Kılıçdaroğlu ve mezhep tartışması

Abone Ol
Kılıçdaroğlu “Alevi” olduğu için Erdoğan'ın da içinde yer aldığı anlamadan ibadet edenler bloku fırsat buldukça, onu anlamadan ibadet eden geniş halk kitleleri nezdinde tahkire gayret ediyor. Tele1 kanalında Zeynel Lüle abimin moderatörlüğünde cumartesi akşamı katıldığım Gündem Özel programında konulardan biri de, Kılıçdaroğlu üzerinden yaratılan mezhep bazlı tartışma idi. Kendimi bildim bileli, namaz kılar oruç tutarım. Mardinli Arap kökenliyim. Bu ülkenin %99’u Müslüman olsa da ana dili Arapça olmayanların %99’unun okuduğunu anlamadan ibadet ettiğini de çok iyi biliyorum. Hristiyan dünyasının 600 sene önce aştığı meselenin yani anlamadan ibadetin Türkiye’nin Türkçe konuşan halkı için en önemli problem olduğunu biliyorum. Hasbelkader annem Arap kökenli olmasa ben de bu şanstan yoksun olacaktım. Nurlarda uyusun. Annemi anayım ama gerçeği de işaret edeyim. Anlayarak ibadet bir tercih değildir. Bir zorunluluktur.  Dini kendi uhdesinde tutmak ve bunu istismar etmek isteyenler için, anlamadan ibadet bulunmaz nimettir. Tek bir sözünü anlamadan yapılan ibadet, ibadetin özüne hakarettir. Bu sadece başta bugün Diyanet Başkanı ve onun iktidar aparatı olarak kullandığı din görevlileri eliyle, siyaset dizaynı sağlamıyor. Bir de kendi siyasetini bu anlamadan ibadet üzerine bina edenler için karşıtını yok etme imkânı veriyor. Gayrimüslimlerin uğradığı pogromların arkasında bu ötekileştirme projesi vardı. Artık bu ülkede eser miktarda İsevi varsa, Museviler, Keldaniler, Süryaniler yok oldu ise, Kuran’ı anlamadan okuyan kitlelerin manipülasyonu bunda rol almıştır. Düşman olmadan var olamayan bu aklın hiç bitmeyen düşmanlık bagajında, “Anadolu Aleviliği” en ön safta yer alır. Anadolu Aleviliği Anadolu’nun Türkleşmesinde rol oynamıştır. Sadece Anadolu da değil. Bütün Balkanlar bugün bile hala Türk ve Müslüman geleneğini, Alevi Bektaşi geleneğine borçludur. Arnavutluğu 40 sene yöneten Enver Hoca, hocalığını Bektaşi külahından alır. Ve Kılıçdaroğlu… Anadolu Alevi geleneğinin bir temsilcisi olarak; Türkiye'de sadece kendi emeği ve bilgi birikimi ile ekmeğini, kamu bürokratı olarak kazandı. Ne kendinin ne de ailesinin mal varlığı bu geçmiş çalışmalarla çelişiyor. Kılıçdaroğlu “Alevi” olduğu için Erdoğan'ın da içinde yer aldığı anlamadan ibadet edenler bloku fırsat buldukça, onu anlamadan ibadet eden geniş halk kitleleri nezdinde tahkire gayret ediyor. Erdoğan ile ona taban tabana zıt İyi Partili Oral'ın yan yana gelmeleri, bu yüzden şaşırtıcı değil. Anlamadan ibadet edenler tek millettir… Oğuzhan Asiltürk gibi entelektüel kapasitesi yüksek zekaların çok iyi bildiği üzere, İslam tarihinde siyasi mücadele mezhepler üzerinden yürüse de Hz. Ali peygamberimizin akrabası olduğu gibi, aynı zamanda onun halifesi yani vekili ve takipçisidir. Asiltürk bu bağlara işaret etmiş ve Kılıçdaroğlu'nun peygamber soyundan gelen Kureyş aşiretine mensup olduğunu belirtmiştir. Kılıçdaroğlu'nun peygamber soyundan gelmesi onu ayrıcalıklı kılar mı bilmem. Sonuçta herkes bu kabil bir geçmişe sahip değil. Önemli bir bilgidir. Ancak bundan daha önemli olan Türk eski sağ geleneğinin özellikle Amerika’dan öğrendiği; dini siyasete tâbi tutma pratiğine, artık son verme zamanı geçmiştir. Erdoğan'ın bilinç üstü ile, Erdoğan’a bayrak açmış bir İyi Partilinin bilinç altını kesiştiren, anlamadan dua etmenin yan etkisidir. Tabii ki Kılıçdaroğlu Kureyş sülalesinden bir Alevi değil, sıradan bir Alevi olsa da kendisine oy vermekte tereddüt etmezdim. Alevi olmasa da tereddüt etmezdim. Sünni de olsa olmasa da tereddüt etmezdim. Anlayarak ibadet edenler için Mevlâna yol göstericidir çünkü: Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...