Bayrak ile devrimcileri sınadılar

Abone Ol
Darbeyle birlikte uygulanan işkenceler ve baskılarda bayrağın ön plana çıkartılması solcuların bayrakla aralarına mesafe sokmak bir adım ötesi vatansız solcuğun temelini atıp hak temelli arayışların ötesine geçmeyecek bir mücadele süreci armağan etmek olacaktı.

Loading...

Burjuvazi iktidara gelir gelmez yönetiminin merkezine kâr elde etmeyi koydu. Burada yönetmek için geliştirdiği araçlar devletin işleyiş mekanizmasında olan şeylerdi. İktidarı birlikte aldığı işçi sınıfıyla iktidarı paylaşmak istememesi doğasında olan işleyişin kendi düşman sınıfının oluşmasına ve düşmanlığın derinleşmesine neden oldu. Avrupa'da gerçekleşen devrimler sonrasında Türkiye'de 1923'te gerçekleştirilen devrim de düşman sınıf bilinciyle kuruluş sürecini tamamladı. Sınıf temelli parti ve sendika kurulma yasağı uzun yıllar sürdü. 1960'a kadar izlenen sınıf baskısı geçici bir rahatlama dönemine girdi. Türkiye İşçi Partisinin kuruluşu ve Meclis de temsil edilme gücüne kavuşması yine DİSK'in kuruluşu ve işçi sınıfı içerisinde yaygın örgütlenme faaliyetleri sermaye sınıfı içerisinde büyük rahatsızlık oluşturdu. Dünyada ve Türkiye'de bir kuşak olarak tarihe geçecek olan 68'liler ülkemizde emperyalizm karşıtlığı ve yurtseverliği ile ön plana çıktı. Kendi devrimci mirası ve bayrağı ile ilişiği sermaye sınıfını rahatsız etti. Tarihsellik içerisinde daha iyisini aramaları burjuva iktidarını korkutuyordu. İşçi sınıfının ekonomik ve siyasi mücadeleyi birlikte yürütme arayışı gençliğin devrimci enerjisi sermaye iktidarı için bir şeylerin yolunda gitmediğinin kanıtıydı. Solcuların başka ülkelerden enerji devşirmek ile suçlanması işte tam da tersi bir durumun olmasından kaynaklıydı Sağcıların cumhuriyet kurulur kurulmaz hemen işbirlikçilik arayışı döneminde Hitler faşist Almanyası ile başka bir dönem ise ABD için savaşmaya can atmak ile ilişkili bir vatan "sevgisi "olmuştur. Solcuların cumhuriyet devriminin ilkeleri ile organik bağına verilecek zarar burjuva iktidarının kendisini güvende hissedeceği bir süreç yaratacaktı. 12 Eylül'e giden süreç inanç temelli ayrışmalar için girişilen katliamlar devrimcilerin yöneticilerle Cumhuriyetin kurucu sürecini ve sonrasını eşitlemeye doğru yol alacaktı.
Darbeyle birlikte uygulanan işkenceler ve baskılarda bayrağın ön plana çıkartılması solcuların bayrakla aralarına mesafe sokmak bir adım ötesi vatansız solcuğun temelini atıp hak temelli arayışların ötesine geçmeyecek bir mücadele süreci armağan etmek olacaktı.
Darbeyle birlikte uygulanan işkenceler ve baskılarda bayrağın ön plana çıkartılması solcuların bayrakla aralarına mesafe sokmak bir adım ötesi vatansız solcuğun temelini atıp hak temelli arayışların ötesine geçmeyecek bir mücadele süreci armağan etmek olacaktı. Bunun tarifini de evrenselliğin sınırları ortadan kaldırmaya başladığı çok uluslu ve farklı kültürlerin yaşamı daha demokratik ortamlara sürüklediği vb. şeyler dinledik. Cumhuriyet tarihinde işlenen bütün katliamlar gündeme getirilerek ezilen ulusları, mezhepleri keşfedip demokrasi arayışları cumhuriyet ile hesaplaşmaya evrildi. Vatan, bağımsızlık, sağcılarınmış gibi oldu. Kimlik siyaseti devrimcilik için başa yazıldı. Cumhuriyet ve bayrak Solcuların sahip çıkmaması gereken günahkar terimler oldu. Sermaye sınıfının ve iktidarının halk üzerinde uyguladığı baskılar emekçi halkın mücadelesiyle kazanılmış Cumhuriyete mal edilmek istendi. Cumhuriyet düşmanlarına karşı 2013 yılında ayağa kalkan halk, bunun böyle olmadığını dosta düşmana ispatladı. 68 kuşağı bağımsızlık için ellerinde bayrak ile yürüttüğü mücadelesini Haziran'da milyonlar da bayrak ile Cumhuriyet düşmanlarına sağcılara karşı mücadelesi ile verdi. Sermaye iktidarını savunan, emperyalizmle hiç bir sorunu olmayanların cumhuriyetle bayrakla sorunu vardır. Eşitlik ve Özgürlük için Yeniden Sosyalist Cumhuriyet diyenlerin ellerine bayrak çok yakışıyor.