Ben yokum diyenler her geçen gün artıyor...

Abone Ol
Sisteme güveni sıfırlayarak, kurumlara, devlete ve hatta birbirimize olan güvenimizi yerle yeksan ettiler. Sadece bugün yedi kişinin kendisi ve ailesi için yurtdışında bir hayat kurmak üzere ülkemizi terk etmek üzere olduğunu öğrendim.

Loading...

Güven ile ilgili yapılan önemli deneylerden birini anlatarak başlayacağım yazıma. On kişiden oluşan bir gruba Rüya Vatan adında ülkede yaşadıkları söylenmiş. Oynanacak oyun da şu şekilde tanımlanmış; 1) Herkes her sabah 10₺ alacak 2) Herkes parayı kendinde tutabilir veya, Rüya Vatan’ın Küp’üne atabilir. 3) Sihirli Küpe atarsa para 5’le çarpılacak ve gün sonunda herkese eşit miktarda bölüştürülecek. İlk gün herkes verilen 10₺’yi küpe atmış, gün sonunda 10 kişiden toplanan 100₺  beş ile çarpılarak ortaya çıkan 500 ₺ herkese eşit bölüştürülmüş ve bu on kişi günün sonunda 50’şer ₺’nin sahibi olmuşlar. Böylece herkesin mutlu olduğu ve katkıda bulunmak istediği bir uygulama haline gelmiş. Bu durum ilerleyen beş gün boyunca devam etmiş. Fakat altıncı gün bu oyunu oynayan ülke vatandaşlarından bir tanesi kendisine verilen 10 ₺’yi kutuya atmamaya karar vermiş. Sihirli Küpe konulan 90₺ gün sonunda beşle çarpılıp herkese dağıtıldığında insanlar 45₺ aldıklarını görmüşler. Sabah aldığı 10₺’ye ilaveten dağıtılan 45₺ ile uyanık vatandaş günün sonunda herkesten daha fazla para alarak yani 55₺ ile günü bitirmiş. Yedinci günün sabahı yine herkese 10₺ verilerek başlamış. Günün sonunda Sihirli Küp açılıp bakıldığında kimsenin küpe bir şey atmadığı görülmüş. Bu deney güvenin ne kadar hassas ve kırılgan olduğunu göstermesi bakımından çok kritiktir. Özellikle birbiri ile aynı vatan üzerinde aynı kaderi paylaşanların biribirlerine güven duymaları, o ülkenin gelişimi, kalkınması ve barışı için kritik öneme sahiptir. Köleleştirme ekonomisinde büyümenin ne önemi var? Çarşamba günü açıklanan büyüme rakamları Türkiye’nin 2. çeyrekte 2021’in 2.çeyreğine göre yıllık %7.6 büyüdüğünü gösterdi. Açıklandığı anda Gayri Safi Katma Değer içinde kimin ne kadar pay aldığı ile ilgili detaylara bakarak ne hissettiğim konusunda kendimi bir analize tabi tuttum. Kızgınlık, kandırılmışlık, mutsuzluk ve geleceğe dair endişe ilk hislerimdi. Sonra en kuvvetli duygu bastırdı yeniden. Bu sisteme kesinlikle güvenmiyordum. Tıpkı yukarıdaki oyundaki gibi. Çünkü onca yıllık emek, tecrübe ve bilgi birikimimle Sihirli Küp’e katkı sağlıyor ama çeyreğin sonunda açılan küpte benim payıma düşenin giderek azaldığına şahit oluyordum. Bunun kırılma anı ise aslında daha önceye, 2020 yılına dayanıyordu. Bu sihirli küpe ben katkıda bulunurken birileri uyguladıkları çarpık ekonomi ve para politikaları ile enflasyonu çığırından çıkararak benim katkımı başka kesimlere aktarıyorlardı. Hatta Kamu İhale Yasasında yaptıkları 200’ün üzerindeki değişiklikle etraflarındaki bir kaç kişiye şeffaflıktan tamamen uzak yöntemlerle ihale edilen ve  Kamu Özel İşbirliği projeleri adı altında garantilerle donatılan projelerle inanılmaz kaynak aktarımları gerçekleştirdiler. Son dönemlerde, sadece kendi teorilerinin doğruluğunu göstermek adına Kur Korumalı Mevduat diye icat edilen bir finansal ürünle birkaç yüzbin kişiye servet aktarımını gerçekleştirerek bu aktarımı ayyuka çıkardılar. Enflasyonda yirmi yılın rekorlarını kırarak ve geleceğe dair enflasyon beklentilerini her geçen gün kötüleştirerek elimde avcumda bulunana da göz diktiler. Sonuçta sisteme olan güveni sıfırlayarak, vatandaşlar olarak kurumlara, devlete ve hatta birbirimize olan güvenimizi yerle yeksan ettiler. Bu tablo karşısında gençlerimiz hayal bile kuramayacak ve geleceklerini bu ülkede göremeyecek kadar umutsuz bir durumun içine düşerek dışarda bir hayat kurmanın alternatiflerini arar oldu. Sadece bugün yedi kişinin kendisi ve ailesi için yurtdışında bir hayat kurmak üzere ülkemizi terketmek üzere olduğunu öğrendim. Bunun geri döndürülmesi aslında o kadar da zor değil. Kredibilitesi ve yetkinliği yüksek, birbirine yardımcı olan ve sorunların çözümü için hazırlık yapan kadrolar kurallı, şeffaf ve hesap verebilir bir sistem içinde güveni yeniden tesis edebilir. Her vatandaş verdiği katkı nispetinde sihirli küpten payına düşeni alarak refah içinde yaşayabilir. Bunun için bir restorasyon ve güveni yeniden tesis etme dönemine ihtiyaç duyulacağı çok açık. İlk adımı atmak ve Mevlana’nın “Sen bir yola koyul yol sana görünür” söylemi ile yola koyulmak yapılması gereken ilk aksiyon. Bunun için de seçimlerde gereken yetkiyi alarak yola koyulmak en önemli hedef. Tabi halk bu yetkiyi verise.