Bankalarda “ikna odaları” mı kurulacak?
Hesap kitap bilen birikim sahiplerinin KKM’ye falan yöneldikleri yok. Aksine BDDK verilerinden izlendiği üzere döviz mevduatları kaya gibi sağlam durmakta. Hatta az da olsa artmakta.
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati yeni görevini icra ederken TV ekranlarına gün geçtikçe daha fazla ısınıyor. Sanki doğuştan beyaz camda olmak için yaratılmış görünen Nebati yine de acemiliğin verdiği açık sözlülükle olsa gerek daha geçen hafta yer aldığı bir TV programında “Merkez Bankası ya da Hazine neden müdahale ediyor diyorlar. Türkiye, elindeki bütün enstrümanları kullanır” deyivermişti.
Konu tam da “Kur Garantili Mevduat (KKM)” ürününün lansmanı ardından TL’deki değer kazancının kaynağı tartışmalarıydı. Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı KKM tarihin tozlu sayfalarından bugüne uyarlanarak gün yüzü görürken, açıklamalara eşlik eden mucizevi dolar satışlarının döviz mevduatı sahibi hane halkı marifetiyle mi yoksa görünmez bir el tarafından mı gerçekleştirildiği elbette kritik derece de önemliydi. Sonuçta Uğur Gürses’in T24’yeki durumu netleştiren yazısını bile okumaya gerek kalmaksızın, Bakan Nebati TV ekranlarından önemli bir itirafta bulunmuş ve KKM’nin başarılı olması için yapılan satışların Hazine ve Merkez Bankası’nın mükemmel koordineli çalışması eşliğinde gelen satışlarda Türkiye’de yaşayan mevduat sahiplerinin gözlerinin boyanması amacıyla kullanıldığını sanki serbest piyasa rejiminin en doğal fonksiyonuymuşçasına açıklamıştı.
Böylesi açık konuşmaların iktidar katında yaşayan danışmanlar ordusu tarafından beğenilmemesinden olsa gerek, dün geceki açıklamalarında Bakan Nebati bambaşka bir yönde açıklama yaptı.
Şimdiden tarihe geçen ve ileride soruşturma konusu olma olasılığı yüksek 20 Aralık gecesi yaşanmanlar hakkında bu sefer kamu bankalarının devreye girerek dolar satmadığını, o gece piyasanın kapalı olduğu saatlerde bireysel satıcıların devreye girdiğini ve adeta birbirleriyle yarışarak bu satışları gerçekleştirdiklerini söyledi. Tabii böylesi yaklaşık 1 milyar dolarlık satışın bankaların internet şubeleri üzerinden nasıl yapılabildiğini inandırıcı şekilde açıklamaya gerek görmedi Sayın Bakan. Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazine ve Maliye Bakanı böylesi bir açıklama yaptığında inanmak gerektiğinden konu burada kapanmış olmalıydı.
Fakat Bakan Nebati’nin açıklamalarıyla neredeyse aynı saatlerde, Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, döviz mevduat hesaplarının vadeli Türk lirası mevduata dönüştürmeleri halinde, sadece TCMB’nin sağladığı kur farkı desteğinden yararlanmakla kalmayacaklarını bir de üzerine söz konusu yeni TL mevduatların “zorunlu karşılık tesisinden muaf tutulmasına karar verildiği” açıklandı.
Bu büyük ödül elbette daha 20 Aralık gecesi KMM’yi Cumhurbaşkanı’ndan duyar duymaz piyasanın kapalı olduğu saatlerde döviz mevduatlarını koşarak TL’ye dönüştürdüğü bizzat Bakan’ın ta kendisi tarafından açıklanan hane halkını daha da teşvik etmek verilmişti. Zaten TL’ye koşan döviz mevduat sahibinin böylesi bir teşvike o zaman neden ihtiyacı olduğu ta tabi tine havada asılı kalan sorulara bir yenisi olarak eklendi.
TCMB’nin sürprizi bununla da sınırlı değildi.
Açıklamada, söz konusu uygulamayı desteklemek üzere döviz mevduatından TL mevduata geçenlerin ve vadeli Türk lirası hesabında kalmaya devam eden tutarın, Türk lirası mevduata uygulanan en yüksek zorunlu karşılık oranı ile çarpılması ile bulunan kısmının iki katına bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı olan %14 oranında faiz ödenmesi kararı da eklendi. Bu çifte bayram yine zaten TL’ye koşan mevduat sahibinin gittiği yerde kalması için gelmekteydi belli ki.
İşin daha da ilginçleştiği yer ise TCMB açıklaması içinde merkez bankacılığı sınırlarının dışına polisiye önlemlere doğru taşımasıyla gelmekteydi.
Eğer bankalar o veya bu şekilde döviz mevduat sahibini TL vadeli mevduata geçmeye ikna edemezlerse, “döviz olarak tutulan döviz tutarlarının ABD doları cinsinden mevduat yükümlülükleri için tutulması gereken tutara kadar olan kısmı üzerinden yıllık %1,5 oranında komisyon alınmasına” karar verilmişti.
Albayrak dönemini hatırlatan şekilde kredi yarışına munzam karşılıklara ödenen faiz farkları üzerinden itilen bankalar bu sefer de hemen daha 21 Ocak 2022’de döviz mevduatlarının%10’unu TL mevduata çevirtme başarısı gösterirlerse, ya da 18 Mart 2022’ye kadar bir de toplam döviz mevduatının %20’sini TL’ye döndürtürlerse 2022 sonuna kadar söz konusu haraç-vari komisyon oranından muaf tutulacaklardı.
Bakan Nebati elbette dün geceki TV açıklamalarında 20 Aralık gecesi itibarıyla başlayan “TL’ye koşuşun” arkasında “önceliği Sayın Cumhurbaşkanımızın duruşu, ikincisi ise (hazine ve merkez bankası) uyumlu çalışmamız" var derken neden böylesi önlemlere de eş zamanlı ihtiyaç duyulduğundan bahsetmedi.
Halbuki rakamlarla konuşmayı sevenler açısından durum aslında çok basit. Türkiye bankalarında döviz mevduatı tutan hesap kitap bilen birikim sahipleri politika faiz (%14) üzeri 3 puanla sınırlanmış KKM’de getirisinin yüksek ve hızla daha da yükselecek, enflasyon tarafından eriyeceğini çok hızlı kavramış durumda. Dolaysıyla, KKM’a falan yöneldikleri yok. Aksine BDDK verilerinden izlendiği üzere döviz mevduatları kaya gibi sağlam durmakta. Hatta az da olsa artmakta.
Şu durumda KKM öncesi yaklaşık 10 milyar doları doğrudan döviz müdahalesiyle eriten, ardından da piyasadan saklanarak yapılan döviz satışlarıyla yaklaşık bir 10 milyar dolar daha kara deliğe atan merkez bankası açısından durum kritik. Swap hariç net rezervleri hızla eksi 60 milyara koşarken ve TL’deki kırılganlığı daha da perçinlerken güvendiği döviz mevduatlarında çözülme yoluyla banka rezervlerinde artış gerçekleşmiş değil.
Alınan yeni önlemlerin bu çözülmeye neden olup olmayacağını izleyerek BDDK ve merkez bankası verilerinden izleyeceğiz. Sadece aralık ayında beklenen aylık TÜFE enflasyonu artışının %15 olduğunu, hadi TÜİK’in bunun yarısını yansıtması halinde 2021 sonu enflasyonun %30’a dayanacağını hatırlatmakta fayda var. Kur korumalı mevduatla TL’yi yapay şekilde baskı altında tutarken halkın KKM’ye teveccühünü bekleyen ekonomi yöneticilerinin, KKM’nin yükselen enflasyon konusunda çaresiz kaldığını buradan vurgulamak gerekli.