var. Bu yaşama alışmışlar. Daha iyi bir yaşam hayallerinde bile yok. “Yahu bana hizmet gelmiyor. Bu seçimde hiç bir partiye oy vermeyeceğim. Önce hizmet sonra oy” deseler hayatları güzelleşecek farkında değiller.
Bunun yerine çıkarcı görünmemek adına, kullanıldıklarını itiraf etmemek adına toplumsal olarak kabul görecek, ahlaki ve milliyetçi söylemlere inanmaya ihtiyaç duyuyorlar. İktidarın yukarıdaki yazdığım gerçek icraatlarına değil, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu videosuna montajladığı Karayılan videosuna inanıyorlar. Binlarce Aktrol’un yaydığı “Apo Serbest bırakılacak. Kürtlere özerklik verilecek. Eşcinsellik yaygınlaşacak. Erkek erkeğe evlilik yasallaşacak” söylemlerine inanıyorlar. Daha doğrusu inanmak zorunda kalıyorlar. “Ben neden fakirim, oy verdiklerim sarayda yaşarken ben neden sıvasız evde yaşıyorum” diye sormak yerine “Ben Allah için, vatan için, bayrak için buradayım, bunu halledeyim” demek daha kolaylarına geliyor.
Türkiye’nin en büyük iki sorunu mülteci ve ekonomik çöküş. Diğer sorunlarımız bu iki sorunun yanında devede kulak. Bu sorunu yaratan ve sorun olmadığına inanan Erdoğan bu iki sorunu çözemez, sorunları daha da derinleştirir.
Mülteci dolu fakir yöreler: En fakir kesimin yaşadığı ya da en çok mülteci alan yörelerde Cumhur İttifakı ve Erdoğan açık ara önde çıkıyor. Türkiye’nin en büyük derdi ekonomik çöküş ve mülteci sorunu. Bu sorunu en ağır yaşayan yörelerden bu iki sorunun sebebi olanlara yüksek oy çıkıyor.
Sakaryaspor taraftarı deplasmana giderken yolda Hüda-Par başkanı ile karşılaşıyor ve çok ağır protesto ediyorlar. Sakarya’dan en çok oy Hüda-Par’ı meclise sokan AKP ye ve Erdoğan’a çıkıyor.
Son dönemeç: 28 Mayıs seçimini bir parti ya da bir kişi kazanmayacak. Bir rejim seçimi. “Ülkeyi uçurum dibinde bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız?” seçimi. Türkiye Cumhuriyeti batmaz ama, son on yılda aldığından çok büyük bir hasar daha alır. Ben şuna oy vermem, ben şu karara oy vermem diyenlerin Bizans kuşatmasında Çandarlı ile iş tutan “Katolik cüppesi yerine Türk çarığını tercih ederim” diyen Notaras’tan farkı yoktur. Önce bir ülkeyi düştüğü çamurdan, çöküşten kurtaralım sonrasında istediğiniz kadar ulvi ve derin fikirlerinizi tartışabiliriz.
Kılıçdaroğlu kazanamazsa kur şoku yaşarız. Sermaye kontrolü gelir. Enflasyon %100’leri bulur. Ekonomi durur. Dolar açığı 300 milyar dolar. TCMB eksi 60 milyar dolar. CDS’ler şimdilik 700 puanın üstünde.
28 Mayıs’ta iki adayın seçilme şansı yarı yarıya. Siyaset uzmanlarının, anketlerin söylediklerine boş verin, gidin oyunuzu kullanın. Ben sadece matematiğe inanırım. Bu ülkede seçmen sayısı 64 milyon. Erdoğan 27 milyon oy almış. Toplam seçmenin %42 si demek bu. %58 Erdoğan’a karşı olabilir. Olasılık var ise umut vardır. Lütfen herkes en yüce vatan görevi olan “oy verme” görevini yerine getirsin. Sandığa gitmeyen “Gönlü ulu yerde, poposu kuru yerde” olan seçmen bir zahmet sıcak koltuklarınından kalkıversin.
Kılıçdaroğlu kazanamazsa kur şoku yaşarız. Sermaye kontrolü gelir. Enflasyon %100’leri bulur. Ekonomi durur. Dolar açığı 300 milyar dolar. TCMB eksi 60 milyar dolar. CDS’ler şimdilik 700 puanın üstünde. Yani Türkiye’nin batma riski sadece on günde %20 den %30 a çıktı. Beş yıl daha bu iktidar ile yürüyemeyiz.
Bu seçimde strateji filan yok. Yıllar önce basketbol maçında denk bir rakibimiz ile oynuyoruz. Adamlar her hamlemize her oyunumuza karşılık veriyorlar. Bir türlü maçın dengesini bozamıyoruz. En sonunda oyuncular olarak dedik ki kendi aramızda; “Koçu filan bırakın. Taktik, maktik yok. Paso basıp oynuyoruz. Bam, bam, bam.” Maçı aldık finale yükseldik. Ben en iyi maçımı oynadım. Yeteneklerim sınırlı ve 1,88 boyumla iki metrelik pivotlara karşı oynadığımdan büyük iş çıkarmıştım.
Türkiye’nin en büyük iki sorunu mülteci ve ekonomik çöküş. Diğer sorunlarımız bu iki sorunun yanında devede kulak. Bu sorunu yaratan ve sorun olmadığına inanan Erdoğan bu iki sorunu çözemez, sorunları daha da derinleştirir. Kısacası dostlar, strateji belirlemekten vazgeçin, anketçileri, uzmanları ve astrologları dinlemeyin, moralinizi bozmayın. En önemli vatan görevinizi gerçekleştirip gidip oyunuzu kullanın. Bam, bam, bam.